Arkadaşlarınız ne zaman öleceğiniz dahil olmak üzere hayatınız hakkında sizden daha fazla şey biliyor
Ailelerimiz hiç şüphesiz hayatımızda önemli bir yere sahip. Yaşam denilen yolda attığımız adımlarda varlıkları, verdikleri destek, gösterdikleri şefkat yadsınamaz. Pekiyi ya arkadaşlarımız? Çoğu zaman bir kardeşten de ötedirler. İlk aşkların sırdaşı, dizdeki yaranın, aileden gizli bir derdin ortağı olurlar. Arkadaşlarımızın hayatımıza katabileceği renkleri ve hayatımızdaki büyük dönemeçlerde vereceğimiz kararlarda üstlendikleri önemli rolü merak ettik ve Uplifers okuyucuları için derledik.
Arkadaşların yaşamlarımız üzerindeki etkileri konusunda ne yazık ki çok fazla çalışma mevcut değil. Ancak, mutlu bir yaşam sürmek için onların hayatımıza katacağı renkler konusunda şüpheye yer yok. Arkadaşlarınıza değer vermeniz için sayısız neden var. Arkadaşlar hayati yaşam becerileri kazandırmakla kalmıyor, önceliklerinizi belirlemenizde öncü bir rol üstleniyor. Yazar Carlin Flora’ya göre ilk gençlik yıllarında edindiğiniz dostluklar ileride romantik bağlarınızı da şekillendiriyor. Belki de en önemlisi hayatınızın adeta bir denetçisi olup, gerçekleri sizden daha iyi görebiliyorlar.
Arkadaşlık hakkında bilimsel araştırmalar
Hayatımızın dönüm noktası diye adlandırabileceğimiz büyük kararlar verirken de, çoğu zaman kendi iç sesimize değil de bir arkadaşımızın, hatta bir yabancının görüşlerine kulak veririz. Kimle evleneceğimizden tutun da, nerede yaşamamız, ne tür bir iş yapmamız gerektiğine kadar her türlü konuda karar verme aşamasında kendi fikirlerimizi yetersiz bulabiliriz.
Psychological Science’ta yayımlanan bir araştırmaya göre, ne zaman öleceğinizi tahmin etmek isterseniz, arkadaşlarınıza danışmamanız daha da kötü sonuçlara ulaştırabilir sizi. Elbette, kimse sizden, onlara kesin bir tarih sormanızı beklemiyor. Ancak, onların sizin hakkınızda olası en iyi tahminde bulunması adına bir temel sağlayacaktır.
Buradaki mantık ne mi dersiniz? Belli kişilik özelliklerinin uzun bir yaşamla bağlantılı olduğunu uzunca bir süredir biliyoruz. Örneğin, bilinçli insanlar sağlıklı besinler tüketir, düzenli spor yapar. Arkadaşlarınız da bu tür alışkanlıklara ne denli sahip olduğunuz konusunda sizi kendinizden daha iyi yargılayacaktır. Yani, sizin ne kadar uzun bir hayat süreceğinizi sizden daha iyi tahmin edeceklerdir!
Bu noktada rakamların gücünü de göz ardı etmemek gerek. Tek bir kişiye akıl danışmaktansa, çoğu zaman olabildiğince çok kişiye bir konuda danışırız.
Ancak kendimiz hakkında ne denli az şey bildiğimizin ya da en iyi kararın ne olacağının ölçütü bu saydıklarımızla sınırlı olamaz. Bu konuda yapılan bir araştırma da hızlı flört (speed dating) üzerine. Yapılan araştırmada; bir gruptaki kadınlara flörtleri hakkında önceden bilgi verilirken, diğer gruptaki kadınlara ise sadece bir yabancı erkekle tanıştığında 1 ila 100 arasında değerlendirme puanı verildi. Biyografik bilginin aksine başkalarının görüşleri olası bir flört aşamasında ezberleri bozdu. Bir kişiyi sevip sevmeyeceğinizin en iyi yolu, onunla ilgili olabildiğince bilgi edinip bunları kendinizle karşılaştırmaktansa, kendinize benzer birini bulup, o an bir şeyden hoşlanıp hoşlanmadığını sormak.
Ciddi bir karar verirken kendinizi parçalayıp, tüm yükü kendi omuzlarınıza yüklemenize gerek yok. Benzer aşamalardan geçmiş bir dostunuzu bulup, onun engin deneyiminden faydalanmak akıllıca bir yol olacaktır.
Elbette kendi iç sesinizi yok sayıp, başkalarının kumandası altında yaşamanız anlamına kesinlikle gelmemeli bu durum. Ancak beyninizin içindekileri tüm ayrıntılarıyla yalnızca sizin okuyabilmeniz kimi durumlarda bir yarardan çok bir engel olarak karşınıza çıkabilir. Hükümlerinizde, aşırı güven duygusu duymakla kalmaz, garip gerçeklerle yüzleşirken duygusal olarak karşı koyabilir ve kendinizi gereğinden fazla önemseyebilirsiniz. Bu nedenle, ciddi adımlar atarken kendinizi bir üçüncü kişinin yerine koyup kendinize onun gözünden bakmaya çalışın. “İstediğim iş bu mu?” diye sormaktansa, “A kişisinin istediği iş bu mu?” diye bir sorun.
Benzer bir durumda arkadaşınız size ne önerirdi bir düşünün. Emin olun, onlar sizi kendinizden daha iyi tanıyor. Aynı şekilde, siz de onları… “Bana dostunu söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” sözü boş yere sarf edilmemiş olsa gerek.
Kaynak
The Guardian
Psychology Today