dummy

Hayatımızda doğru kararları aldığımızı nasıl anlarız?

“Ne yapıyorsun?” “Nasıl hissediyorsun?” “Ne istiyorsun?” Bu çok basit üç soru hayatımızla ilgili dilek ve arzularımızın farkına varmaya, duygularımızı hissetmemize ve şu anda nerede durduğumuzu bilmemize olanak sağlar. Karar vermek doğası gereği birçok kavramı da içinde barındırdığından oldukça zorlar bizleri. Özgür olabilmek, istemek, duygularını fark etmek, sorumluluğu sırtlanabilmek. Bu sürecin olmazsa olmazlarıdır. Her evet, öncesinde bir hayır taşır neticede.

dummydummy

Karar vermek denince, çoğumuzun aklına yaptığımız seçimler gelecektir. “Hayatım için doğru kararı verdim mi?” düşüncesi çoğu kişi için fazla sorumluluk taşıdığından ve elde ettiğimiz o sonuçlarla yaşamak zorunda kaldığımızdan kaygı yaratan bir süreç haline gelebilir. Öyle ki bir süre sonra hiç seçim yapmayı istemez bir durumda da bulabiliriz kendimizi… Böyle durumlarda farkında olmadan yaşadığımız hayatı yavaşlatmaya başlarız, yapmamız gerekenleri sürekli erteliyor olmak bu kaygılı durumla başa çıkma yolumuz olabilir.

O halde kendimize sormamız gereken ilk soru; doğru karar derken nasıl bir “doğru”ya ulaşmamız gerektiğidir. Her şeyden önce bu doğru bizim doğrumuz mu yoksa toplum ya da aile tarafından bize dayatılan, yüceltilen bir doğru mu? İşin bu kısmı ayrı bir boyut tabii ki… Diyelim ki belirlediğiniz bir doğrunuz var: Bu “doğru”nun sizi nereye getirmesini bekliyorsunuz? Bu kararı verdiğinizde ulaştığınız hangi sonuçlar ve hissettiğiniz hangi duygular “Ah, evet işte doğru kararı vermişim.” iç sesini duymanızı sağlayacaktır? Öncelikle yapılabilecekler; tek tek bu soruların cevapları üzerinde netleşip, elde ettikleriniz üzerinde derinleşmek ve o andaki duygunuzu yakalamaya çalışmanın gerektiğidir. Eğer herhangi bir konu hakkında sağlıklı bir karar verdiyseniz, o seçimin sonucunun sizdeki yankısı da olumlu olacaktır. Hemen olmasa da bir süre sonra size canlılık getirecektir.

Örneğin bir ilişkiyi bitirip bitirmeme konusunda karar vermekte zorlanıyorsanız, kendinize sorabileceğiniz en basit soru, bu ilişkide nasıl hissettiğiniz olmalıdır. “Bu ilişki bana nasıl hissettiriyor?” “Bu ilişki nasıl bir hal aldı da kendinizi anlaşılmıyor gibi hissediyorsunuz?” başka bir soru da “Bu ilişki nasıl bir sürece girdi ki, partnerinizden uzaklaşma isteğiniz var?” Sorular artabilir, cevaplar birden çok duyguya ait olabilir. Kendinizi sıkışmış, çaresiz, değersiz, yalnız, fazla verici, öfkeli ya da ihtiyaçları karşılanmayan hissedebilirsiniz.

Hatta aynı zamanda tüm bu olumsuz duyguları fark edip, ilişkiyi bitirme konusunda güçlük de yaşıyor olabilirsiniz. O zamanda bu ilişkinin hayatınızda neye denk geldiğini, hangi ihtiyacınızı karşıladığını anlamanızı sağlayacak sorular sorarak bir terapist yardımı ile altta yatan doğru cevaplara ulaşabilirsiniz. Seçeneklerinizde ki olası durumları olmuş gibi hayal ederek nasıl deneyimleyebileceğinize dair ipuçlarını yakalamaya çalışabilirsiniz.

İşte o zaman; “Ben nasıl bir ilişki yaşarsam kendimi daha daha iyi, daha mutlu, daha biz gibi hissedebilirim?” sorusu ile olmasını istediğiniz, arzuladığınız ilişkiye dair cevaplarınızı alabilirsiniz. Bu konudaki farkındalık sizi daha doğru karar vermeye teşvik edecektir.

Hayatımızda doğru tercihler yaptığımızın bir göstergesi de kendimizi canlı hissetmektir. Kendi istek ve arzularımızın sesini duyabildiğimiz, kendimizi net bir şekilde ortaya koyabildiğimiz, her ne yapıyorsak içinde kendimiz olabildiğimiz, seçimlerimize sahip çıkabildiğimiz bir hayat sürüyorsak sonucunda kendimizi canlı hissedebiliyoruz. Bu hissiyat kişiden kişiye değişmekle birlikte, kendi dünya algımızla ve kişilerarası ilişkilerimizde böylelikle daha net olmuş oluruz. Neyi, nasıl istiyorum, bana iyi gelen ne, hayatımda eksikliğini hissettiğim neler var, nelerden uzak kalmak bana iyi gelir, soruları kişinin içinde cevaplarını bulmuştur.

Eğer yaptığımız seçimler hatalı, verdiğimiz kararlar yanlış ise o zaman kendimizden uzaklaştığımızı hissederiz. Yaşadığımız hayat içinde kendimizi kaybolmuş, sürükleniyormuş gibi görebiliriz. Böyle durumlarda kararlarımızı gözden geçirmeli, gerçekten kendi isteğimizle mi verdiğimizi kendimize dürüst bir şekilde itiraf etmeliyiz. Aslında herkes derinlerde gerçekte ne istediğini bilir, ancak bazen bu isteğin üzerinde onu kapatan, baskılayan yüklerin fark edilmesi, kaldırılması, arzunun açığa çıkarılması gerekebilir.

Seçimler üzerinden devam edersek, belirtmek istediğim bir konu daha var ki çoğu zaman kişileri “nerede yanlış yaptım” iç diyaloğu ile zorlamaktadır. Bu durum ne kadar hayatımız üzerinde kontrol sahibi olmaya çalışsak da, doğru kararlar verip, seçimlerimizi irademizle gerçekleştirsek de sonuçların her zaman düşündüğümüz gibi olmayabileceğidir. Bazen de öyle bir sonuç ile karşılaşırız ki şaşırıp kalırız ve kendimizi suçlamaya başlarız. Böyle bir noktada yapabileceğimiz tek şey; verdiğimiz kararların kestiremediğimiz sonuçlarının da olabileceğini bilmek ve bu getirileri de sahiplenebilmektir. Seçimlerimize sahip çıkmak hayatımıza ve kendimize de sahip çıkmaktır aslında. Çünkü hayat aynı zamanda başımıza gelenlerden oluşmaktadır. Nietzsche’ ye göre zorluklarımızın üstesinden gelmenin öyle bir yolunu bulmamız gerekir ki, hayatta olduğumuz sürece yaşam bir dansa benzesin. Bazen daha hızlı ve bazen belki daha yavaş…

İlginizi çekebilir: Garantici davranıp tatsız bir hayat yaşamak mı, risk alıp canlı hissetmek mi?

Aslı Songün: Haliç Üniversitesi Psikoloji Bölümü 2003 yılı mezunuyum. Aynı üniversitede yaptığım Psikoloji yüksek lisansını “Çocukların Sahip Oldukları Denetim Odağının, Algıladıkları Ebeveyn Çatışması İle İlişkisi” konulu tezimi tamamlayarak uzmanlık derecemi almış bulunmaktayım. 2005 yılı itibari ile çeşitli sağlık ve eğitim kuruluşlarında görev aldım. Sağlık alanındaki stajımı Balıklı Rum Hastanesi Anatolya Kliniklerinde gerçekleştirdim. Projektif Testler Derneğinden Rorschah, T.A.T testleri eğitimini aldım. Çocuk gelişim testleri eğitimini tamamladım. 2019 yılında Mindfulness Institute’de Mindfulness tabanlı stres azaltma eğitimi (MBSR) programına katıldım. Konuyla ilgili çalışmalarım devam etmektedir. İstanbul Psikanaliz Derneği’ne bağlı olarak Psikanaliz eğitimim sürmektedir. 2013 yılından beri Nişantaşı’ında eğitim veren United Kids Academy'nin kurucu ortağı olarak çocuklarla birlikte çalışmaya devam etmekteyim. Ayrıca özel bir klinikte danışan görmekteyim.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp