X

Hayatta bu kadar acı varken, nasıl sağlam durulur: Psikolojik sağlamlık (Resilience)

Kaygı ve acı. Bu ikisinden kaçmak için yapmayacağımız şey yok. Ama özellikle son zamanlardaki tecrübelerimize göre kaygısız ve acısız bir hayat pek mümkün görünmüyor. Tüm bunlar sebebiyle kendinizi sürekli kaygılı, mutsuz ve ümitsiz hissederken buluyor olabilirsiniz. Bu da ister istemez kaygı bozukluğuna yol açıyor. Kaygı bozukluğunun kaynağı bilişsel, yani insanın algı ve düşünsel süreçleri içinde yatıyor.

Kaygının altında düşünsel anlamda yoğun bir tehlike algısı ve bir yandan da bu tehlikeyle baş edebilme anlamında kendine güvensizlik ve kendini güçsüz görme var. İnsan yaşamı içinde güzel şeyleri barındırdığı gibi maalesef kötü ve acı şeyleri de barındırıyor. Bu acı ve kötü olayların önemli bir kısmı kaçınılmaz: Hastalanmak, yaşlanmak ve nihayetinde ölüm gibi. Hayattaki sorunlarla yüzleşmek kaygı, acı, keder ve üzüntüyü de beraberinde getiriyor. Peki içinde bulunduğumuz günlerde bizi zorlayan duygularımıza, düşünce ve hislerimize kapılmadan nasıl sağlam durabiliriz?

Bazı insanlar başkalarına daha önemsiz görünen meseleler karşısında çaresiz ve oldukça zor durumda hissederler, yaşadıklarıyla başa çıkmakta zorlanırlar, ne yapacaklarını bilemez ya da ne yapsalar işe yaramayacak gibi hissederler. Bu kişilerin psikolojik sağlamlıklarının zayıf olduğu kabul edilir. Bazı insanlar ise çoğu kişinin büyük zorluk olarak değerlendirdiği durumların üstesinden kolaylıkla gelebilirler, sanki yaşadıkları çok olağan veya verdikleri mücadele çok sıradanmış gibi hayatlarına ve planlarına bir şekilde devam ederler.

Bu insanların psikolojik sağlamlıklarının ise güçlü olduğu kabul edilir. Öyle ya da böyle hepimizin psikolojik sağlamlık kapasitesi var, hepimiz bir şekilde psikolojik sağlamlık gerektiren durumlardan, olaylardan ve ilişkilerden geçiyoruz. Yani psikolojik sağlamlık bizde hiç olmayan, dışarıdan almamız gereken bir güç değil. Bilakis psikolojik sağlamlık, hepimizde var olan, her gün yaşadığımız küçük veya büyük zorluklar karşısında kullandığımız beceri ve tecrübelerin bütünü.

Psikolojik sağlamlık kavramı İngilizce resilience kelimesinden geliyor ve esneklik anlamına geliyor. Esneklik yaşanılan zorlu olaylardan değişmeden, etkilenmeden, kırılmadan geçmeyi ve sonunda aslına dönmeyi ifade ediyor. Burada dikkat edilmesi gereken üç husus var. Bunlardan ilki yaşadıklarımızdan etkileniyoruz ve bu yanlış bir şey değil. Psikolojik sağlamlık insanın yaşadıkları karşısında duygusuz olması, hiçbir şekilde etkilenmemesi veya hiç zorlanmaması demek değil. İnsanız ve yaşadıklarımız karşısında muhakkak etkileneceğiz, hatta bu çok doğal ve gerekli. İkincisi, insanın değişebilme ve zorluklara adapte olma esnekliğine sahip olduğu gerçeği. Üçüncüsü ise, tüm yaşanan zorlukların ardından, her şey bittikten, yaşananlardan alınması gereken dersler alındıktan sonra insanın aslına dönebilmesi ve negatifliği geride bırakabilme becerisi.

Kısaca psikolojik sağlamlık, yaşıyor olmanın gerektirdiklerine karşı esnek olmayı becerebilmek, geleni yok sayma, inkar etme, reddetmekten uzak durabilmek ve yaşadıktan sonra orada kalıp hayata devam etmeye direnmekten kaçınabilmek demek.

Psikolojik sağlamlıkta koruyucu faktörler

İnsanların yaşadıkları zorluklara karşı psikolojik sağlamlığı kullanabilmelerini kolaylaştıran koruyucu faktörler oldukça önemli. Çünkü bu koruyucu faktörler; olumsuz ve sıkıntılı durumların ardından oluşabilen olumsuzluk zincirinin etkisini azaltıyor, benlik saygısı ve öz-yeterliliğin oluşmasını ve sürdürülmesini sağlıyor, kişinin hayatında yeni fırsatlar oluşturuyor. Psikolojik sağlamlık literatüründe koruyucu faktörler konusunda yapılan çok sayıda araştırma mevcut. Bu araştırmalara göre koruyucu faktörler şöyle sıralanmış:

  • Olumlu ve kolay bir mizaca sahipseniz,
  • İrade gücünüz kuvvetliyse,
  • Benlik saygınız yüksekse,
  • Kişisel farkındalığınız varsa ve kendinizi kabul ediyorsanız,
  • Özerkseniz,
  • Yaşam hedefleriniz ve geleceğe dair olumlu beklentileriniz varsa,
  • Etkili problem çözme becerileriniz gelişmişse,
  • İyimser ve ümitvarsanız,
  • Sosyal yetkinliğiniz yüksekse,
  • Mizah duygusuna sahipseniz,
  • Destekleyici bir aile ortamınız varsa,
  • Akran desteğine sahipseniz,
  • Çevrenizdeki toplumsal kaynaklarınız etkiliyse ve bunlardan etkin olarak faydalanıyorsanız,

Psikolojik sağlamlıkta avantajlı durumdasınız demektir.

Psikolojik sağlamlığınızı artırmak için bazı tavsiyeler

  • Ön kabullerinizi kontrol edin. Kendiniz, hayatınız ve insanlarla ilgili ön kabulleriniz olumsuzsa bu dönemde zorlanmanız kaçınılmaz. Bu tür olumsuz ön kabullerinizin size nasıl hissettirdiğini bir düşünün. Spinoza’nın da dediği gibi, “Geleceğe yönelik inancını yitiren insan ya yaşamdan vazgeçer ya da yaşamını bitkisel düzeyde sürdürür.
  • Sandığınızdan daha güçlü olduğunuzu bilin. Düşündüğünüzden daha güçlü ve dayanıklısınız. Büyük bir acının veya zorluğun ardından yıkılacağını düşünen, devam edemeyeceğine inanan bir çok kişinin hayatına daha güçlü ve huzurlu bir şekilde devam ettiğini biliyoruz. Bizzat kendisi Nazi kampını deneyimleyen Viktor Frankl, “Nazi kamplarında geleceği muhakkak görünen ölüm karşısında oldukça zor günler, tecrübeler yaşayan mahkumlardan cesaret ve umuda tutunanlar, direncini ve inancını kaybetmeyenler her şeye rağmen hayatta kaldılar” diyor.
  • Bir amacınız olsun. Yaşadığınız zorluk ne olursa olsun, üstesinden gelmek için bir sebebiniz varsa o zorluğun üstesinden gelmeniz çok daha kolay. Çünkü bir amaca sahip olmak insanı dirençli ve güçlü kılar, bir dayanak olur. Burada da sözü Nietzche’ye bırakalım: “Yaşamak için bir nedeni olan, bütün nasılların üstesinden gelir.
  • Bir şeyler yapın. Hayatınızın bu döneminde ne kadar zorlanıyor olursanız olun, ertelediğiniz işlere bir el atın derim. Ertelediğiniz, fırsat bulamadığınız, vakit ayıramadığınız bir şey varsa ki mutlaka vardır, onu halletmeye çalışın. Böylelikle hem kendinizi boş bırakmamış olacak hem de tamamlanmamış işlerinizi tamamlayarak daha huzurlu hissedeceksiniz.
  • Kendinizle tanışın. Yukarıda da söylediğim gibi, kişisel farkındalığı yüksek kişiler psikolojik açıdan daha sağlam oluyor. Kendinizi daha iyi anlamak, sahip olduklarınızın farkına varmak, dünün ve bugünün değerlendirmesini yapmak geleceğe hazırlanmanız için güzel bir fırsat. Dışarıda çok fazla sesin olduğu şu günlerde, kendi iç sesinize kulak verin ve onu duymaya çalışın. “Çok insan var ki bir ömür kendisiyle yaşamıştır da kendisiyle hiç karşılaşmamıştır” diyor Ahmet Hamdi Tanpınar.
  • Üretken olun. Üretmek, faydalı olmak, bir işe yaramak, varlığımızın bir değeri olduğunu bilmek hepimizin ihtiyacı. Hepimiz var olduğumuzu hissetmek istiyoruz. Küçük veya büyük, önemli veya önemsiz demeden bir şeyler üretmek, bir fayda sağlamaya çalışmak özellikle bu günlerde çok kıymetli. Viktor Frankl’ın da dediği gibi, “Önemli olan yaşamdan ne beklediğimiz değil, yaşamın bizden ne beklediğidir.
  • Mutluluk bulaşıcıdır. Mutluluk da, mutsuzluk da bulaşıcı. Bu yüzden elinizden geldiğince, özellikle de yakın çevrenizdekilerin mutlu ve huzurlu hissetmesini sağlamaya çalışın, bunu başta kendiniz için yapın. Maddi zorluk yaşayan bir komşunuza destek olmak, evinden çıkamayan bir yaşlının alış verişini yapmak, uzun zamandır görüşemediğiniz eski bir dostunuzu aramak, yanına gidemediğiniz büyüklerinizi aramak küçük ama kıymetli mutluluk kaynakları. Mutlu ederseniz, mutlu da olursunuz.
  • Beden ve zihin bütünlüğünüzü koruyun. Bazen sadece beden ve zihin sağlığınıza yeterince önem göstermemekten kaynaklanan depresif, mutsuz belirtiler gösterebilirsiniz. Bunun için uyku, beslenme ve egzersiz anlamında kendinize dikkat edin. Zihinsel olarak da umudu korumak, kötü haberlere kendinizi kapatmak ve moralinizi yüksek tutmak size iyi gelecek.
  • Psikolojik danışmanlık alın. Zorlayıcı yaşam olayları ile tek başınıza başa çıkamıyorsanız, mutlaka profesyonel yardım alın. Psikolojik danışmanlığın olumsuz yaşam olayları ile baş etmekte etkili olduğuna dair yapılan çalışmalar mevcut (Efe, 2018).

Son söz olarak, psikolojik sağlamlığın belli bilgilere ya da imtiyazlara sahip özel bir grup insana özgü bir güç olmadığını hatırlatayım. Yani psikolojik sağlamlığa siz de sahipsiniz. Belki sadece bunu hatırlamanız gerekiyordur. Bu konuda bir psikolojik danışmandan online destek almak isterseniz ayselkeskin2004@yahoo.com adresine e-posta göndererek bana ulaşabilirsiniz. Esnek ve sağlam kalın.

Kaynaklar

Efe, İ.A. (2018). Olumsuz Yaşam Olayları, Psikolojik Danışma Hizmeti Alma, Ruminasyon ve Stres Arasındaki İlişki, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi.
Sayar, K. ve diğerleri (2020). Kaygı Çağı: Salgın Zamanlarında Ruh Sağlığı. Kapı Yayınları. İstanbul.

İlginizi çekebilir: Travma sadece psikolojik değil, fizikseldir: Bütün ve tam olduğumuzda travma iyileşir

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale