X

Hayatta sahip olmak istediklerimiz: Yarına bırakmayıp şu anda ait olmaya hazır mısınız?

“İnsan, gitmek istediği yere aittir.”

Yarından bahsedelim istiyorum sizlerle birlikte bu yazımda. Yarına bıraktığımız her şeyden. Yarın diyerek kendimize koyduğumuz çizgilerimizden. Yarın zamanı gelince yaparım diye ertelediklerimizden… Yarın giyerim diyerek giymeye kıyamadığımız yeni bir etekten örneğin. Bugün formuma dikkat edeyim diye yarın için ertelediğimiz (ki yarına ereceğimiz de oldukça kesindir tabii ki) bir dilim muhteşem kekten örneğin. Bugün aramaya zaman bulamadığımız annemizden; yarın ararım diyerek geçiştirdiğimiz o olağanüstü yoğun hayatlarımızdan bahsediyorum örneğin.

Sizce daha yakından baktığımızda “yarın” bize neyi anlatıyor? Yarın mutlu bir insan olacağız değil mi o çok istediğimiz tatile çıktığımızda? Yarın çok daha huzurlu olacağız değil mi o çok istediğimiz parayı kazandığımızda? Yarın ancak rahat edeceğiz değil mi o çok istediğimiz evi satın aldığımızda? Yarın çok daha “yaşadığımızın” farkına varabileceğiz değil mi o çok istediğimiz iş teklifini kulaklarımızla duyduğumuzda? Yarın çok daha kıymetli olacağız değil mi elimizi tutan bir erkek veya kız arkadaş bulduğumuzda? Yarın çok daha güzel olabileceğiz değil mi çok isteyip de bir türlü veremediğimiz 5 kilomuzu verdiğimizde?

Eğer hayatımız, mutluluğumuz, oluşumuz, heyecanlarımız kısacası tüm hayatımız “yarın” ise bugün neyimiz var? Ben işte bu yazımda sizlerle birlikte soralım istiyorum, “Yarın için istemek güzeldir fakat biz bugünü ne yapıyoruz?” Bugün aslında o olmak istediğimiz şeyi, o gitmek istediğimiz yeri, o bulmak istediğimiz kadını veya adamı ya da o çok istediğimiz işi yaratmıyor muyuz? Yarın olacaklar diyerek bugünden ayırdıklarımız, kendi kendimize “bugün olmayan” olarak tasvir ettiğimiz bunca isteğimize sizce bugün de sahip değil miyiz?

İşte bu kavrama baktığımızda aslında hepimizin bugünden yarın olmak istediğimiz şeye, gitmek istediğimiz yere, dönüşmeyi hedeflediğimiz her ne varsa ona “ait” olmakta… Yani o olmakta, ona sahip olmakta, onu hissetmekte, onu yaşamakta özgür olduğumuzu görüyoruz. Eğer bu bir ilişkiyse, bugün ve hemen şu anda kendimizi çok ama çok sevmek ve kendi kendimizin en iyi arkadaşı olmak hakkına sahibimiz. Evet, yarın olmak istediğimiz şey “eş olmak” ise bugün oraya ait olmak için ne yapıyoruz? Bugün kendi kendimize karşı anlayışlı olmak, bugün kendi kendimizi çok ama çok sevmek veya bugün, yarın hayal ettiğimiz o dengeli, değer gördüğümüz ve derin bir sevgi ile bağlı olduğumuz ilişkiye ne kadar ait hissedebiliyoruz? Yarını beklemek yerine neden yarına bugünden ait olamıyoruz? Bugün kendi kendimize verebileceğimiz tüm değeri, tüm şefkati ve tüm anlayışı neden kendimizden esirgemekteyiz? Yarın olacağımız kişi eğer bugün “yarın olacağı şey” için yeterince kıymetli değilse yarın olduğunda gerçekten hayal ettiği değeri görebilecek midir?

Bu durumu en çok yaşadığımız diğer bir örnek ise yarın sahip olacağımız bolluğa odaklanarak, yarında kendimizi layık bulduğumuz her şeyi bugün yapamayacağımıza olan inancımızdır. Oysa bugün sahip olduğumuz bolluk, inancımız yarın için hedeflediğimiz tüm bolluk seviyesini hayatımıza taşıyacak olandır. Bugün gerçekten sahip olmadığımıza inanıyorsak, yarın nasıl sahip olabiliriz ki? Bugün bir ev sahibi olmadığımız için kendi kendimize tekrarladığımız “bir evimizin bile olmadığı” ise veya ancak yarınlarda, yarın olacak olan evimizle kendimizi gerçekten bolluk içerisinde görüyorsak ve bugün “sahip olmamak” halimize odaklanıyorsak, yarın “gerçekten” hayatımıza bolluk getirmemiz mümkün olabilir mi?

Bir de tam tersini düşünelim, gelin hemen şu anda bugün neyimiz var neyimiz yoksa olduğumuz gibi, “yarın” sahip olmayı istediğimiz her şeyi hissederek, bugünkü “bolluğumuz” için teşekkür edelim. Yarın sahip olacağımızı bildiğimiz her şey için bugünden teşekkür edelim. Bugün, yarın olacaklardan bağımsız olarak kendimizi yarına bırakmadan, tam ve bütün hissedelim; hayatımızın sadece yarınında değil hemen şu anında, bugün kim ne derse desin aldırmadan, yarın istediğimiz bolluğu hissedebilelim. Yarına bırakmadan bugünden yarına ait olalım…

İşte bu yüzden hayatımızda herhangi bir hayalimiz varsa her ne kadar zor, imkansız veya uzak gözüküyor olursa olsun, yarına bıraktığımız her şey, duygu, inanç, his, sağlık, mutluluk, huzur her ne var ise bugünden burada olmalı, bugünümüzün bir parçası olmalıdır.  Bu varlığının tüm gücüyle yarına ait olmayı hedeflemelidir. Bakın sevgili David Schwartz güzel eseri Büyük Düşünmenin Büyüsü ile bunu nasıl açıklıyor:

… Ortalama insan daima değişime ve gelişime tepki duymuş ve karşı koymuştur. Bir hayli insan doğanın yürümemizi ve atları kullanmamızı istediğini öne sürerek otomobillere itiraz etti. Uçak pek çok insana zorlayıcı bir fikir gibi geldi. İnsanın kuşlara ayrılmış alana girme hakkı yoktu. Değişime karşı birçok statükocu hala insanoğlunun uzayda işi olmadığında ısrar ediyor.

Başarılı bir füze uzmanı yakın zamanda bu tip bir düşünceye şöyle karşılık verdi: İnsan, dedi Dr. Von Braum, gitmek istediği yere aittir.”

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız, hayatınızda gitmek istediğiniz yerleri, olmak istediğiniz kişiyi, hedeflerinizi, kalbinizden geçenleri yeniden değerlendirmenizi dilerim. Bugün yarında olmayan, sizi o güne gitmeyi engelleyen hiçbir sınır yoktur. Bugün, eğer o noktaya “ulaşabileceğinize” veya o gün “sahip olurum” diye düşündüklerinize zaten içinizde yer vermiyorsanız, o gün geldiğinde bunların gerçekten sahipliğini anlayıp ya da tatminine varabilecek misiniz?

Haydi, gelin, bugün, hep beraber, gitmek istediğimiz o can-ım yerlere ait olalım…

 

İlginizi çekebilir: Hayat boyu yanınızda olan “düşünce fabrikanız” ne üretiyor?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale