X

Hayatta sadece tek bir doğru yol olması mümkün mü?

Öyle zamanlardan geçeriz ki, “Ben bu kararı nasıl verebildim?” diye sorguladığımız olur kendi kendimizi. Ya da bazen buna bile gerek kalmaz fakat olaylar olup bitiverir, bizim bir şey yapmamız gerekmez, hayatımızdaki o “diğer” kişiler çoktan seçimler yapmışlardır… Yani yollarımızın kesiştiği kimselerin kendi “yollarını” seçmek hali aslında dolaylı da olsa bizim yolumuzu da etkiler. Bazen dikleştirir, bazen ayırıverir ve bazen de birleştirir. Evet, öyle anlar olur ki bu sonuçlar bize acı da verebilir veya çok uzun zamandır beklediğimiz biri hayatımıza girivermiştir bile…

Yıllar geçer biz yine kendimizi suçlamaya devam ederiz, “Ben bu yola nasıl girdim, neden girdim?” diye döner dolaşır yine kendi kendimize konuşuruz…

Ben bugün bu yazımda sizlerle birlikte sorgulayalım istiyorum, sadece bir doğru yol mümkün mü? Yani diğer kişilere bakarız ve bu seçimi neden ve nasıl yaptı diye sorgularız. Onların adına üzülürüz, onların yaptıkları için bazen kendimizi affetmeyiz, kandırılmış hissederiz kendimizi, “Nasıl gerçekleri göremedim?” diye yılarca kendi kendimizi suçlarız bazen. Bir arkadaşımıza “sadece” yardım etmek isteriz ve sonucunda büyük bir borcun altına gireriz, bu tüm ailemizi etkiler, belki işimizi belki sahip olduğumuz mal varlığımızı. Hayatımızda o “diğer” kişi nedeniyle “kaybeden” oluruz ve evet yıllar geçer biz yine kendimizi suçlamaya devam ederiz, “Ben bu yola nasıl girdim, neden girdim?” diye döner dolaşır yine kendi kendimize konuşuruz…

Tüm bu akış içerisinde gerçekten tek bir doğru var mıdır? Yani örneğin aldatmak üzerinden gidecek olursak bir kişi eğer evliliğinde veya ilişkisinde mutlu değilse ve hayatının aşkını bulduysa, o evliliği veya ilişkiyi bitirmesi ve yeni bir ilişkiye başlaması, bu akışı hayatının aşkı için bozmayı “tercih” etmesi “hatalı mıdır?” Evet ise hangimize göre; belki geride kalan eş isek üzülürüz, yıllar boyu çok sevdiğimiz bir adamdan veya kadından vazgeçmek durumunda kalmışızdır bir kere. Haksızlığa uğramışızdır, beğenilmemişizdir, yalnız kalmışızdır, hayat bize adil davranmamıştır.

Belki tam tersinden bakmamız gerekir. Tek başınalığı öğrenmek güzeldir, daha güçlü oluruz, farklı bir yola yönlendirilmişizdir, belki hayatımızın tek ve gerçek aşkı için bizlerin de yola çıkması gerekir veya sadece ödeyecek borcumuz artık paylaşacak “gerçeğimiz” kalmamıştır ve gitmemiz gerekir. Bu iki bakış açısından veya yoldan hangisi doğrudur?

O diğer kadın veya adam olabiliriz, bir evliliğin bir ilişkinin bozulması üzerine yeni bir akışa başlarız. Çoğu kişi ne yaptığımızı neden başkasını üzdüğümüzü sorgular bizler sadece “aşkı” yaşamak isteriz hâlbuki sonuna kadar dünyadaki herkes kadar hak ettiğimize inandığımız aşkı… Ve birçok “diğeri” için öteki kişiyizdir, ikinci olan, sonradan gelen, diğer bir kişinin ilişkisini yıkan, belki gitmese de o hepimizin “muhteşem” algımızda kafalarımıza çizilmiş olan sınırlarda “sonsuza kadar mutsuz” olsak da sürdürmemiz gerekendir evlilik veya ilişki değil mi?
Oysa ne huzursuzluğunu, ne de o aramızdaki güzellikler bittiğindeki halini yaşamıştır o diğer kişiler… Onlar dışarıdan bakar ve sadece yorum yaparlar… Şimdi hangimiz daha adilizdir, hangimiz daha çok doğru yolumuzdayızdır ve hangimiz bir diğerinin “üzüntüsü” veya gerçekte “kurtuluşu” istese de istemese de hayatın sunduğu özgürlüğe giden yolu olmuşuzdur…

Hayatımız boyu karşımıza çıkan yolları doğru veya yanlış olarak nitelendirmekteyiz.

Sevgili Hermann Hesse’nin Buda’nın yolunu anlattığı güzel eseri Siddhartha’dan bir bölüm paylaşmak istiyorum. Hayatta önümüze çıkan yollar, seçimlerimiz ve bunların hepsinin gerçekte ne kadar da “doğru” olabildiklerine bakın nasıl yaklaşıyor (sevgili Murat bu kitap için sonsuz ve her daim “az kalacak olan” teşekkürlerimle).

… Siddhartha ormanda yürüyordu, hayli uzaklaşmıştı kentten, bildiği tek şey varsa o da artık geri dönemeyeceğiydi, pek çok yıldan beri sürdürdüğü yaşam geçmişte kalmış, tiksinti verecek kadar tadı çıkarılıp sömürülmüştü. Düşünde gördüğü şakıyan kuş ölmüştü artık. Gönlündeki kuş ölmüştü. Sansara’nın iyice gömülmüştü içine, tiksinti ve ölümü dört bir yandan soğurup içine almıştı, bir süngerin suyu sonuna kadar içine çekmesi gibi. Bıkkınlıkla, perişanlıkla ve ölümle dolup taşıyordu, onu cezbedecek, onu sevindirip avutacak hiçbir şey dünyada yoktu artık.

Bundan böyle kendisiyle hiçbir alıp vereceği olmamasını, huzura kavuşmayı, ölüp gitmeyi yürekten arzuluyordu. Ah, keşke bir yıldırım düşse üstüne, onu cansız yere serseydi! Kaplanın biri çıkıp gelse de onu yiyip tutsaydı keşke! Bir şarap, bir zehir olsaydı da, onu hiçbir şey durup hissetmez duruma soksaydı, her şeyi unuttursaydı ona, uyusa ve bir daha uyanmasaydı! Başka bir pislik kalmış mıydı kendini pisletmediği, bir günah kalmış mıydı işlemediği, bir budalalık kalmış mıydı başvurmadığı, ruhunu ıssız çöle çeviren bir adım kalmış mıydı atmadığı? Böyle bir durumda yaşayabilir miydi artık? Böyle bir durumda nefes almak, nefes vermek, hala bu işi sürekli tekrarlamak, açlık hissetmek, yemek yemek, uyumak, eskisi gibi kadınlarla yatmak mümkün müydü? Bu kısır döngü onun için son bulmuş, onun için kapanmamış mıydı? …İşte yine diye geçirdi içinden, bütün bu ölümlü şeyler elimden uçup gittiğine göre, işte yine küçük bir çocukken olduğu gibi güneşin altında duruyorum, hiçbir şey benim değil, herhangi bir beceriden, maharetten yoksunum, henüz öğrendiğim hiçbir şey yok. Ne şaşılacak şey! Artık genç sayılmayacağım, saçlarımın artık yarısı ağarmış durumda olduğu, yavaş yavaş elden ayaktan düştüğüm şu sıra yine başa dönüyor, çocukluktan başlıyorum! Bir kez daha gülümsemeden duramadı, evet tuhaf bir yazgısı vardı.

Hayatımız boyu karşımıza çıkan yolları doğru veya yanlış olarak nitelendirmekteyiz, fakat aslında zaman geçmeden, o yollar başka yollardan ayrılmadan ve gelecekte bambaşka yollar ile birleşmeden tam yanlış veya tam doğru yolu belirlemek ve bu yetmezmiş gibi başkalarının yollarını doğru veya yanlış olarak nitelendirmek ne kadar “doğru” olur?
Bugün bu yazımı okuyorsanız, tek doğru yol var o da sizin sadece ve kendi kendinize çizebileceğiniz yol, diğerinin tercihi, yolu veya oluşu sizin muhteşem yolunuzun sadece bir durağını oluşturabilir; yolunuzu çok ama çok sevin… Ve her anında “doğru” yolda olduğunuzu bilin…

İlginizi çekebilir: Aşkın en sevdiği: Ben halini ortaya çıkartmak Aşkın en sevdiği: Ben halini ortaya çıkartmak 

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale