X

Hayatınızda şükretmeniz gereken şeylerin farkında mısınız?

En son 2 yıl önce Göbeklitepe gezimin son durağı olan Nemrut Dağı’na çıkmışım. Evet, telefonumun albümlerine baktığımda en son orada müthiş bir günbatımı ile bilmeden bir kapanışa aslında tanıklık etmişim. O durmadan nereye gideceğini planlayan, uçak bileti eksik etmeyen o kişi değilim artık. Bence yani. Bilmiyorum açıkçası ama bildiğim şey bir yerden bir yere gideceksem “Süresi kısa olmasın” derdim, yeni pandemi sendromum bu bekli de. Ya da o durmamaların acısı çıkacaktı belli ki.

Nemrut Dağı son gezimdi şimdilik ve ne güzeldi. Biraz silik bir anı gibi bazı yerleri ama kalıcı olacak kısmı o günbatımı ve soğuyan havası olacak herhalde. O kadar çok yazıldı, çizildi ki tekrar “Nasıl gidilir?” tarzı bir yazıya döndürmek istemiyorum şu an burayı. Çok heybetli kalıntıları ve hissettirdiği enerji çok yoğundu. Mutlaka gidilmeli, hatta 2. kez gitmeliyim. Ah yine bir plan mı yapıyorum yoksa?

Şimdiye dönersek, çok zaman sonra yeniden yazmaya başlamak için bir itici güç lazımmış, tetikleyecek bir an ya da. Benim için bu an bir kitapla oldu. Geçmiş bir zamanda bu satırlara bulabildiğim az biraz zamanda gittiğim, gördüğümü sandığım yerleri yazarmışım. Nasıl cümle değil mi? Aslında ne görmüşüm ne gezmişim sanırım… Bunu yaşanan pandeminin 2. yazında fark etmek. Evet, zaman alıyor her şeyi fark etmek. “Görmeye izin vermek” diye bir söz var, bu aralar çokça duymaktasınızdır. Ah o rahat mı rahat konforlu alanlardan çıkamamak! Nasıl tatlı, güvenli bir his değil mi hep bilinenin içinde kalmalar… O zehirli rutinler, hep aynı kısır döngüler. Süreç aynı böyleymiş benim pandemiden önceki hayatımda. Şimdi neler olduğunu anlamak için anlatmaya başlayacağım bir yazı serüveni olacak bence. Burası hayal atlası olsun bir süre. Bilmiyorum ne kadarlığına. İlhamlar bu ara durmakla ilgili olduğum yerde.

Bu ara uzun süreler dikkatinizi odaklayabiliyor musunuz, saatlerce okuyabiliyor musunuz bilmiyorum ama ben akıcı bir şeylerde okuduğumda kaptırıyorum zamanı, yoğun bilgi içerenlerde odak zor oluyor. Böyle akıcı tarz bir şey yakalayınca sevindim ve etkisinde kaldım. Aslında çok düşünülmeyecek bir konu değil zaman, şimdi bu ara böyle olmasaydı… Nasıl mı? Yani her şeyi baştan yaşadığımız, aldığımız oksijenin bile değerli olduğu, özgürlüğün tanımının yeniden yapıldığı bu zamanlar.

Kitap, hayatında her şeyin yokuşa geçtiği bir kadın hakkında. Hep “Geçmişte keşke şöyle yapsaydım” diyen şimdiden bihaber bir kadın… “Daha kötüsü olmaz” dedikçe başına geliyor. Yapayalnız kalması da cabası. Sonunda intihar ettiğinde kendini arafta bir kütüphanede buluyor. Evet, kütüphane… Orada karar vermediği ya da seçseydi hayatı nasıl olurdu dediği OLASILIKLARDAN oluşan hayatını buluyor. Hep keşkeler içinde ya, inanamıyor. Pişmanlıkları ya da seçmediği yollardan oluşan binlerce olasılık ve sonuçları… En iyi dediği, istemediği şekilde sonuçlandığını gördüğü ah o potansiyel olasılıklar…

Peki sonunda ne mi oluyor? Ta taaa! Pandemide benim uyandığım gibi, o da o hayatta uyanıyor gerçeklere. Bir hayatı var ve görebilse ne kadar şükürlerden oluşuyor! Evet, olmasa, yapmasa dedikleri var. Peki ya iyi ki dedikleri? Hayat hep drama içinde olunca o dramalar birbirini takip ediyor. Peki koskoca 24 saat olan bir günde “Oh, iyi ki var!” dediğin bir şey olduğunda, bir nefes alsan, bir o anda kalsan neler olur? Denemesi bedava! Sonuçta kitap klişe gibi değil mi? Ama bana çok iyi geldi sade dili ile… Bilmiyorum, bu da çekim yasası belki. “Şimdide ne varsa o iyi ve daha iyi ne yapabilirsem kar” dediğim günler. Bu aralar geziler içe doğru. Dışarıyla pek alakası yok gibi. Bakalım yolculuklar nereleri görecek. Şimdi biraz akılla gezdik, bir sonraki yazı kalbe doğru yolculuk olacak. Bir başka ilham konusu var aklımda. Ne de olsa o kara bulutları gökyüzünden çekince gökyüzü hep mavi!

İlginizi çekebilir: “Şimdi ne gerek var” cümlesine veda edin: İstekleriniz gerçekleşmek için sizi bekliyor

Pınar Cengizoğlu: Uplifers yolculuğuna pandemiden önce gezdiklerimi aktarmak icin başlamıştım. Daha sonra malum bu gezme süreci aksayınca izlediğim, okuduğum ya da gördüğüm bir şeyden etkilenerek bir şeyler yazma serüveni başladı. Olay sadece gezmek değilmiş ki; kelimeler bir yerlere sürükledi diyorum şimdi... İlham mi deniyor buna bilmiyorum ama yazıya dökülecek bir konu, bir olay, çekiyor seni yazmaya diyelim. Uplifers ailesinde yazmaya devam ediyorum bu yüzden seve seve .. Hepimize bol okumalar!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale