X

Hayatınızı değiştirecek ‘5 büyük soru’

Ünlü düşünür Sokrates’in “Sorgulanmayan hayat yaşamaya değmez.” sözünü hiç duymuş muydunuz? Hayatımızda birçok şey oluyor; kimi gelip geçiyor, kimi kalıyor… Fikirlerimiz, inançlarımız değişiyor, biz değişiyoruz; dönüşüyoruz. Uzun ve karmaşık hayat yolculuğumuzda bazen farkındalığımızı yitirebiliyoruz. Oysa ki yaşadığımız her şeye ve kim olduğumuza dair her zaman sorgulayıcı tarafımızı canlı tutmalıyız. Çünkü, olup biten her şeye ve kendimize bilinçli bir şekilde yaklaşmayı başarırsak hayatımızı istediğimiz gibi evriltebilmek için ihtiyacımız olan yönergeleri bulabiliriz.

This Is What Matters kitabının yazarı ünlü psikolog Dr. Perpetua Neo, hayat yolculuğumuza dair bir inceleme yapmamız için bize 5 önemli soruyu sunuyor. “İster yılın sonunda, ister yılın başında, ister herhangi bir zamanda yapın, gerçekten fark etmez.” diyor ve ekliyor “Her soruya yanıt olarak en içgüdüsel düşüncelerinizi karalayın. Ayrıca bir; neyin doğru gittiğini ve iki; neyin farklı olabileceğini de göz önünde bulundurun.”

Peki bu soruları nasıl soralım? Ne zaman başladığınız fark etmese de her gün sorulara cevap vermek için en az 10 dakikanızı ayırmanız cevaplar üzerine yoğunlaşmanızı sağlayabilir. Sorular kısa görünüyor olabilir ama emin olun ki cevapları pek kısa olmayacaktır… Ayrıca, kendinize odaklanmanızı ve en derinlerinize kadar inmeyi gerektirdiğinden dolayı soruların cevaplarını bir çırpıda bulmak için acele etmemenizde de fayda var. Biraz zamanınızı alacaktır, bizden söylemesi. İşte Dr. Perpetua Neo’dan hayatınızı değiştirecek 5 büyük soru:

1. “Gördüğüm kişiyi seviyor muyum?”

Aynada karşınızda duran veya fotoğraflarda size bakan kişi, şu an kim olduğunuz hakkında çok şey anlatır. Fiziksel bedeniniz genel sağlığınız hakkında doğru veriler sağlamanın yanı sıra zamanınızı nasıl geçirdiğinizi de gösterir. Örneğin, huzurlu hissetmiyorsanız gülümsemeniz gergin görünebilir ya da son zamanlarda bitkin düştüyseniz gözleriniz yorgun bakabilir. Yani, görünüşünüz size pek çok ipucu verebilir; içinizde nasıl hissettiğiniz, sizi dışarıdan gören bir başkası için yeterince net olmasa da size iç dünyanız hakkında çok şey söyleyebilir. Asıl soru ise o gördüğünüz sizi sevip sevmemenizdir.

2. “Hayatımı seviyor muyum?”

Gerçekten yaptığınız her şeyle birlikte yaşadığınız hayatı seviyor musunuz, bir düşünün. Hafta içi rutinleriniz, tatilleriniz, hafta sonu aktiviteleriniz, dinlenme anlarınız, kısacası günlük hayatınızı yaşayış şekliniz size nasıl hissediyor? Nasıl yaşadığınıza baktığınızda ne kadar memnunsunuz? Başkalarıyla olan ilişkileriniz, işiniz, hayatınızda üstlendiğiniz roller ve çok daha fazlası bu sorunun cevabını etkileyebilir.

3. “Olduğum kişiyi seviyor muyum?”

Kişiliğinizi, sizi siz yapan özelliklerinizi, sizi olduğunuz kişiye dönüştüren tüm yönlerinizi seviyor musunuz? Karakter özelliklerinizden, sahip olduğunuz ve önem verdiğiniz değerlerden memnun musunuz? Tüm bunlar size mi yoksa bir başkasına mı ait? Enneagram kişilik tiplerini düşündüğünüzde ya da psikolojide en çok kullanılan kişilik testi Büyük Beş’i (The Big Five) göz önünde bulundurduğunuzda hangi tanımlara daha yakınsınız? Uyumlu, vicdanlı, dışa dönük, meraklı, romantik, araştırmacı veya geride kalanların hepsinden hangi tanımlar size uyuyor ve bu tanımlar sizi ne kadar mutlu ediyor? Kendinizi irdeleyin ve olduğunuz kişiyi sevip sevmediğinizi tartın.

4. “Geçmişimi sahipleniyor muyum?”

İnsan olmak, hayatta birçok iniş-çıkışla karşılaşmak, şansızlıklarla, travmalarla, zorlayıcı durum ve duygularla mücadele etmek demek. Haliyle hepimizin geçmişi koyduğumuz bir sandığımız ya da yanımızda sürüklediğimiz bir yükümüz var. Siz, geçmişinize dönüp baktığınızda yaşadığınız her şeyi kabullenebiliyor musunuz? Hayatınızın farklı dönemlerine ait farklı hikayeleri sahiplenmek sizin için ne kadar kolay? Ya da geçmişinizi kabul etmemekte ısrarcı mısınız? Geçmişte başınıza gelen talihsizliklerle canınızı sıkmak yerine onları hayatın olağan bir parçası olarak görebiliyor musunuz? Bugüne kadarki hayat yolculuğunuzun tamamını düşündüğünüzde neleri kabul ediyor, neleri bastırmayı ya da geçmişin tozlu sayfalarına gömmeyi tercih ediyorsunuz? Tüm bunları düşünün ve kendinize sorun; geçmişiniz gerçekten sizin mi?

5. “Dönüştüğüm kişiyi seviyor muyum?”

Hayat, sonsuz değişimlerle evrilen, sürekli dönüşen bir yolculuk; haliyle kendimiz olmak da öyle. Fikirlerimiz, inançlarımız, değerlerimiz zaman içinde değişebiliyor; tercihlerimiz yaşamlarımıza yön vererek bizi bambaşka birine dönüştürebiliyor. Yaptığımız seçimler ve harekete geçtiğimiz her eylem geleceğimizi şekillendiriyor. Taocu felsefenin dediği gibi; iyi şans, genellikle sadece bir hazırlık meselesidir. Örneğin, sağlıklı yiyecekler yer, yeterince uyur, düzenli hareket ederseniz yaşlandıkça, akranlarınızdan daha iyi fiziksel sağlığa sahip olma olasılığınız daha yüksek olur. Aynı ilke, günlük yaşam için de geçerli. Siz kendi tercihlerinizi, seçimlerinizi düşündüğünüzde dönüştüğünüz kişiyi seviyor musunuz? Yeni siz, olmak istediğiniz siz mi? Yaptıklarınız, hayalinizdeki, hedefinizdeki sizle uyumlu mu? Olmak istediğiniz kişi olabiliyor musunuz? Hepsini cevaplamaya çalışın.

Bonus: Soruları cevapladıktan sonra ne olacak?

Bu 5 soruyu yanıtladıktan sonra ise yanıtlarınızı gözden geçirin ve bir adım daha ileriye gitmek istiyorsanız kendinize şu 3 soruyu yöneltin:

  • Kendim hakkında en çok neyi fark ettim?
  • En çok minnettar olduğum şey ne?
  • En acil değiştirmem gereken şey ne?

Bu üç sorunun da cevabını bulduysanız artık hayatınızda değiştirmek ve tutmak istediğiniz şeyler daha net bir şekilde gözünüzün önüne gelecektir. Değiştirmek istedikleriniz için harekete geçebilirsiniz, çünkü düşünmek tek başına meyve vermez; önemli olan düşünceleri, eylemlerle birleştirebilmektir. Değişimi başlatmak, verdiğiniz cevaplardan yola çıkarak daha iyi bir hayat yolculuğuna doğru ilerlemek için üç temel konuda kendinizi yönlendirmeniz gerekir: Nasıl bir değişlik yapmak istediğiniz, yolunuza çıkan engelleri tanımanız, ilk adımı nasıl atacağınızı bilmeniz.

Herkesin yaşam yolculuğu, kendini tanımlayışı, kendiyle, geçmişiyle olan bağı farklıdır; haliyle ideal benlik algısı da… Bu nedenle, herkes için işe yarayacak sihirli bir reçete yoktur. Tıpkı sorulara verdiğiniz özgün cevaplar gibi atacağınız adımlar da size özeldir, bu yüzden nasıl bir yol izlemeniz gerektiğini ancak siz bilebilirsiniz.

İçimizin derinliklerine bakmak yorucu ve hatta belki de ürkütücü ya da bunaltıcı olsa da ışık tutmak, hayatımızı iyileştirmemize yardımcı olur. Kendimize güvenerek, kendimizi sevmekten, kendimize inanmaktan vazgeçmeyerek o istediğimiz hayat her nasılsa, onu inşa edebiliriz.

İlginizi çekebilir: Hedeflerinize ulaşabilmek için kendinize sormanız gereken sorular

Kaynak: mindbodygreen

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale