“Karşımıza çıkan insanlarla ne niyetle veya hangi erdemi öğrenmek için beraber olduğumuzu ve bu kişilerin hayatımızdaki rolünün ne olabileceğini düşünmek faydalı olabilir. En sevdiğimiz veya en nefret ettiğimiz kişilerin -ki, bunlar en yakınımızdakiler dahi olabilir- rollerinin farkında olmak hayatı geniş bir pencereden algılamamızı sağlayabilir. Örneklersek, siz değişime açık bir insansanız ve eşiniz, patronunuz vb. bir yakınınız değişime kapalıysa, çeşitli nedenlerle (işsiz kalma, yalnız kalma korkusu, toplumsal baskı, onaylanma-sevilme ihtiyacı, belki değiştiririm umuduyla vb.) onlardan ayrılamadığınızı görebilirsiniz. Bu yüzden, çoğu zaman durumu kabullenirsiniz ama yine de onların şikayetçi, kendinden başkasının fikrine onay vermeyen tavırlarından etkilenirsiniz. Daha ilginci, dominant oluşlarından dolayı, nasıl olduğunu anlamadan onlara uyum sağlayabilir, farkında olmadan onlar gibi değişime kapalı insanlar olmaya başlayabilirsiniz (!)”
Ben Ne Anlatıyorum Bilinçaltım Ne Anlıyor, Bilinçaltına Tesir Eden Dil Kalıpları, Sezaver Seçki
Hayatımız boyunca toplam kaç kişi ile tanışma şansına erişiriz? Kaç kişinin hayatına karışabiliriz? Veya kaç kişiyi hayatımıza dahil edecek zamanımız ve fırsatımız olacak? Peki, hiç düşündük mü, eğer belirli bir zaman aralığında, belirli koşullarda, belirli insanlarla tanışma seçeneğimiz olsaydı bu kişiler kimler olurdu?
Birçoğumuz zamanımızın ne kadar değerli olduğunu anlayamayız. Artık zamanımızı gerek fiziksel gerekse akıl olarak istediğimiz şekilde geçiremeyecek yaşa geldiğimizde zamanın değerini anlar, kaybolan yılların pişmanlığını yaşarız. Bugün bu yazımda zaman kadar değerli olan bir başka konuya değinmek istiyorum. Zamanımızı kimlerle etkileşim kurarak geçiriyoruz? Öğrenmek için mi karşımıza çıkıyorlar? Bize bir şey göstermek için mi? Bir duyguyu yaşatmak için mi? Hayret etmemiz için mi? Hayatta başka seçenekler de olabileceğini göstermek için mi? Bizi tehlikelere karşı uyarmak için mi? Bize kim olduğumuzu hatırlatmak için mi? Cesaretimizi toplamamız için bir dış ses olmak üzere mi?
Eğer seçme şansımız olsaydı daha fazla dikkat eder miydik? Bugün kiminle uyandığımıza, kiminle sohbet ettiğimize, kimden hangi sözleri duyduğumuza, kimi memnun ettiğimize, kim için kendimizden ödün verdiğimize veya kimin bize ihanet ettiğine? Bunlara tek tek daha fazla dikkat eder miydik? Eğer hayatımızda her bir kişinin bize vereceği bir ders, öğreteceği bir şey olduğunun farkında olsaydık harcadığımız her bir dakikaya daha fazla dikkat eder miydik?
İşte bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız bunu yeniden düşünmenizi dilerim. Hayat öyle bir kurgu ve akış halinde ki “denk gelme”, “öylesinelik” gibi bir şey yok. Bu durumda karşılaşmalarımız tesadüfi olabilir mi? Yolumuza çıkan insanlar, dünya üzerinde milyonlarca alternatif varken o sırada, orada tesadüfen bulunuyor olabilir mi?
Cevapları sizlere bırakıyorum… Her anınızın, her sözünüzün, her nefesinizin nasıl değerli olduğunu bir kez daha kendinize fısıldamanız dileğiyle… Yolunuz her daim yolunuzu aydınlatacak kişilerle kavuşsun. Bugün, ben sadece size ulaşacak bu kelimelere aracılık ederken, benim yoluma çıktığınız için sonsuz teşekkürlerimle…
İlginizi çekebilir: Kozmosun gizemi: Her şey ne sebeple varlığa gelmiştir?