X

Hayatınızda negatife de yer verin: Olumlu ve olumsuz bakış açıları arasındaki denge

Son yıllarda kişisel gelişim, mindfulness (farkındalık), sağlıklı yaşam konularının popülaritesinin artmasıyla, etrafta toz pembe bir bulut dolaşıyor: Pozitif düşünün, pozitif olun! Bu yazım, o toz pembe, olumlu bulutun içerisinde olanlara değil de, içeriye giremeyenler ya da girmek istemeyenlere destek niteliğinde…

Her insanın doğası gereği farklı duygusal, psikolojik, fizyolojik ve nörolojik özelliklerden oluşan, duygu, düşünce ve davranışlarının oluşmasını sağlayan iki farklı hali vardır; pozitif duygusal çekim merkezi (positive emotional attractor) ve negatif duygusal çekim merkezi (negative emotional attractor). Kişi, pozitif duygusal çekim merkezindeyken durumdan ya da olaydan memnuniyet duyduğunu gösteren duygular sergiler. Kişinin algısı açılırken, bilgiyi kısa süreliğine tutma ve kullanma becerisi artar. Andan keyif almak, şükretmek, huzurlu hissetmek, umutlu olmak, gurur duymak, bir şeyle ilgilenmek, âşık olmak vb. haller pozitif duyguların oluşmasına neden olur, ancak pozitif duygusal çekim merkezine geçmek için bu tek başına yeterli değildir. Pozitif duyguların yanında kişinin Parasempatik Sinir Sistemi’nin (PSS) ve varsayılan mod ağının da (default mode network) aktive olması gerekir.

Parasempatik Sinir Sistemi, otonom sinir sistemimizin 3 alt sisteminden biridir. Bizi sakinleştiren, rahatlatan, onaran bir etkisi vardır. PSS aktive olduğunda solunumumuz yavaşlar ve derinleşir. Bu durum zihinde sakinlik yaratırken, zihnin daha net çalışmasını sağlar. Hücrelerimizin yenilenmesine ve sistemlerimizin düzenlenmesine yardımcı olur. Ayrıca sosyal bağ kurma kapasitemizi de artırır. PSS çalışırken vagus siniri de uyarılır, bu sayede oksitosin vb. birçok önemli hormon salgılanır. PSS etkin iken uyarılan olumlu duygular zamanla akıl sağlığı ve fiziksel sağlığımızın iyileşmesinde de büyük rol oynar. PSS’miz maalesef modern hayatın hızı, sürekli tehdit altında hissetmemiz vb. sebeplerle normalden az çalışabilir. Çeşitli nefes egzersizleri veya meditasyon (derin düşünme) ile PSS’yi devreye sokabiliriz.

Pozitif duygusal çekim merkezi durumunda olduğumuzda PSS’ye ek olarak beynimizde varsayılan mod ağı (default mode network) faal olur. Bu sinir ağı sosyal davranış ve ahlaki değerlendirmelerimiz ile bağlantılıdır. Bu ağ genelde hayal kurarken ya da geçmiş ve geleceği düşünürken aktif olan bir bölümdür. Yaratıcılık ve yeni fikirlere açık olmak ile de çok bağlantılıdır.

Kendinize sınır koymadan hayaller kurmak, ideal yaşamınızı düşünmek, kişisel değerlerinizin farkına varmak, sosyal sorumluluk projelerinde yer almak ve maneviyatı artırmak gibi faaliyetler ile pozitif duygusal çekim merkezini etkinleştirebilirsiniz.

Peki, negatif duygusal çekim merkezi neler içeriyor? İsminden de anlaşıldığı üzere bu durum endişe, anksiyete, korku, mutsuzluk, nefret ve kin gibi olumsuz duygular ile ilişkilidir. Ayrıca otonom sinir sistemimizde Sempatik Sinir Sistemi’nin (SSS) uyarılması ile bağlantılıdır. SSS ise insanların tehdit ve strese karşı tepkileriyle alakalıdır. Atalarımızdan kalan miras genler de işin içine girer ve SSS bize fiziksel bir tehdit altındaymışız gibi tetikte olma hissi verir. Etrafımızdaki belirsizlik içeren durumlar, kötü haberler, sağlık sorunları gibi tedirginlik kaynakları, ekonomideki olumsuzluklar SSS’nin olması gerekenden daha fazla devreye girmesine neden olur. Bazen büyük tehditlere de gerek duymaz, bir toplantıda sözün size verilmesi, bir gruba konuşma yapmak gibi stres yüklü anlarda da fazla uyarılabilir.

Son olarak da negatif duygusal çekim merkezinde beynin farklı bir ağı devreye girer. Bu ağ “görev pozitif ağıdır” (task positive network). Bu ağ dikkat gerektiren işlerde ya da mantıksal değerlendirme yaparken devreye girer, problem çözme ya da karar vermemizi kolaylaştırır. Görev pozitif ağı devreye girdiğinde, varsayılan mod ağın çalışmasına ket vurulur.

Bu 3 temel bileşenin uzun süreli devrede kalması, ruhsal ve fiziksel sağlığımız için zararlı olabilir, olaylara daha dar bir açıdan bakmamıza yol açabilir; neticede enerji seviyemiz düşer ve olumsuz duygulardan kurtulamayız.

Davranış değişikliği, yaşamak istenen hayatın hayal edilmesi, bu hayal veya herhangi bir hedefe ulaşma vb. birçok kişisel gelişim konusu için gereken enerji, pozitif ve negatif duygusal çekim merkezlerinin dengesine ihtiyaç duyar. Herhangi birinin baskın olması, istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Örneğin negatif duygusal çekim merkezi aşırı faal ise iç kaynaklarınız tükenir; yenilmişlik hissine, hatta depresyon da dâhil bir dizi olumsuz sonuca yol açabilir.

Tam tersine eğer pozitif duygusal çekim merkezi aşırı etkin ise, fazla hayalperest olup, iyimserlik önyargısına düşebilirsiniz. İyimserlik önyargısı, kişinin olumsuz bir olayı yaşama ihtimalinin daha düşük olduğuna inanmasına neden olan bilişsel bir önyargıdır. Hatta bu durum bazen yenilmezlik algısı yaratabilir ve kişi çok riskli davranışlar sergileyip tehditleri (sağlık vb. için) görmezden gelebilir. Pozitif duygusal çekim merkezi aşırı aktif kişi, içinde bulunduğu durumdan pek fazla rahatsızlık duymaz; zorluklardan kaçınırken, değişimi tercih etmediği yanılgısına düşebilir. Dolayısıyla değişimin bir sonucu olan kişisel gelişim engellenir ama kişi bunu fark etmez.

Bu nedenle biz hem pozitif hem de negatif duygusal çekim merkezlerine ihtiyaç duyarız ama tabii denge herkes için aynı noktada olmayabilir. Dr. Boyatzis ve meslektaşlarının önerilerine göre bu oran 1 birim olumsuza karşılık 3 ila 6 birim olumlu dengesinde olmalıdır. Eşitlik yerine bu oranın önerilmesi, olumsuz duyguların etkisinin daha yoğun yaşanmasından kaynaklanıyor. Unutmayın ki negatif duygusal çekim merkezi kişinin odaklanabilmesi, sürdürülebilir performans sergileyebilmesi ve hayatındaki zorluklarla baş edebilmesi için önemli olmanın ötesinde, gereklidir de.

Yazıma başlarken bahsettiğim o toz pembe buluta dâhil olmamız için yapılan çağrılara bir nebze kulak tıkayarak, olumlu ve olumsuz bakış açılarımıza hak ettikleri yeri vermeli, her birinin hayatımıza ayrı katkısı olduğunu göz ardı etmemeliyiz.

İlginizi çekebilir: Psikolojik dayanıklılığınızı artırmak için 5 ipucu

Ayşe Nazar Çoban: ODTÜ Kimya Mühendisliği bölümünden 2008 yılında mezun olduğumdan beri petrol sektöründe çalışıyorum. 3 yaşında başladığım spor ise hayatımın merkezinde. Bugün hala aktif olarak antrenman yapıyor ve rüzgarı yakaladığım her an büyük bir tutkuyla uçurtma sörfü (kitesurf) yapıyorum. Öğrenmek, kendimi geliştirmek ve öğrendiklerimi çevremdekilerle paylaşmaktan oldukça keyif alıyorum. Peki, Upwind hikayem nasıl başladı? Çalışmakta olduğum şirketin yetenekli kadınlar programına seçildim ve bu programda bir koç ile çalışma fırsatı bulduğum zaman, bu işi profesyonel olarak yapmaya karar verdim. ICF onaylı koçluk, NLP eğitimlerinin yanı sıra Toronto Üniversitesi ve Yale Üniversitesi Psikoloji bölümünden eğitimler aldım. Şu an kurucusu da olduğum Upwind çatısı altında yaşam, kariyer ve nefes koçluğu desteği veriyorum.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale