X

Hayatın gerçeğinde yaşamak: Pozitif olmak zorunda değilsiniz

Geçenlerde kardeşim ve çok sevdiğimiz Gizem ve Beril diye iki arkadaşımızla güzel bir yürüyüş üzerine kahve içmek için bir yere oturduk. Oturduğumuz an Gizem şöyle dedi: “Instagram’da hem pozitif olup hem de hayattan bağını koparmamış tek güvendiğim insan sensin!” deyiverdi. Tam dediği üzerinde düşünecekken Beril de ardından devam etti: “Koca listem için ben de tamamen Gizem ile aynı şeyi düşünüyorum.”

Sonra devam etti Gizem: “Yani sen evet pozitiflik yayıyorsun ama trafik olduğunda laf da ediyorsun her insan gibi. Saklamıyorsun. Sürekli çiçekler, böcekler halinde değilsin. O yüzden çok gerçeksin. Hayatla bağını koparmadan yaşıyorsun.” Öncelikle bunu dışarıdan duyduğuma çok sevindim çünkü gerçekten sosyal medya hesabımda da, tüm yazılarımda da gerçeğim ne ise gerçekten onu yansıtıyorum; sansürlemeden, düpedüz. Bu halimin karşı tarafa geçmesi beni mutlu etti. Dürüstlük ve samimiyet en çok kıymet verdiğim şeyler arasında.

Gizem: “Listeme bakıyorum mesela bir kadın sürekli pozitiflik yayma peşinde; kahvaltısında “falan filan” yiyormuş, çok sağlıklı besleniyormuş o yüzden çok iyi hissedip mutluluk saçıyormuş. Halbuki ben biliyorum o kadın, çalışanı arabayla azıcık ileride beklesin; ne azarlar, ne kıyametler kopar. Eee nerede o sosyal medya üzerinden yaydığın pozitivizm?”

Haklı. Çok haklı. Bir sürü insan gözlemliyorum pozitif kavramının peşinden sürüklenen ve durmadan akıl veren insanlar. Öncelikle akıl vermeye karşı tahammülsüz bir insanım. Herkesin aklı kendine. Naçizane tavsiyelerini verebilir insan; o da gerçekten kalbinde içselleştirdiyse ışık olarak yayılıyor zaten bence. Gerisi ezbere bilgiler ve onların da pek bir işe yaramadığını düşünüyorum.

Pozitif görünme çabası bizi kendimizden uzaklaştırıyor mu?

Neden takıldık bu kadar pozitifliğe anlamıyorum, diyeceğim ama anlıyorum. Çünkü sürekli mutlu olmamız gerekiyormuş, her şeye pozitif bakmamız gerekiyormuş gibi bir hava var her an, her yerde. Çok yorucu! Çok yorucu olduğunu biliyorum çünkü ben de eskiden bu durumu kendime görev edinmiştim. Mutluyken herkesle konuşur, mutsuzken kendime saklardım. Mutsuz olmaya hakkım yokmuş gibi, insanlar beni mutsuzken kabul etmez gibi saklanırdım. Sonra anladım ki mutlu olmaya çalışmak, mutluluk saçmak bende aşırı yük yapıyor; vazgeçtim. Kendimi olduğum gibi kabul etme sürecim başlamış oldu böylelikle. Artık kendimi kötü hissediyorsam, insanlar sorduğunda otomatik olarak iyiyim demiyordum. Demiyorum. Kötüysem kötüyüm, mutsuzsam mutsuzum ve iyiysem iyiyim. Benimle beraber, beni her halimle kaldırabilecek insanlar çevremde olmaya devam etsin dedim ve zaten öyle de oldu.

Siz gerçek olmaya karar verdiğinizde çevrenizdeki her şey sizinle beraber gerçekleşiyor. Siz kendinizi olduğunuz gibi kabul ettiğinizde, çevreniz de sizi olduğunuz gibi, en yalın halinizde severek kabul ediyor.

İşin özü şu: pozitiflik matah bir şey değil. Evet tabii ki olaylara elde edeceğin fırsat yönünden, senin yararına olan tarafından bakmak, oradan ele almak harika ama bu kısım epey bir karışıyor anladığım kadarıyla birçok insanda. Bu tamamen kendiliğinden olan bir şey. Irmakta yolunda akan su kadar doğal. Pozitif olacağım diye “zorlarsanız” bir yerde o mutlaka büyük patlamalara yol açıyor. Ayrıca, sosyal medyadan kendisini olmadığı gibi yansıtan canım aşırı pozitif insanlar; fark ediliyorsunuz. İnanın kendiniz olsanız çok daha fazla sevileceksiniz. Son olarak da, İstanbul’un iğrenç trafiğinin içindeyseniz “trafikten nefret ediyorum, of!” demek sizi negatif yapmaz ya da çocuklarınıza bakarken bir an kendinizi çok ama çok yorgun hissettiyseniz, “Yaşasın çocuğumla bugün neler yaptım neler?” demek yerine “Anne de olsam gerçekten bazen yoruluyorum. İnsanım ve sıkıldığım zamanlar da oluyor” demek sizin en doğal hakkınız. Bu, sizi ne kötü biri yapar, ne de bencil. Sizi sadece gerçeğini kabul eden bir birey yapar, o kadar.

Bilin istedim.
Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Ulaşman gereken yer neresi: En önemli durak sensin

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale