Bağlantı sözcüğü kasıtlı bir biçimde içerisinde birçok anlam taşımaktadır. Bazı insanlar için fikirlerin paylaşılması, iletişim kurma anlamı taşırken, bazı insanlar içinse kendisini daha önce hiç döndürmediği şekilde yaşama döndürdüğü için yazma eylemi anlamı taşımaktadır. Bağlantının tek bir anlamı yoktur ve olmamalıdır da.
Acceptance and Commitment Therapy lideri Dr. Russ Harris bu konuya şöyle açıklık getiriyor: ‘Bağlantı tam olarak farkındalık ve ‘an’ın deneyimidir. Şu an yaşananlarla tamamen temas halinde olmaktır. Pratikte kendimizi geçmişten veya gelecekten çekip yaşadığımız ana, tam buraya ve tam da şu an döndürmektir.
Dr. Russ Harris bağlantının önemini gün geçtikte farklı nedenlerle açıklıyor. Ona göre, eğer tam olarak yaşadığınız anda olamazsanız hayatın size sunduklarını kaçırırsınız. Yaşadığınız anda ne kadar çok olursanız, güçlü bir eyleme geçmenize yarayacak enerjiyi o kadar kendinizde bulursunuz. Ve ne kadar güçlü eylemlerde bulunursanız, o kadar hayatınızda arzu ettiğiniz yöne doğru gideceğinizi belirtiyor ve ekliyor:
‘Bağlantı kendinizi gözlemlediğiniz zaman yaşanır. Şu anda yaşananlara tüm dikkatinizi verir ve kafanız karışmadan ve etkilenmeden devam ederseniz bağlantıyı da yaşadığımız ana dahil edersiniz. Kendini gözlemleme peşin hükümlü olmamanın doğasıdır. O bizim deneyimlerimizi eleştirmez; çünkü eleştirmek düşüncelere bağlıdır ve bu yüzden de kendini düşünmenin bir ürünüdür. Kendini gözlemleme gerçeklikle mücadele etmez, hiçbir şeye direnç göstermeden her şeyi olduğu gibi görür. Direnç yalnızca iyi veya kötü, doğru veya yanlış yargılarımızı birleştirdiğimiz zaman ortaya çıkar.’
Dr. Russ Harris burada düşüncelere farkındalık kazandırmaktan bahsetmektedir; çünkü kafamızın içinde neler olduğunu anlayamayıp kaybolursak, hemen gözümüzün önündekileri de unuturuz. Zihinlerimiz tehlikeli yaratıklar olup denetimsiz bırakılmamalıdır.
Varoluşumuzu kaybettiğimizde ve gözümüzün önündeki ilişkileri kurban ettiğimizde bu bizim için problem olmaya başlamaktadır. Sonunda sadece bir durum yaşanabilecek olmasına rağmen olası durumları düşünerek vakit kaybederiz. Bunu yaparken de hayatla ve etrafımızda neler olduğuyla ilgili bağlantımızı kaybederiz.
Gelecek haftadan itibaren hayatla olan bağlantınızı yeniden kazanın. Sizin için önemli olan şeylerle yeniden bağlantıya geçin. Bunu tamamen yapabilmek için öncelikle gözünüzün önünde yaşananları ve olanları takdir etmelisiniz. İşte bunu yapmanıza yardımcı olacak ve farkındalık kazandıracak egzersizler:
1. Bedeninizle bağlantı kurun
Kollarınızın ve bacalarınızın nerede olduğunun farkına varmaya çalışın ve omurganızın pozisyonuna dikkat edin. Vücudunuzu baştan ayağa tarayın. Gözlerinizi kapatın ve 30 saniye boyunca sadece bedeninizin farkına varın.
2. Nefesinizle bağlantı kurun
Nefes aldığınızda göğüs kafesinizin şişmesine ve verdiğinizde burun deliğinizden çıkmasına odaklanın.
3. Duyduğunuz seslere odaklanın
Sizden çıkan seslere (Nefes alıp vermenize ve hareketlerinize), odadan gelen seslere ve odanın dışından gelen seslere odaklanın.
Bu tarz egzersizlere yabancı olsanız da en azından bir kere denemelisiniz. 20 saniyenizi daha ayırarak hızlı bir egzersiz daha gerçekleştirebilirsiniz. Derin derin mi yoksa normal mi nefes alıyorsunuz? Etrafınızda hangi sesler var? Çevrenizde neler var? Nelerle bağlantıdasınız?
Bazı bağlantıları kaybetmiş gibi olsanız da, esas şimdi kendinizle, nefesinizle, çevrenizle bağlantı kurmaya başlıyorsunuz.Tanıdığınız birine veya yeni birine ulaşın. Sohbetin sizi nereye götürdüğüne dikkat edin. Sohbetin gideceği yön konusunda endişelenmeyin, yalnızca o bağlantıyı kurmak konusunda endişelenin. Adım adım ilerleyim. Bu sizi Dr.Brene’in bağlantı hakkındaki tanımına götürecektir: ‘Bağlantıyı insanların gördükleri, duydukları ve değer verdikleri şeyleri birbirlerini yargılamadan paylaştıklarında ve bunun ilişkiye güç ve verip onu beslemesi halinde karşılıklı olarak enerjinin dışarı çıkması durumu olarak tanımlıyorum.’
Size Dr. Russ Harriss’in en değerli sözlerinden biriyle veda ediyoruz: ‘Bağlantı uyanmakla, neler olup bittiğini fark etmekle, dünyaya bağlanmakla ve yaşadığınız her anın değerini bilmekle alakalıdır.’
Kaynak:
psychologytoday.com
İlginizi çekebilecek diğer yazılar: