X

Hayatımızı görmek istediklerimizle görmek: Perspektifinizi siz belirleyin

“Gül düşünür, gülistan olursun. Diken düşünür, dikenlik olursun.”

Mevlana Celaleddin Rumi

Bir kıyıda oturduğumuzda denizi “kıyıdan” görmekteyizdir. Dalgaları, masmaviliği, belki karşıdaki yemyeşil koyları, dağları, oluşumları… Bir “bakış açımız” vardır ve bu bir perspektiftir. Bizler kıyıda oturmakta olanlarızdır. Peki ya denize girmiş olsaydık? Gelin şimdide biraz denizden kıyıya doğru bakalım… Denizden kıyıya baktığımızda ise kıyı da görebiliriz denizi de görebiliriz. Perspektifimiz değişmiştir… Denizin içerisinde olduğumuzdan artık az önce kıyıda oturduğumuz ve “denize girmeyi” düşlediğimiz şekilde bakamayız olanlara, olduğumuz yere… “Bakış açımız” değişmiştir…

Ben bugün sizlerle birlikte hayata dair bakış açılarımızı olayları nasıl yorumladığımızı ve olayları nasıl yorumladığımız ile hayatımızdaki anlamların eksikliklerin, sıkıntıların ve yakındığımız zorlukların nasıl değişebileceklerine bakalım istiyorum…

Bugün çalıştığımız işimizden sıkılmışızdır değil mi? Nasıl olsa bizimle olan, başardığımız, bir şekilde elde ettiğimiz bir şey olarak görmekteyizdir. Şimdi gelin bir de şöyle bakalım, hayatımıza dair kim olduğumuzu açıklayan kavramlardan en önemlisi diyebiliriz. Bu iş bir günümüzün yani toplam 24 saatimizin en az üçte birini geçirdiğimiz kocaman bir ömür verdiğimiz bir uğraştır. Öylesine işe gittiğimiz bir gün bile olmamalıdır oysaki hayatımızda. Bugün ter döktüğümüz her an aslında yarınımızı, geleceğimizi yaratmaktadır… Bakış açımız nasıl olsa olduğunda farklı görebiliriz bunu ve evet bakış açımız iyi ki olduğunda ise çok ama çok daha farklı yerlere ulaşırız.

Bugün elini tuttuğumuz eşimiz nasıl olsa yıllardır “aynı” eşimizdir. Şöyle bakalım gelin şimdi; nasıl olsa benim yanımda. Bugüne kadar olduğu üzere yıllarca daha benimle olmaya devam edecek. Özen göstermeye dikkat etmeye veya gözlerinin içine bakmaya nasıl olsa gerek yok. Peki, bir de farklı bir perspektiften yazalım bu paragrafı… Eşim, sevgilim, hayatımın “en büyük şansı”… Bu hayat yolumda bugün bana tanınmış olan bu güzel şansı, onu bulabilmiş olmayı ve onunla geçirebildiğim her anı çok büyük bir teşekkürlerle kutluyorum… Bu hayat yolumda bana eşlik ettiği benimle emek verdiği için ona minnettarım. Hayatımda bana kazandırdıkları ve yine benim en yakın yol arkadaşım olabilecek kadar beni sevdiği için ona şükranlarımı borçluyum. Evet, yıllar geçse de her ne kadar zaman aynı akışı getirse de ben bu teşekkürden, bu minnetten ve bu sevgimden vazgeçmeyeceğim…

İşte, bizlerin aynı ilişkiye bakış açımız “nasıl olsa” ile başlamaktan “iyi ki”ye dönüştüğünde kurduğumuz cümlelerin sihri de bambaşka boyutlara ulaşabiliyor. Bir tarafta nasıl olsa dediğimiz, “gerçeğini” özünü kıymetini göremediğimiz, baktığımız yerden “her durumda” her ne olursa olsun yanımızda olacak olan ve diğer tarafta ise “iyi ki” dediğimiz, her nefesine minnettar olduğumuz var. Aradaki kocaman uçurumlar ise sadece bizim perspektifimizin ürünü…

Gelin bir basit örnek daha verelim… Nasıl olsa bana verilmiş olan bolluk ve bereket… Nasıl olsa benimdir, harcayabilirim, düşünmeyebilirim, ne yaptığım kimseyi ilgilendirmez. Neyi nasıl düşündüğüm sadece benim sorunumdur. Bir anlamı olmalı mıdır, paylaşmalı mıyım, başka insanları da düşünebilmeli miyim? Bir de şu açıdan bakalım, bolluk ve bereket hayatın bana hediyeleridir. Bu hediyeler kadar benim de dağıtmam gerekir. Bolluk için bollukla vermek ve bollukla alabilmek gerekir. Bana ulaşan bolluk, evrenin birden fazla kişi için ürettiğidir. Doğada kendiliğinden vermek varken, hiçbir ağaç bir diğerini kıskanmıyorken ve “sadece” kendisi için yaşamıyorken, bana bahşedilen bu bolluk daha fazla bolluk yaratmak içindir. Şükürle paylaşırım, teşekkürle veririm…

“Nasıl olsa” olarak düşündüğümüz bereket, “iyi ki” ile bir anda paylaşmaya, daha fazla bolluk üretmeye, daha fazla dolmaya ve evet daha fazla sevgiye dönüşüverir… Hayatımızda, ilişkilerimizde, sevgilerimizde, işimizde, bolluk ve bereket inancımızda ve daha birçok farklı konuda neye nasıl baktığımız neye nereden baktığımız hangi “bakış açısını” benimsediğimiz, işte tüm akışı bu kadar ciddi şekilde etkilemektedir…

Bizler görmek istediklerimiz ile görürüz… Eğer felaket görmek istiyorsak her olay bir felaket olabilir, eğer umut görmek istiyorsak her küçük gelişme kocaman umutlara dönüşebilir… Eğer kayıp görmek istiyorsak, yetersizlik görmek istiyorsak, başarısızlık görmek istiyorsak baktığımız kıyıdan akış sadece bunlardan oluşuyorsa evet bizler için hayat başarısızlık, kayıp ve yetersizlik olacaktır… Fakat bizim kıyımıza güneşler doğabiliyorsa denizin mis gibi kokusu vurabiliyorsa ve her ne olursa olsun yağmur da yağsa fırtına da kopsa bizler o güneşlerin yeniden doğacağını bilebiliyorsak, bizim hayatımız da baktığımız kıyıya dönüşecektir. Evet güneşler doğacaktır, evet deniz kokusu vuracaktır ve evet her şey yoluna girecektir…

Bugün bu yazımı okuyorsanız hayatınızda kabul ettiğiniz “bakış açılarını” perspektiflerinizi yeniden gözden geçirmenizi dilerim… Sizin kıyınızdan hayat nasıl gözüküyor? Kayıplarla dolu mu? Umutsuz mu? Tek başına mı? Ya da bunların hiçbirinin “yer bile alamadığı” kocaman engin bir mavilik mi? Sizin bakış açınız aşk mı? Sevgi mi? Bolluk ve bereket mi? Son derece sağlıklı bir yapı mı?

Gelin bugünden itibaren bambaşka bir yerden bakalım, neyi görmek istiyorsak hayatımız ona dönüşür… Biz masmavi denizler yemyeşil kıyılar ile başlayalım hayal etmeye…

 

İlginizi çekebilir: Özel olmak emek ister; ilişkilerin özü emek vermeyi bilmekten geçerÖzel olmak emek ister;

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale