Hangi duraklara uğrayıp duruyoruz gün boyu? Zihnimiz en çok nerelerde vakit geçiyor? Geçmişin pişmanlıklarında mı, yoksa geleceğin belirsizliğinde mi? Sanırım geçirdiğimiz bu çok uzun dönemin de etkisiyle, kendimiz başta olmak üzere birçok şeyin değiştiğini farkediyoruz. Kimi zaman kendimizi geride kalmış kimi zaman da belirsiz durumlarda sıkışmış hissediyoruz. Oysa sonsuz olasılıkların olduğu bir hayatta bilinmeyen durumları sadece negatif diye adlandırmak, düşünce şeklimizi çok kısıtlı bir duruma indiriyor ve onlarla baş etme gücümüzü en başından azaltıyor. Hayatımızın her alanındaki belirsizliklerle baş etmenin en etkili 5 yolunu senin için aşağıda paylaşıyorum.
1. Büyük resmi görmeye bak.
Karşılaştığın durum sana ne anlatıyor? Hangi mesajı verdiğini öğren. Yeterli bilgiyi topladığın takdirde mevcut durumla ne yapacağın ve ne tepki vereceğin bütün hayat duruşunu belirler aslında. O yüzden büyük resmi görmek, aynı durumla tekrar karşılaşmanı önleyecektir.
2. Esnek ol.
Hayat akışkan bir su gibidir. Sürekli akar. Bu sebeple doğru bildiklerine sıkı sıkıya bağlanmak yerine yeniliklere ve gelenlere açık ol. Yaşam nasıl değişim halindeyse bizler de sürekli bir değişim içindeyiz. Her durumun ve her kişinin hayatımızda belirli bir misyonu ve süresi vardır. En az gelenlere yer açmak kadar gidenleri de uğurlayabilmek hayatımızdaki gri alanları kendiliğinden azaltacaktır.
3. Limbik beyinden sıyrıl.
Beynimizde limbik sistem olarak adlandırılan, diğer adıyla duygusal beyin olarak geçen kısım belirsizliğe bizi korumak adına korkuyla yaklaşır. Oysa duygulardan sıyrıldığın vakit olaylara rasyonel düşünce dediğimiz mantık süzgecinden bakabilirsin. Bilinçli olarak belirsizlikle ilk karşılaştığında hissettiğin panik havasının ne kadarının gerçek olduğunu sor kendine. Bu soru şekli olaylara daha mantıklı yaklaşmana yardımcı olacaktır.
4. Pozitif düşünceden faydalan.
Belirsizlik her zaman negatif olasılıkları değil, aynı zamanda pozitif olasılıkları da içinde barındırır. Bir olayın gidişatını tam olarak bilemediğin durumlarda oradaki kötü senaryolara odaklanmak yerine fırsatlara odaklan. Konfor alanı diye tabir ettiğimiz alışkanlıklar, yeni olan her şeye şüpheyle yaklaşmamıza sebep olsa da unutma ki kriz olan her yerde mutlaka fırsat da vardır. Sen de her belirsizliğin içindeki fırsatı görmeye odaklan.
5. Kontrol edemediğin durumları kabul etmeyi dene.
Hayatta müdahale edemediğin olaylar karşısında bazen tek ihtiyacın olan ilahi akışa teslim olmaktır. O an göremeseniz de her şey kendi içinde bir düzen halindedir. Bizim kaos dediğimiz şey aslında bir ritimdir. Bu yüzden ritimden rahatsız olmak yerine olduğu haliyle kabul etmek bilmediğimiz durumlara karşı bizi anlayışlı kılar. Hayatın bizle beraber aynı yönde akışı tam olarak bu kabulle başlar.
Özetlemek gerekirse hayatımızın birçok alanında karşımıza çıkan belirsizlikler her zaman tehlikenin değil, bazen yeni fırsatların da habercisi olabilir. Bakış açımızı genişletip belirsizlikleri yönetmeye başladığımızda, sonsuz olasılıklarla dolu bir hayatın bizleri beklediğini göreceğiz.
Ne demiş Ömer Hayyam: “Huzuru ancak her türlü bilgiyi küçümseyip bir kenara attığımda tanıdım ve hiçbir şeyi onaylamanın ya da reddetmenin mümkün olmadığı sonucuna vardım.”
İlginizi çekebilir: Hepimizin aradığı kabul: Hayatla ve kendimizle dalga geçebilmek