X

Hayatımıza yön veren muhteşem evren yasaları

Öyle anlar olmuştur ki hayatımızda, sanki olaylar üzerindeki kontrolümüz kayboluverir, aslında hiç istemeyiz; örneğin çok sevdiğimiz erkek arkadaşımızdan ayrılmayı veya son derece bağlı olduğumuz son 10 yılımızı verdiğimiz şirketimizden çıkartılmayı veya bir çocuk sahibi olmak için defalarca farklı yöntemlerden yardım almamıza rağmen bir türlü istediğimiz hamileliğin gerçekleşmiyor olmasını… Daha bunun gibi birçok örnek sayabiliriz, işte bu anlarda hepimiz demişizdir “neden bunlar benim başıma geliyor, neden kontrol edemiyorum, neden istediklerim gerçekleşmiyor…”

Sorularımıza aslında sevgili evren bir şekilde cevap vermektedir. “Nasıl?” diye soracaksınız, her durumdan her kişiden ve aslında her karşılaştığımız belki tesadüf diye nitelendirdiğimiz durumdan. Evet kayıplara uğrayabiliyoruz veya bazen kazandığımız için seviniyoruz; örneğin bir gecede milyonlar kazananlara şahit oluyoruz çekilişlerden sonraki gazete haberleri ise o kişinin intihar ettiğini yazıyor…

Aslında sevgili evrenin bize getirdiklerini sadece kendi bakış açımıza göre yorumlamaktayız; gerçekte neye ve kime göre “gerçek iyi” veya “gerçek kötü” tanımları? Bu örneklerde de gördüğümüz üzere, kendimiz için bugün çok sevindiğimiz bir olay daha sonra hiç ummadığımız şekilde kapkaranlık bir döneme sebep oluyor, veya bugün kaybettiğimize üzüldüğümüz bizi terk eden sevgilimiz, ve hiç ummadığımız bir anda bambaşka tecrübeler edinmek üzere çok daha farklı bir kişi ile karşılaşabiliyoruz bu “kötü” diye nitelendirdiğimiz terk edilişin ardından… Bu durumda gerçek “kötü” ne olur?

İşte tüm bu sorularımıza, sevgili evrenin gözünden sizinle birlikte bakalım istiyorum bu yazımda, yeniden yorumlayalım ve biraz da bildiklerimizi ve yargılarımızı bir kenara koyalım. Şöyle başlayalım isterseniz, soralım: “sevgili evren bize ne anlatmak istiyorsun senin derdin nedir, bizim neyi görmemiz ve neyi anlamamız gerekiyor?”

Ve izin verelim sevgili evren en güzel ve en kendince yöntemleriyle cevaplasın…

Bu cevaplara ben biraz da olsa sevgili Sezaver Seçki’nin değerli eseri Kaderimize Yön Veren Evren Yasaları ile ulaştım, umuyorum biraz olsun sizin sorularınıza da cevap olacak ve arayışlarınızda yolunuzu aydınlatacaktır…

Denge Yasası (Zıt Kutuplar Yasası)

“Sorun yaşadığınız her olayın ardında abartılı bir bakış açısı vardır. Bu bakış açısını bulmak sorunu çözmenin ilk adımıdır. Dolayısıyla sorunlar iyidir! Çünkü size neyi dengelenemiz gerektiğini gösterir…

Denge yasası, bize yaptığımız herhangi bir şeyi fazla abartarak ya da çok azaltarak yapabileceğimizi, ancak uç noktalardaki her davranışın dengeyi bozacağını ve hem kendimize hem de evrene zarar vereceğini anlatır.

Herhangi bir olumlu özelliğe ulaşmak istediğimizde, bu isteğimizin değeri ölçüsünde, eşzamanlı olarak sistemde bu özelliğin zıttının da var olacağını hatırlatır. Çünkü olumsuzu bilmeden olumluyu anlama şansımız yoktur. Denge ve dengesizlik konusunun da tüm zıt kutuplar gibi birbirini tamamlayan bir bütün olduğunu, biri olmadan diğerinin de olamayacağını anlatır.

Hiçbir özelliğimiz diğerinden iyi ya da kötü değildir. O nedenle utanç, öfke, kıskançlık, suçluluk vb. insanı duyguları yok edemeyiz. Ancak onları reddetmemiz yerine kabul edebilir ve böylece yaradılışımıza dürüst olmayı tercih edebiliriz. Bunu başardığımızda ise “eylemlerimizi seçmek” şansı yine bize verilmiştir.

Yargısızlık Yasası

“Başkalarına verdiğiniz tavsiyelere dikkat edin. Onlara ihtiyacı olan siz olabilirsiniz (!) eleştirileriniz de öyle… Tavsiyeleriniz ve eleştirileriniz size, sizinle ilgili çok şey söyleyebilir…

Yüksek ideallere sahip olanların, kendilerini ve başkalarını da yargılama eğiliminde olanların, çocukluklarında aldıkları eleştiri ve suçlamaları içselleştirenlerin acilen uyumlanması gereken bu yasa, kendisine uyumlanıldığı zaman yetersizlik korkusunun enerjisinin yok olacağını söyler bizlere.

Bu yasa, yargılayıcı ve sürekli eleştirel davrananların önce kendilerini, sonra da başkalarını oldukları gibi kabul etmelerinin önemini anlatır. Yalnızca olumlu yanlarımızı değil, olumsuz yanlarımızı da bir bütün olarak kabullenmemizin ilişkileri rahatlatacağını vurgular.

Mevlana’nın muhteşem sözü bize bu yasayı daha derinden anlatır: “İnsanlardan gördüğün iyilik de zulüm de senin huyundur, sen kendini onların aynasında seyredersin.”

Yargısızlık yasası bizlere “suçlama” konusunda yeniden düşünmeyi önerir, kendimizi veya başkalarını yargılamak aslında tamamiyle görece bir kavramdır. Oysa hayat deneyimlerimizde suç veya suçlu yoktur; sadece deneyimlemek, öğrenmek ve gelişmek vardır.

Beklenti = Çekim Yasası

“İstemediklerinize değil, istediklerinize odaklanın (!) ve geleceğine inanarak sükunet ile bekleyin… Endişeyle beklemek enerji akışını sıkıştırır, istediğinizin olmasını zorlaştırır…”

Bu yasa, enerjinin düşünceyi izlediğini, hayal edebildiğimiz yere kadar gidebileceğimizi, beklediğimiz, inandığımız şeylerin deneyimlerimizi yarattığını anlatır. Her şey imkansız gibi görünürken bile beklentilerimizi değiştirmediğimizde mucizevi değişikliklerin olabileceğini hatırlatır.

Bu anlamda bu yasa kuantum fizik teoremi ile de ilişkilidir. Her şeyin ve her düşüncenin bir enerji olduğuna, zihnimizin enerjiyi somutlaştırma gücüne dikkat çeker. Bu noktada, istemediğimiz şeyleri vurguladıkça, sistem istiyoruz gibi algılıyor diyebiliriz. Zihnimizde ise, istemediklerimize odaklandıkça, olmayan bir düğmeye basıp durmuş gibi oluyoruz. Dolayısıyla evren, ya çalışmıyor veya tersine çalışıyor.

Örneğin; günlük hayatınızda “neden olmuyor” yerine “neden olmasın” şeklinde olumlu mesajları daha çok tercih edebilirsiniz.

İşte inanarak ve sükunet ile beklediğimiz isteklerimizin olacağını en sade anlatan formül “Düş + Zaman = Gerçeklik” formülüdür.

Şimdiki An Yasası

Bu yasa geçmişle ilgili pişmanlıklara veya gelecekle ilgili endişelere gereğinden fazla kapılmamamız hakkındadır.

Aslında “zaman” kavramı yalnızca zihnimizdedir. Şimdiki an “nefes aldığımız” andır. Geçmiş veya gelecek sadece hayalden ibarettir. Geçmiş deneyimlerimizin bizim için en güzel faydası onlardan çıkardığımız dersler olabilir. Gelecekte ise tek yapabileceğimiz bu derslerden arınmış olmayı hedeflemektir. Tek gerçek an ise “şu andır”.

Örneğin, geçmişte söylediğimiz bir şeyden pişmanlık duyduğumuz bir an’ı, sanki “şimdi” oluyormuş gibi yaşarız. Bu pişmanlığın yoğunluğu o an’ı bugün de sık sık yaşatmamıza sebep olur. Sonuçta, o sıkıntıları “canlı” tuttuğumuz için, daha da büyürler. Sonrada aslında şu an’da yaşamakta olan ilişkilerimizi ve bakış açımızı etkilerler.

Bu yüzden, bu yasa bize, gerçekleri “en saf” haliyle görmemiz gerektiğini hatırlatır. Böylece yaşananları çarpıtmadan, kişisel olarak algılamadan ve yorum/yargı katmadan değerlendirebiliriz. Bu yüzden, an be an yaşarken çıkabilecek sorunları adım adım ele almak geçmiş ve gelecek kaygısından bağımsız bir bakış açısı ile yaklaşmak duygu ve düşüncelerimizi dolayısı ile şimdimizi dönüştürebilir.

Sevgi Yasası – Özsevgi Yasası

Bu yasa bizlere, sürekli suçlama halinde olmak, kendini veya başkasını affedememek halinde olanlarımız için özellikle, hepimizin her zaman içinde bulunduğumuz şartlarda o günkü aklımız/bilincimiz/farkındalığımız ile yapabildiğimizin en iyisini yaptığımızı hatırlatır.

Aslında tüm bu akışta “özsevgi” yani öncelikle kendimizi sevmek yetisinin ne denli önemli olduğunu da vurgular. Sevgi enerjisi, dünyadaki en güzel en büyük enerjilerdendir ve bu yasa aslında tüm diğer yasaların da temelini oluşturur ve onları da kapsar.

Dünya üzerinde belki de, şefkatimize en muhtaç düşmanımız yine kendimiziz. Bu yüzden koşulsuz sevgiyi yaşamak isteyip de yaşayamadıkları için suçluluk duyanların, verdikleri sevgiye nasıl karşılık aldıklarına bakmaları önerilir.

Koşulsuz sevgi, kendimizi ve başkalarını oldukları gibi sevmeyi, hem kendinin hem de diğerlerinin özüne ve ruhsal yolculuklarına saygı duymayı gerektirir. Böyle bir sevgi, yüksek benliğimizle derinden bağlantıda olmamızı ve Bütün’ü ve hatta Tanrı’yı onun parçası olduğumuzu hissetmemizi sağlar.

Sevgi simyadır, insanları değiştirir, dönüştürür, iyileştirir. Sevgi anlayıştır, bilgidir, değişime açık olmaktır, ilgilenmektir, dengeli olmaktır, sorumluluk hissetmektir, desteklemektir, çabadır, risk almaktır, zamanlamadır, cesaret göstermektir, sabırlı olmaktır, sürece, sisteme, kendine, diğerlerine güvenmektir ve an’da olmaktır.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale