Hayatı sadeleştirmek tam olarak ne anlama geliyor?
Bu sorunun yanıtı aslında sanıldığı kadar kolay değil çünkü herkesin “sade bir hayat” kavramından farklı şeyler anlıyor. Birçokları için hayatı basitleştirmek; gereksizce bağlanıp kalınan şeylerden kurtulup gerçekten değer verdiği şeyleri yapma, değer verdiği insanlarla olmak ve bundan da önemlisi zihinsel bir sadeliğe ulaşabilmek anlamına geliyor. Ancak hayatı basitleştirmek her zaman sanıldığı kadar kolay olmayabilir. Üstelik kendi yarattığımız bu kaotik ve karmaşık dünya düşünüldüğünde, çok daha zor olduğunu söyleyebiliriz.
Bu durumda kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: Hayatımı nasıl sadeleştirebilirim?
Uplifers olarak hayatını sadeleştirmek isteyip de nereden başlayacağını bilemeyenler için bir liste hazırladık. İşte hayatınızı sadeleştirme rehberiniz:
1. İhtiyacınız olmayan şeyler satın almayı bırakın
Materyalist bir toplumda büyüdüğümüz için birçoğumuz çevremizde gördüklerimize bağımlı olarak yaşıyoruz ve kendimizi iyi ve mutlu hissetmek için bir şeyler satın alıyoruz. Oysa alışveriş yaparken kaç kere gerçekten de ihtiyacımız olup olmadığını sorguluyoruz?
İlgili yazı: Dış dünyanızı anlama reçetesi: Her gün sadece 5 Dakikanızı içinize bakmaya ayırın
Gerçekten ihtiyacımız olmayan şeyleri almak, bizi fakirleştirmekten, tatminsiz hissettirmekten ve daha fazla şeyler almaya yöneltmekten başka bir işe yaramıyor.
Daha az tüketerek ekonomik ve duygusal açıdan daha özgür olabilir, sizi gerçekten mutlu edecek şeylere daha fazla zaman ve enerji ayırabilirsiniz.
2. Kendinize stressiz bir alan yaratın
Birçoğumuz elimize geçen her şeyi biriktiriyoruz ve yaşam alanlarımızı ihtiyacımız olmayan ve hiçbir zaman kullanmayacağımız şeylerle dolduruyoruz. Bunun sonucunda da etraftaki birçok şey algımızı dağıtıyor, psikolojimizi negatif etkiliyor ve zihnimizi karıştırıyor.
İlgili yazı: Sadece yalnız başına vakit geçirmekten hoşlananların anlayabileceği 22 şey
Hayatınızda daha fazla alan açmak için daha az stresli ve daha sade bir yaşam alanı oluşturun. İhtiyacınız olmayan şeyleri gözünüzün önünden uzaklaştırın, gerçekten ihtiyacı olan kişilere verin.
3. Başkalarının hayatınızı size dikte etmesine izin vermeyin
Genç yaşlardan itibaren hepimiz uyumlu olmayı, bize söylenene uymayı öğreniyoruz. Başkalarını takip ediyoruz, bilmediğimiz şeylere inanıyoruz ve başkaları tarafından hazırlanmış yollardan yürüyoruz. Bu şekilde yaşayarak kendi isteklerimizi bastırıyoruz, hayatlarımızı daha karmaşık hale getiriyoruz.
Bu yazıyı okuduğunuz andan itibaren, içinizden hayır demek geldiğinde evet demeyi bırakın. Gelenekleri sorgulayın, inandığınız şeyleri tekrar gözden geçirin ve sevdiğiniz şeyleri düşünün. Kendi yürüyeceğiniz yolu kendiniz yaratın.
4. Etrafınızı pozitif insanlarla çevreleyin
Buddha der ki; “Eğer kendinize iyi bir yol arkadaşı bulamıyorsanız yalnız yürüyün. Aynı ormanlarda aylak aylak dolaşan filler gibi. Önünüzü kesecek birileriyle olmaktansa yalnız olmak daha iyidir.”
Hepimiz sosyal varlıklarız ancak bu hayatımızı, kendimizi bulamadığımız insanlarla geçirmek zorunda olduğumuz anlamına gelmiyor.
İlgili yazı: Yüklerden kurtularak sadeleşme programı// RNA Yeni Ben Buluşmaları
Eğer arkadaş çevreniz negatif kişilerden oluşuyorsa, hayatınız bir noktadan sonra büyük ihtimalle daha karmaşık ve problemli hale gelebilir. Ancak eğer çevrenizdeki arkadaşlarınız sizin ruh halinizi yükselten ve olumlu bir bakış açısına sahip kişilerse, en iyi şekilde kendinizi geliştirmeniz ve daha huzurulu olmanız için yardımcı olurlar.
5. Televizyonu kapatın
Eğer hayatınızı sadeleştirmek istiyorsanız, televizyon izlemeye bir son verin. Televizyon dikkat dağıtıcı unsurlar, yalanlar, korku ve karmaşa dolu bir atmosfer sunuyor ve dikkatimizi yapay şeylere yönlendirmemize neden oluyor.
Yaşam kalitenizi yükseltmek için yapabileceğiniz en kolay şeylerden biri, televizyon izlemeyi bırakmak ve haber ve eğlence kaynaklarınızı dikkatlice seçmek. Bunu başardıktan sonra hayatınızın nasıl değişeceğine inanamazsınız. Zamanınızı daha yaratıcı ve üretken olarak geçirebilir, daha berrak bir zihne kavuşabilirsiniz.
6. Kendinizi yaratıcı bir şekilde ifade edin
Duygularımızı ve hislerimizi bastırmak, hayatımızı karmaşıklaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Oysa ki kendinizi yaratıcı bir şekilde ifade etmek, ruhunuzu özgürleştirici bir etki yaratabilir.
Bastırdığınız duyguları açığa çıkarmak için, gerçekten keyif aldığınız şeylerle vakit geçirmeye çalışın. Bunun ne olduğu önemli değil, önemli olan sizin iç huzurunuzu ve ahenginizi sağlaması.
7. Doğada daha fazla vakit geçirin
Beton yapılarla dolu, kaotik ve modern hayatın stresiyle dolu şehirlerde yaşayan birçok kişi, kendisini kafası karışık hissediyor ve yaratıcı olmak, gerçekten hayatına anlam katan şeylere odaklanmak, hayatın amacını keşfetmek için gereken enerjiyi bulamıyor. Hayatları son derece karmaşıklaşıyor.
Sade bir yaşam, aynı zamanda doğal bir yaşam anlamına gelir. Doğanın iyileştirici gücü, bilimsel çalışmalarla defalarca ortaya konmuş bir gerçek. Doğada daha fazla vakit geçirin. Böylelikle kendinizi daha az stresli, daha sakin, daha mutlu ve daha huzurlu hissedebilirsiniz.
8. Sağlıklı olmaya çalışın
“Sağlıklı olmakla hayatı sadeleştirmenin ne ilgisi var” diye düşünebilirsiniz. Ancak bedeniniz, sizin bu dünyadaki aracınız ve hayatınızın yönlendiricisi. Bedeninizi sağlıklı tutarak, fiziksel rahatsızlıklarla vakit kaybetmek yerine gerçekten önem verdiğiniz şeylere odaklanabilirsiniz. Ayrıca zihin ve bedenin birbirleriyle içsel bir bağlantı içinde olduklarını unutmayın. Bedeninizi sağlıklı tutmak, psikolojik sağlığınızı da etkileyecektir.
9. Zihinsel farkındalık egzersizleri yapın
Zihinsel farkındalığınızı geliştirdikçe, daha sade, endişelerden uzak bir yaşamın farkında varabilirsiniz.
Zihinsel farkındalık geçmişe tutunmak veya gelecek hakkında hayaller kurmak değil; yaşadığınız ana odaklanmak, her bir anı deneyimlemektir. Zihinsel farkındalık aynı zamanda karmaşık düşüncelerden sıyrılmak, stres ve acıyı bertaraf etmektir.
Zihinsel farkındalık için uygulayabileceğiniz pek çok meditasyon tekniği var. Bunların hepsini deneyebilir, size en uygun olanları düzenli olarak uygulayabilirsiniz.
Kaynak:
The Unbounded Spirit