dummy

Hayatta kalma filmleri: Soluksuz izleyeceğiniz filmlerle heyecan dolu dakikalara hazır olun

Hayatta kalma filmleri, her şeyi en temel unsurlara indirger: Genellikle çok az karakter vardır, karakterlerin elinde sadece zekaları ve sınırlı birkaç araç bulunur ve tek bir amaca sahiplerdir: Hayatta kalmak! Yine de bu tür filmler, bu kadar az içerikle bile kalp atışlarımızı hızlandırabilir ve bize doğanın enginliğini hissettirebilir. Hayatta kalma filmleri, bize en azla en çok şeyin nasıl yapılacağını öğretir. Bunlar çoğunlukla uçsuz bucaksız vahşi doğanın zorlu koşullarında hayatta kalmayı içerir. Özellikle okyanus, tekne vb… Bazen evcilleştirilmemiş bir hayvan veya var olan birkaç kaynak için rekabet eden insanlar olur ve daha agresif bir tehdit eklenir… Eğer siz de bu tür filmleri seviyorsanız en iyilerini öğrenmek için okumaya devam edin.

dummydummy

I Am Legend (IMDb: 7.2)

Türkçe çevirisi Ben Efsaneyim olan 2007 yapımı bu filmde sevilen aktör Will Smith, New York’ta tek başına yaşayan bir virologu oynuyor. Kanseri tedavi etmesi gereken bir virüs çıkıp insanoğlunun çoğunu yok ettikten sonra, izolasyona katlanmak ve hastalığın yarattığı vampir benzeri mutantlardan kaçmak zorundadır. Peki ya gerçekten hayatta kalan tek insan o değilse?

The Revenant (IMDb: 8.0)

Dilimize Diriliş adıyla çevrilen The Revenant, Leonardo DiCaprio’ya “En İyi Erkek Oyuncu” dalında İlk Akademi Ödülü’nü ve yönetmen Alejandro González Iñárritu’ya Birdman’den sonra ikinci Oscar’ını kazandırdı. Tek solukta izleyebileceğiniz filmde ölüme terk edilen ancak hayatta kalmak ve vahşi doğadan kendi başına çıkmak zorunda kalan, bu süreçte her türlü dehşete karşı direnen bir sınır askerinin hikayesi anlatılıyor.

The Martion (IMDb: 7.9)

Andy Weir’in romanına dayanan Marslı, kızıl gezegende mahsur kalan bir astronotun (Matt Damon tarafından oynanan) hikayesini konu alıyor. Mark Watney’in nasıl tek kişilik mürettebatı olabileceğini ve bir kurtarma ekibinin geri dönmesine yetecek kadar uzun süre hayatta kalabileceğini bulması gerekiyor.

Gravity (IMDb: 7.8)

2013 yapımı Yerçekimi’nde sevilen aktris Sandra Bullock, ilk uzay yolculuğu sırasında mekiğe çarpan bir cisim nedeniyle uzay boşluğunda rehin kalan bir astronotu oynuyor. Dünyaya nasıl güvenli bir şekilde döneceğini bulması gereken astronot bir arkadaşıyla birlikte hayatta kalma mücadelesi verecektir. Filmin vizyona girdiğinde En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Film dahil 10 dalda Akademi Ödülü’ne aday gösterildiğini ve En İyi Yönetmen dahil yedi dalda ödül kazandığını da unutmadan söyleyelim.

127 Hours (IMDb: 7.6)

Trainspotting yönetmeni Danny Boyle’un 2010 yapımı bu filmi, açık hava meraklısı Aron Ralston’ın üzücü gerçek hayat hikayesini anlatıyor. Ralston, Utah’ın mağaralarında tek başına yürürken bir kayanın altında kalır ve hareket edemezken nasıl hayatta kalacağını bulmaya çalışır…

Everest (IMDb: 7.1)

Karda mahsur kalma filmleri, soğukta hayatta kalma filmleri dendiğinde ilk akla gelenlerden olan Everest, Everest Dağı’nda zirve yapmaya çalışan bir grup dağcının hikayesini konu alıyor. Grup zirveye yaklaştıkça kar yağışı artar ve hava koşulları giderek daha zorlu bir hal alır. Artık onlar için hedef tırmanmak değil hayatta kalmaktır.

The Road (IMDb: 7.3)

Yol filminin hikayesi, kıyamet sonrasını konu alır. Bir baba ve oğlu zor hava koşullarında, bilmedikleri bir yolda hayatta kalma mücadelesi verecektir.

Apocalypto (IMDb: 7.8)

Apokalipto’da huzur ve barış içinde yaşayan bir kabile, köle aramakta olan savaşçılar tarafından saldırıya uğrar. Jaguar Paw ise hamile karısını ve oğlunu onlardan saklamaya çalışarak hayatta kalma mücadelesi vermek zorundadır.

Cast Away (IMDb: 8.8)

Yeni Hayat olarak dilimize çevrilen filmde, bir kargo firmasında analiz uzmanı olan Chuck Noland, iş seyahatine çıkar. Ve uçağı Güney Pasifik semalarında bilinmeyen bir nedenle düşer. Bilinci kaybeden adam bir adada uyanır ve o andan itibaren hayatta kalma mücadelesi başlar. Filmin, adada hayatta kalma filmleri arasında en beğenilenlerden olduğunu da unutmadan söyleyelim.

Kon-Tiki (IMDb: 7.2)

Netflix hayatta kalma filmleri arasında yer alan Kon-Tiki gerilim ve maceraya dair tüm unsurları içeriyor. 1947’de Norveçli bir kaşifin liderliğindeki bir ekip, Güney Amerika’dan gelen eski insanların da aynı şeyi yapabileceğini kanıtlamak için hafif bir sal üzerinde Pasifik’e doğru yelken açmaya çalışıyor. Yol boyunca köpekbalıkları, fırtına ve açık denizin türlü tehlikeleriyle yüzleşeceklerdir. İlginç olan konunun gerçek bir hikayeye dayanması ve salın hala Oslo’daki bir müzede sergilenmesi.

The Grey (IMDb: 6.8)

Dilimize Gri Kurt olarak çevrilen filmde bir uçak kazasından sonra Alaska’nın vahşi doğasında hayatta kalma mücadelesi veren Liam Neeson’ın hikayesi anlatılıyor. Liam Neeson bunun yanı sıra bir de onu takip eden bir kurt sürüsüyle mücadele etmek zorundadır.

All Is Lost (IMDb: 6.9)

Türkçeye Sona Doğru olarak çevrilen filmde Robert Redford neredeyse tamamen sessiz performansıyla milyonların beğenisini topladı. Hikayede teknesi bir nakliye konteynırıyla çarpıştıktan sonra iletişim veya GPS ekipmanı olmadan denizde kaybolan bir denizciyi oynar. Yardım bulmak için kendi teknolojisini yapmak zorunda kalır…

Buried (IMDb: 7.0)

Toprak Altında’da, Irak’ta görev yapan bir Amerikan askeri olan Paul Conroy’un hayatta kalma mücadelesi anlatılıyor. Paul Iraklı direnişçilerin eline düşer ve uyandığında kendisini bir kutunun içerisinde bulur. Nerede olduğunu ve buraya nasıl geldiğini bilmemektedir ancak hayatta kalabilmesi için zamanla yarışması gerekir.

In the Heart of the Sea (IMDb: 6.9)

Denizin Ortasında, 1820 yılında balina avlayan bir geminin, balina saldırısı sonucunda parçalanmasını anlatıyor. Pasifik Okyanusu’nun ortasında yaşanan bu hayatta kalma mücadelesinden sadece 8 kişi kurtuluyor. Bu olayın sonradan Moby Dick efsanesine de ilham verdiğini söylemeden geçmeyelim.

Alive (IMDb: 7.1)

1993 yapımı Yaşamak İçin, Andes dağlarında yükseklere düşen Uruguaylı bir ragbi takımının gerçek hikayesini ve hayatta kalmak için katlanmak zorunda kaldıkları olağanüstü olayları anlatıyor. Üstelik Ethan Hawke, Josh Hamilton, Josh Lucas ve Ileana Douglas’ı da içeren oldukça çeşitli bir oyuncu kadrosuna sahip.

The Descent (IMDb: 7.2)

Cehenneme Bir Adım, bir grubun bir mağara içerisine düşen bir kaya nedeniyle orada mahsur kalmalarını ve verdikleri hayat mücadelesini konu alır. Mağarada kana susamış yaratıklar vardır. Ve gruptaki herkes birbiriyle ters düştüğü için mücadelesini tek başına vermek zorundadır.

First Blood: Rambo (IMDb: 7.7)

Vietnam gazisi John Rambo küçük bir kasabanın şerifi tarafından taciz edilir ve kontrolden çıkar. Bir polisi öldürdükten sonra görevliler tarafından köşeye sıkıştırılır. O andan itibaren hayatta kalabilmek için bir ölüm makinesine dönüşecektir.

Unbroken (IMDb: 7.2)

2014 yapımı Boyun Eğmez, Amerikalı uzun mesafe koşucusu Louis Zamperini’nin hikayesini konu alır. Hatta Adolf Hitler, Zamperini’nin Berlin’deki Olimpiyat oyunlarındaki performansı nedeniyle onunla tanışmak istemektedir. Dört yıl sonra Olimpiyatlar II. Dünya Savaşı sebebiyle iptal edilir ve Zamperini savaşa gider. Pasifik üzerinde geçirdikleri bir kazadan iki silah arkadaşıyla birlikte kurtulmayı başarsalar da onları kurtaranların düşman taraf olduğunu anlamaları an meselesidir…

İlginizi çekebilir: Yol filmleri: Kemerlerinizi bağlayın, birlikte uzun yola çıkıyoruz!

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp