X

Hayatın ve duyguların gelip geçiciliği üzerine: “Anicca” ile tanışın

Her nefes alışımızda, hem yaşarız hem de ölürüz. Dünyada var olan her şey geçiciliğe tabidir. Budistlerin temel anlayışından biri olan geçicilik, Anicca olarak isimlendirilir. Anicca bize hayatın hem can verdiğini hem de her an ölüme yaklaştırdığını hatırlatır. Ama biz dünya ile olan bağımızı koparmak istemeyiz. Bu yüzden etrafımızı maddelerle doldururuz. Ne kadar çok bağ kurduğumuz şey olursa, o kadar kalıcı olacağımız fikrine kapılırız. Ve bu kalıcılık derdi, bizde geçicilik ızdırabına dönüşür.

Peki ya ölmek ve yaşamak iç içeyse, ölmekten korkmak bir nevi yaşamaktan da korkmak değil midir?

Yaşamaktan korktuğumuz için anda kalabilmek, bazen güç bir durum yaratır. Anda kaldığımızda ve yaşadığımızı derinlemesine hissettiğimizde, her şeyin gelip geçiciliğini de hissediyoruz. Bu hissi sevgiyle değil de korkuyla deneyimliyorsak, kendimizi kısır bir döngü içinde buluyoruz. Korkularımız büyüyor.

Peki, ne mi oluyor?

Hayatın akışına ve hayata güvenmediğimiz için, sistemimiz otomatik bir şekilde kaygı ve korku yaratıyor. Hatta işte ya da okulda, o işi/ödevi yetiştirmek, o ürünü tasarlamak, göstermek de bir yaşam mücadelesine dönüşüyor. Hayatta kalma ihtiyacı yaratıp kendimizi bir savaş alanında bulabiliyoruz. Zihnimizin önderliğinde, bir anda patronumuz bir kaplana dönüşüyor, biz de bir ava dönüşüyoruz. Hayatta kalma hissi ile gelen ölüm korkusu, anksiyete, ardından gelen odaklanma sorunu, kendine güvensizlik, evrene güvensizlik ve öz sevgi-sizlik deneyimlerini yaşıyoruz. Böylece gerçek korku gelmeden, korkuyu yaratıp deneyimliyoruz.
Ya korku gerçekten korkulacak, kötü bir şey değilse? Gerçek bir hayatta kalma sorunu yaşadığımızda, bizi güzelce koruyacak bir arkadaşsa? Kaplandan ve felaketlerden kurtaracak biriyse?

Korku aslında sizi gizli gizli seven ve bedeninizi hayatta tutmak için ihtiyacınız olan bir duygu. Bu dünyanın geçiciliğini unutup kalıcı olma derdini de bu yüzden yaratıyor. Kısacası temeli sevgi. Öz sevginiz yerindeyse, korku sizi sarmak için gelmiyor. Sevgi yoksa, yalnızlık ve bilinmezlik içinde bir av gibi hissediyorsunuz. Peki öz sevgi ve öz değer gelirse, korkuya “Biz onun yanındayız merak etme!” demez mi? Belki de içerideki arkadaşlık durumlarını tekrar gözden geçirmeliyiz. Yarattığımız korkuların, hayallerin, isteklerin, birçok şeyin arkasında hep sevgi var. Hissetmek, başarmak, cesur olmak, bağışlayıcı olmak, kendine güvenmek…

Bunların hepsi birbirine sevgi ile bağlanarak bir zincir oluşturur. O halde korkuyu düşünmeden önce, evrene olan sevgimizi ve içimizdeki evrene olan sevgiyi hatırlasak ne olur?

Misafir gibi gelen duygularımıza çay ikram ederiz. Biri neşe, biri hüzün, belki biri de korku saçar. Öz sevginle içindeki duygulara nazik olur, seni çok yorarsa kibarca gönderirsin. Ama ilk geldiğinde ona zaman vermeyi de bilirsin. Böylece geçicilik bir ızdıraba dönüşmez, biz de hayatla akışta olabiliriz.

Serenay Köseoğlu: Serenay 2018'de Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Film Tasarımı bölümünden mezun oldu. Okuldayken film çözümlemeleri ile birlikte, sembolizme ve psikolojiye merak saldı. İnsan zihni ve eylemlerini anlamaya çalışırken, Jung ve Freud ile yolculuğuna başladı. Zihnin, bedenden bağımsız olmadığını anladıktan sonra, bütünlüğü kavramak için bedenle derinleşme pratikleri yaptı. Modern dans dersleri aldıktan sonra, köklenmek ve bırakmak eylemleriyle tanıştı. Yin yoga ve hatha yoga atölyelerine katılarak yoluna devam etti. Son 2 aydır "Belly Dance ile Derinleşme" pratiği içerisinde, bedenin kıvrımlarını ve sınırlarını keşfediyor. Elementlerin hislerdeki ve bedendeki yansımalarını inceliyor. Integral Coach'u ile değer ve güven kavramlarına çalıştıktan sonra, öze yakınlaştıran bu pratikleri hatırlatmak istiyor. Dinginliği ve sadeliği deneyimlemek için, mindfulness atölyelerine katılıyor. Meditatif dans pratiklerine devam ediyor. Bu yolda yeni yeni keşfettiği tantric yogadan besleniyor. Psikoloji ve Ezoterizm alanında okumalar yapıyor, beden ve zihin arası sık sık gezintilere çıkıyor. Sevdiği birçok şeye; dansa, yemek yapmaya, iletişime ve tasarlamaya "Yaşama Sanatı" olarak bakıyor. Birkaç reklam ajansında metin yazarlığı ve prodüksiyon çalışması yaptıktan sonra, kreatif alanda yazmaya ve üretmeye devam ediyor. Mikro ve makro kozmosu anlamaya çalışırken, sık sık yazı yazan ve oluşu deneyimleyen bir öğrenci.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale