X

Hayatta dikkat verdikleriniz sizi bulacak olanlardır

Birçoğumuz diğerlerini eleştirmekten hoşlanırız. Hatta kültürümüz gereğince güzel bir şeye “güzel” demek bizler için nedense en zor olandır. Beğendiğimizi göstermek yerine, takdir etmek yerine, kutlamak yerine yermeyi seçeriz genel olarak. Hatta (ne yazık ki) teşekkür etmek yani bir diğer kişiye minnettarlığımızı belirtmek de zordur bizler için. Bunun devamında ise şükür gelir, şükür etmek “aklımıza bile gelmeyendir”… Hayatımızda birçok basit ve güzel şeyi, örneğin bir ayakkabıyı çift olarak giyebilmenin lütfunu bilmeyiz. Bu bize zaten verilmiş olandır, kaybedinceye kadar aslında ne kadar büyük bir hediye olduğunu anlamamız da ne yazık ki mümkün değildir.

Ben bugün sizlerle gün boyunca dikkat verdiğimiz duygulara ve düşüncelere odaklanalım istiyorum. Neden bu şekilde bakarız dünyaya? Neden bir kişinin içindeki şefkati görmek yerine, bunu takdir etmek yerine kıskanmayı seçeriz? Onda olup da bizde olmayanlara; örneğin güzel bir kariyere, bir eşe, çocuklara ve hatta daha fiziksel şeylere; bir çantaya, ayakkabıya odaklanırız? Bu da yetmez hayat hakkında yorumlar yaparız, hayatı kolay diye düşünürüz… Aslında içinde ne olduğunu, hayatında gerçekten ne yaşadığını bilmeden sahip olmak durumuna eriştiği dış sıfatlara ve fiziksel kavramlara göre çoktan kararımızı vermiş oluruz.

Neden bir kişinin sahip olduğu merhameti ve cömertliği takdir etmek yerine sahip olduğu zenginlik hakkında, tüm o mal varlığı hakkında yorumlar yaparız? Hatta bizim olmayan her şeye odaklanıp da takdir etmekten, var olan varlığını paylaşmak erdemine erişmiş olduğu için; bu cömertliği, bu varlığı, bu bolluğu takdir etmek yerine yermeyi neden seçeriz?

Neden bir kişinin sahip olduğu sevebilmek ve gerçekten kalpten sevmek gücünü bizim olmadığı için kötülemeyi seçeriz? Bizi seçmediği için, bizimle eş olmayı istemediği için bu o kişiyi kötü yapabilir mi? Bu, bir insanın sevebilmek gücünü ve erdemini takdir etmemizden bizi alıkoyabilir mi? Sırf egomuzu tatmin etmediği için sadece bizim istediğimiz şekilde hissetmediği için onun güzelliğini görebilmemize engel midir?

Oysaki hayat bizim kendimizden sakındıklarımızı gördüğümüzce bizi ödüllendirir. Başkasındaki şefkati takdir etmeden kendi içimizdeki şefkate erişemeyiz, hayatımızda başkalarına da şefkat gösteremez ve göremeyiz. Bir diğerine teşekkür etmeden, minnet duymanın gücünü anlayamaz, kendi varlığımıza minnet duyamayız. Başkasının paylaşma cömertliğini takdir etmeden, bunu görmeden paylaşmak nedir bilemeyiz, paylaşmayı hayatımıza alamayız. Kapılarımızı paylaşarak bize gelenlere açamayız… İşte hayatımızda, etrafımızda yaşanmakta olan tüm bu olaylara nasıl bakacağımızı ve gerçekte neyi göreceğimizi belirleyen bizleriz.

Hayatta en çok istediğim şeylerden bir tanesi anne olmaktı. Bugüne kadar bir şekilde kısmet olmadı. Evet, bunun için üzüldüğüm, “yetersiz” hissettiğim dönemler de oldu. “Benim” olan bir çocuğumun olmaması, bu benim için acı verici bir şeydi ne de olsa. Hayatımda bunu değiştirmeye yıllar önce karar verdim. Evet, kendim dünyaya getirmemiş olsam da yardımcı olabileceğim, “annelik” edebileceğim, ihtiyaçlarına karşılık verebileceğim; bu dünyaya annesiz babasız gelmiş, yardıma ihtiyacı olan binlerce çocuk vardı… Sadece ben onları dünyaya getirmedim diye bu beni anneleri olmaktan alıkoyabilecek midir? Onları dünyaya getirememiş olmak, bu dünya üzerinde onları sevmeyi, onlarla paylaşmayı, onları sevindirmeyi, onları okutmayı, onların büyüdüklerine şahit olmayı ve onların güzel gözlerine bir anne gibi bakmayı engelleyebilir mi?

Bakın sevgili Gary Zukav güzel eseri Mutlak Gücün Yolu ile hayatta odaklandıklarımın önemini nasıl vurguluyor:

“… Eğer yaşamın olumsuz yönleriyle ilgilenir, dikkatinizi başkalarının zayıflıklarına, hatalarına ve yetersizliklerine odaklamayı seçerseniz, kibir, öfke ve nefret gibi düşük frekanslı enerji akımlarını kendinize çekersiniz. Başkalarıyla ve kendinizle aranıza mesafe koyarsınız. Sevgiyi engellersiniz. Enerji ve etkiniz yavaş yavaş kişilik aleminde, zaman, uzay ve madde aleminde ilerler. Eğer enerjinizi başkalarını zayıflatma niyeti taşıyan eleştirilere yöneltirseniz, negatif karma yaratırsınız.

Eğer dikkatinizi başkalarının güçlü yönlerine, erdemlerine, yüce olana erişme çabalarına yöneltmeyi seçerseniz, sisteminizden takdir, kabul ve sevgi gibi yüksek frekanslı akımlar geçirirsiniz.  Enerji ve etkiniz bir anda ruhtan ruha ışımaya başlar. Yapıcı değişinimin etkili bir aracı haline gelirsiniz. Eğer niyetiniz kişiliğinizi ruhunuzla uyum içine sokmaksa ve dikkatinizi size her durumda en yüksek-frekanslı enerji akımlarını getirecek algılara yöneltiyorsanız, mutlak güçle donanmaya doğru ilerliyorsunuz demektir.

Bilincinizin gücünü tanıdığınızda; değiş uygunsa, gözlerinizin ardında olanın, gözlerinizin önünde belirenlerden daha fazla güç taşıdığını anladığınızda, iç ve dış algılarınız değişir. Başkalarına şefkat duymaksızın, kendinize, ya da kendinize şefkat duymaksızın başkalarına şefkat duyamazsınız. Kendinize ve başkalarına karşı şefkat dolu olunca, dünyanız da şefkat dolu hale gelir. Benzer titreşimlerdeki diğer ruhları kendinize doğru çeker ve onlarla birlikte, niyetleriniz, eylemleriniz ve etkileşimlerinizle şefkat dolu bir dünya yaratırsınız.”

Hayatımız, yaşadıklarımız, yaşadıklarımızdan algıladıklarımız nasıl gördüğümüze ve aslında nasıl “bakabildiğimize” göre değişir. Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız öncelikle kendinize sormanızı isterim: En son ne zaman kendi kendinizi gönülden takdir ettiniz, ne zaman hiç kimseyi düşünmeden sadece kendi kendinize mutlu olmak için zaman ayırdınız? En son ne zaman kendinize şefkatle baktınız, cömertçe kabul ettiniz, en son ne zaman kendinize her şey için “yeterli” ve “yetenekli” olduğunuzu söylediniz? En son gerçekten ne zaman gönülden ne hissettiğinizi ne istediğinizi sordunuz? Ve yine kendinize sormanızı isterim, en son ne zaman o muhteşem yoğun programınız arasında sadece bir dakikanızı yolda durup da açmış bir gülü bir sümbülü koklamaya ayırdınız? Siz en son ne zaman başka birine gönülden ama gerçekten kalpten teşekkür ettiniz? En son ne zaman gerçekten hayatınızın bugün olduğu gibi olmasını sağlayan sağlığınıza, varlığınıza ve “olduğunuz gibi oluşunuza”, sizi böyle olduğunuz gibi sevenlere minnetlerinizi gönderdiniz?

Siz en son ne zaman gerçekten hayatınızı ellerinizle, kalbinizle, gözlerinizle, nasıl göründüğü ile değil “nasıl gördüğünüz” ile şekillendirdiniz?

 

 İlginizi çekebilir: İlişkilerimizi ilk gün olduğu gibi canlı tutan sihir: Yıllar geçse de arkadaş kalabilmek

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale