Hepimiz için geçerli bir algıdır size bahsedeceğim algı; mükemmeliyet. Ailelerimiz her yaptığımız şeyi, en iyi şekilde yapmamızı ister… “Benim çocuğum derslerinde çok başarılı, arkadaşları ile ilişkisi çok gelişmiş, çok güzel dans edee ve tabi ki en iyi dereceler ile katıldığı her şeyi tamamlar”… Yani “başarısız olmak” şansımız bile yoktur, çünkü küçücük bir çocuk olduğumuz zamanda böyle bir şeyin mümkün olduğunu bile bilemeyiz. Varsa yoksa her şeyde “iyi olmak” kodlanır çünkü küçücük dünyamıza…
Peki biraz daha büyüdüğümüzde ne olur? “Denge” ve “dengesizliği” keşfederiz. Örneğin arkadaşlarımız ile birlikte zaman geçirmek için o sınava çalışmazsak o “en iyi” biz olmayız. Yani ilişkilerimizde “ileri” denge, derslerimizde veya profesyonel hayatımızda bir “dengesizlik” yaratır. Örneğin bir arkadaşımıza çok zorlanacak olmamıza karşın, sevdiğimiz için borç vermemiz ve daha sonra geri alamadığımız durumda ‘’iyi bir finans’’ durumuna sahip olamamız gibi. Yani “kendimizi ikinci plana attığımızda”, manevi açıdan ileri bir denge kurduğumuzda, finansal “dengesizliklerimizi” yaratıyor oluruz… Annemizin “bu hafta sonu mutlaka eve gelmelisin” direktifini kabul ettiğimizde, çok hoşlandığımız o kız arkadaşımıza kahve içmeyi teklif edemeyiz, belki hayatımızın aşkını kaçırmaktayızdır… Yani “iyi bir evlat olma” dengesine kendimizi kaptırdığımızda, “aşk” hayatımızda kaybedebiliriz…
Seçimlerimiz, hayatımızda önem verdiğimiz ağırlıkları böyle kolayca etkileyiverir, ve biz her seferinde birine odaklanıp diğerinden feragat ederiz. Peki bu doğru mudur? Yani hayatımızın farklı alanlarında bir denge sağlamak mümkün müdür ve bu alanlar temel olarak nelerdir? Gerçekten mutlu bir insan olmak istiyorsak, saatlerce ofiste kaldığımızda hafta sonu gideceğimiz bir saatlik arkadaş kahvaltısında bile ruhen “ofisteysek” ve sadece bedenen sohbetleri “öylesine” dinliyorsak, sizce gerçekten çok kazanıyor olsak da “kazanmakta mıyız”?
Ben bu yazımda (ki kendim de tam bir sorumluluk delisi ve çalışmak hastası bir insan olarak) hayatımızdaki bu “incecik” dengelere ve hatta “bilinçsizce oluşturduğumuz dengesizliklere” bakalım istiyorum. Bu konuda son dönemde karşılaştığım bir kaynak, beni de hayatımın bu belirlenmiş on iki denge alanında yeniden düşünmeye yönlendirdi. Sevgili Vishen Lakhiani bakın bu alanları Olağanüstü Yaşamlar İçin Olağandışı Kurallar eseri ile nasıl anlatıyor:
- Aşk ilişkiniz: Aşkı nasıl tanımlarsınız? Aşk ilişkisinden ne beklersiniz, hem alma alanında hem verme alanında? Şkın dayanılabilir olduğuna mı inanırsınız? Muhteşem bir şekilde sevebilecek biri olduğunuza inanıyor musunuz? Sevilmeyi ve değer verilmeyi hak ettiğinize inanıyor musunuz?
- Arkadaşlıklarınız: Arkadaşlığı nasıl tanımlarsınız? Arkadaşlıkların uzun ömürlü olabileceğine inanır mısınız? Arkadaşlarınızın sizden sizin onlara verdiğinizden daha çok aldıklarını düşünür müsünüz? Arkadaş edinmenin kolay olduğuna mı yoksa zor olduğuna mı inanırsınız?
- Maceralarınız: Bir macera düşünceniz nedir? Düşünceniz seyahatle mi ilgili? Sanat ve kültürle mi? …Tek başınıza seyahate çıkmak için işinizi ve ailenizi bırakıp giderseniz suçlu mu hissedeceksiniz? Deneyimlere (paraşütle atlamak gibi) para harcamayı anlamsız mı buluyorsunuz?
- Çevreniz: Kendinizi en mutlu nerede hissediyorsunuz? Yaşadığınız yer ve yaşayış tarzınızdan memnun musunuz? “Evi” nasıl tanımlarsınız? … Mükemmel bir evi, seyahate çıktığınızda beş yıldızlı bir otelde kalmayı ve muhteşem ortamlarda çalışmayı hak ettiğinize inanır mısınız?
- Sağlığınız ve Zindeliğiniz: Fiziksel sağlığı nasıl tanımlarsınız? Sağlıklı beslenmeyi nasıl tanımlarsınız? … İyi bir şekilde mi yoksa kötü bir şekilde mi yaşlandığınıza inanıyorsunuz?
- Entelektüel Hayatınız: Ne kadar çok şey öğreniyorsunuz? Zihninize ve günlük düşüncelerinize ne kadar hakimsiniz? Hedeflerinize ulaşmak için yeterli zekaya sahip olduğunuza inanıyor musunuz?
- Yetenekleriniz: Neyde “iyi” olduğunuzu düşünüyorsunuz? Ve neyde bu kadar iyi olmadığınızı? Sizi yeni şeyler öğrenmenizden alıkoyan şeyler nedir? …En değerli olduğunu hissettiğiniz özel yetenekleriniz ve karakter özellikleriniz nelerdir? Neyde “berbat” olduğunuzu hissediyorsunuz?
- Manevi Hayatınız: Ne tür manevi değerlere inanırsınız? Bunları nasıl ve ne sıklıkla uygularsınız? … Cazibesi az olan fakat başkalarını üzmekten korktuğunuz için ter edemediğiniz kültür ve din modellerini sıkışıp kalmış durumda mısınız?
- Kariyeriniz: İş tanımınız nasıldır? Kariyeri nasıl tanımlarsınız? Kariyerinizden ne kadar keyif alıyorsunuz? Kariyerinizde fark edildiğinizi ve takdir edildiğinizi hissediyor musunuz?
- Yaratıcı Hayatınız: Yaratıcı olduğunuza inanıyor musunuz? Hayranı olduğunuz yaratıcı bir kişi var mı? …Özel yaratıcı bir proje için yetenekli olduğunuza inanıyor musunuz?
- Aile Hayatınız: Hayat arkadaşı olarak temel rolünüzün ne olduğuna inanıyorsunuz? Ya evlat olarak? Aile hayatınız sizi tatmin ediyor mu? …Ailenizin size yük olduğuna mı yoksa mutluluk sebebiniz olduğuna mı inanıyorsunuz?
- Toplumsal Hayatınız: Ait olduğunuz toplumun değerlerini paylaşıyor musunuz? Toplumun en büyük amacının ne olduğuna inanıyorsunuz? …Katkı sağladığınızı düşünüyor musunuz?
Bu soruları ve hayatınızın bu alanlarını oldukça dikkatli şekilde değerlendirmenizi dilerim. Denge ve dengesizlik noktasında bu 12 başlıkta “inançlarınız” kendinize koyduğunuz sınırlar yıkamadığınız gerçeklikler veya çok geç kaldığınızı düşündüğünüz fakat halen değiştirmenizin “tabi ki” mümkün olduğu alanlar var mı? Neyi değiştirseniz çok daha dengede ve mutlu hissedebileceksiniz?
Hayatınızın akışını ve dengesini belirlemek sizin “cevaplarınızın” içeriğine eşittir; bugün hangi alanda neyi düşünmeyi seçiyorsanız yeni dengelerin kurulması eski dengesizliklerin dengelenmesi bu cevaplarınız ile mümkün olacaktır… Yeniden “dengeyi” bulmaya hazır mısınız?