Dünya üzerindeki birçok eğitim ve devlet kurumu, halka sağlıklı alışkanlıklar kazandırmak konusunda sınıfta kalmış durumda. Bunun yerine sağlığımızı belirleyen en önemli şeyin genetik ve biyolojik yapı olduğunu söylemekle yetiniyorlar.
Genetik ve biyolojik yapı ne kadar belirleyici olsa da bazı alışkanlıklar sayesinde bu yapısal özellikleri en iyi şekilde kullanmak ve böylelikle daha sağlıklı bir hayata sahip olmak da mümkün. İşte daha sağlıklı olmanızı sağlayacak beş unsur:
1. Cildinize ne sürdüğünüz önemli
Ciltteki D vitamini üretimi, sağlık üzerinde belirleyici bir etkiye sahip. D vitamini üretimi ise yaş, cilt rengi ve güneş koruyucu kullanma alışkanlığına göre değişiklik gösterebiliyor. Cildinize zehirli spreyler, kremler veya diğer zararlı kozmetiklerin uygulanması bağışıklık sisteminizi etkileyebiliyor. Özellikle çocuklar ve 65 yaş üstündeki kişilerin cildi, dışarıdan gelen bu tür malzemelere daha açık oluyor. İşte bu nedenle çocuklarınıza veya 60 yaşından sonra kendinize uygulamanız gereken en son şey kozmetikler, nemlendiriciler, makyaj malzemeleri ve cilt için zararlı olabilecek kimyasallar barındıran şampuanlar. Araştırmacılar, vücuttaki düşük D vitamini seviyesinin, bağışlıklık sisteminin savaşma kapasitesini düşürdüğünü söylüyor.
2. Ne yediğiniz önemli
Günümüzde artık ne yemediğiniz değil, ne yediğiniz daha önemli. Yapay tatlandırıcılar, renklendiriciler, koruyucular, katkı maddeleri neredeyse yediğimiz her şeyi kaplamış durumda. Bu maddeleri tüketmekten kaçınmak, sadece beslenme alışkanlıklarınızı düzenlemekle kalmıyor aynı zamanda toksik yüklemenin de önüne geçiyor. Organik gıdalar tüketmek ve GDO’lu ürünlerden kaçınmak, ömrünüze ömür katabilir. Herhangi bir işlenmiş gıda tüketirken buğday ve soyadan kaçınmak mümkün değil ancak bu gıdaları beslenme düzeninden çıkaranlar hem kilo dengesini sağlıyor hem de bağışıklık sistemini koruyor.
3. Ne soluduğunuz önemli
Kısa süreli de olsa kirli havayı solumak insan sağlığı için ciddi zararlar barındırıyor. Bunlar arasında kalp krizi, akciğer hastalıkları, öksürme, nefessiz kalma ve akciğer faaliyetlerinde bozukluk sayılabilir. Soluduğunuz hava, sizi hayatta tutan fizyolojik ve hücresel süreçlerin temelini oluşturuyor. Ne kadar temiz hava solursanız, o kadar güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olabilirsiniz.
4. Ne kadar hareket ettiğiniz önemli
Düzenli fiziksel aktivite, fitness ve egzersiz yapmak her yaştan insanın bağışıklık sistemi için kritik öneme sahip. Araştırmalar, birçok kronik rahatsızlık nedeniyle yaşanan ölümlerin düzenli fiziksel aktivite sayesinde azaltılabileceğini veya geciktirilebileceğini gösteriyor. Dünyada yaşanan ölümlerin yaklaşık yüzde 25’i kronik rahatsızlıklar nedeniyle gerçekleşiyor. Düzenli fiziksel aktiviteyle bağışıklık sistemini güçlendirmek ve böylelikle milyonlarca kronik hastalığı önlemek mümkün.
5. Ne düşündüğünüz önemli
Belki de sağlığımızla ilgili en belirleyici unsur, ne düşündüğümüz ve nasıl hissettiğimizle ilgili. Genetik olarak belirleyici hücreler, genleri değişik biçimde etkiler ve bu da değişik fiziksel tutumlara neden olur. Bunun en güzel örneği, vücudumuzdaki farklı hücre türlerinde yatıyor. Örneğin deri hücreleri ve beyin hücreleri aynı DNA’ya sahip olmalarına rağmen farklı fonksiyonlar sergiliyor. Birçok uzman, gen aktivitesinin günlük alışkanlıklara dayalı olduğunu düşünüyor. Yani eğer vücut kimyanız zihninizde oluşan algıyı yansıtıyorsa ve sinir sisteminiz çevreyi algılayıp yorumladıktan sonra vücut kimyasını kontrol ediyorsa, bu da düşünce yöntemiyle hücrelerinizin kaderini değiştirebileceğiniz anlamına geliyor.
Kaynak:
The Mind Unleashed
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Sağlıklı bir hayata kavuşmak için küçük ama etkili 19 alışkanlık
Özgüven kazanmak için vazgeçmeniz gereken 6 alışkanlık
Başarılı insanların masraf gerektirmeyen faydalı alışkanlıkları