Hayatın mucizevi ve en temel iksiri: Su

İnsan vücudunun %60 – 65’i sudur. Kanın %90’ı, beynin %75’i, akciğerlerin %85’i sudur.

İnsan gün içerisinde terleme, ciltten buharlaşma, idrar ve gaita ile su kaybeder. Eğer bu kayıpları yerine koymazsanız susuzluk yani dehidratasyon başlamış olur. Vücut suyunun yüzde 2’sini kaybettiğinizde susuzluk hissiniz başlar; siz susuzluk hissini dinlemeyip su içmezseniz veya susuzluğunuzu başka su yerine başka içeceklerle bastırır veya yemek yerseniz, susuzluk giderek artar ve zarar vermeye başlar.

Neden su?

  • Ağzımız için: Tükürük üretimi ve ağız-boğaz içi mukozalarının nemli olması için, ağızdaki bakterilerin ve artık gıdaların temizlenmesi için su içmek şart.
  • Beynimiz için: Siz susuzluk hissettiğinizde beyniniz biraz susuz kalmış oluyor zaten. Eğer düzenli olarak su içmiyorsanız beyin bu ‘su fakiri’ hale adapte olmaya çalışıyor ama bu adaptasyon size kafa karışıklığı, konsantrasyon kaybı, baş ağrısı ve uykuya eğilim olarak geri dönüyor. Özellikle gerilim tipi baş ağrılarının en başında büyükçe bir bardak su içmek ağrı kesici etki gösteriyor.

Hayatın mucizevi ve en temel iksiri: Su

  • Böbreklerimiz için: Böbreklerinizi tıkır tıkır saat gibi çalışması, vücut sıvı dengelerini koruması ve atık maddeleri idrarla atabilmesi için su olmazsa olmaz. İleri düzeyde susuz kaldığınızda böbreklerinizi kaybetmek ile mümkün.
  • Akciğerlerimiz için: Hem hava yollarınızı kaplayan mukozayı nemlendirmek hem de kanın daha iyi oksijen taşıyabilmesi için gerekli.
  • Kanımız için: sağlıklı kan dolaşımı, emilen besin maddelerinin taşınması, hormonların salgılanması ve yerine ulaşması gibi sizi hayatta tutan pek çok bedensel işlevin sağlıklı yürütülebilmesi için su hayati önem taşır.
  • Eklemlerimiz için: Su hem uzuvlarındaki hem de omurganızdaki eklemlerinizin canlılığı ve lubrikasyonu için vazgeçilmez bir element.
  • Bağırsaklarımız için: Siz susuz kaldığınız zaman vücudunuz can havliyle böbreklerden su atılımını kısarken kendine ekstra su kaynakları arar. Bu kaynak da bağırsaklarınızı içindeki besinlerle aldığımız sudur. Sonu kabızlıkla biten bu senaryoda yer almak istemiyorsanız su içmelisiniz.
  • Kilo vermek için: İnsanlar bazen susuzluğu açlık olarak hissedebiliyor, su içmek yerine devamlı yemek yeyince veya su dışı diğer sıvıları çok tüketince ekstra kalori alıyorlar. Ayrıca su içmek sindirimi hızlandırdığı ve kolaylaştırdığı için de kilo vermenize yardımcı olur. Sıfır kalori olduğunu da unutmayın tabii.
  • Cildimiz için: Susuz cilt, buruşuk, donuk ve kurumuş erik gibidir. Olduğunuzdan daha yaşlı görünmek istemiyorsanız su içmeyi ihmal etmeyin.
  • Kaslarınız için: Kaslarınız susuz kaldığında optimum düzeyde çalışamaz; siz kendinizi yorgun hissedersiniz, kaslarınız ağrır ve spor performansınız düşer.
  • Vücut ısımız için: Cilt altı dokularda bulunan su molekülleri özellikle sıcak havalarda terleme ile devreye girerek vücut ısımızı normal sınırlarda tutar.
  • Kan basıncımız için: Susuz kalan beden tansiyon değerlerini ayarlamakta zorluk çeker.
  • Detox için: Su hem idrarla hem de gaita ile atık maddelerin atılmasını sağlar.

Hayatın mucizevi ve en temel iksiri: Su

Önce bir bardak su için, sonra ne kadar ihtiyacımız olduğuna bakın:

  1. Erkekler 2.5-3.5 litre, kadınlar 2-3 litre.
  2. Bu rakamlara idrar söktürücü özelliği olan kafeinli içecekler ( çay, kahve ve kola) dahil değil. Her içtiğiniz kafeinli içecek için en az o miktarda ekstra su içmeniz lazım.
  3. Diğer ekstralar:
  • Hava çok sıcak olduğunda
  • Sıcak havada uzun süreli egzersiz yaptığınızda
  • Kaloriferli ve klimalı ortamlarda
  • Sauna ve hamama girdikten sonra
  • Ateşiniz olduğunda
  • İshal ve kusmanız olduğunda
  • İdrar söktürücü özellikte tansiyon ilacı alıyorsanız; daha fazla su içmelisiniz.

Ayrıca:

  • Sabah ilk kalktığınızda -7 saatlik susuzluk sonrası-
  • Egzersizden 2 saat önce, egzersiz sırasında, egzersiz sonrasında
  • Masa başında oturduğunuz her saatin sonunda su içmeyi ihmal etmeyin.

 

İlginizi çekebilir: Bilimsel araştırmalara göre su içmenin faydaları

Dr. Banu Taşçı Fresko Doktor - Nöroloji Uzmanı
Dr. Banu Taşcı Fresko, 1969 senesinde İstanbul’da doğmuştur. İstanbul Tıp Fakültesi’ni 1992 senesinde bitirmiş, ihtisasını İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda 1997 senesinde tamamlayıp ... Devam