X

Hayatımıza giren her şey: Ben inandım, ben çektim, ben yaptım

“Hayatınıza giren her şeyi, kendinize çeken kendinizsiniz. Bunu, zihninizde tuttuğunuz imgelerin erdemiyle, düşüncelerinizle yapıyor; zihninizden geçirdiklerinizi kendinize çekiyorsunuz…” Prentice Mulford

Güne nasıl uyanmaktayız? “Yine diğerleri gibi bir gün daha” diye hayıflanarak? “Neden bu kadar erken kalkmak zorundayım ki?” diye akışı sorgulayarak? Bugün yine yağmurlu kapalı iç karartıcı bir gün diyerek? Gitmek zorunda olduğumuz işimiz için yakınarak? Okula veya işe göndermek üzere sabahları hizmet etmemiz gereken eşimizi veya çocuklarımızı hatırlayarak ve onlara için için sinirlenerek? Güne nasıl uyanıyoruz?

Gelin bu yazımızın (henüz daha başında) senaryolarımızı biraz olsun değiştirelim… Güne nasıl uyanıyoruz? Bugün benim için muhteşem bir fırsat muhteşem bir hediye tam sağlık haliyle uyanabildiğim bir güzel gün daha diyerek? Güne nasıl uyanıyoruz? Sevdiğim insanla baş koyduğum (ve gerçekten böyle büyük ve zor bir şeye erişebilmiş olmanın gerçekliğinin ve kıymetinin idrakına vararak) bu yataktan bir güzel güne daha gözlerimi açtım diye gülümseyerek? Güne nasıl uyanıyoruz? Sapasağlam ayaklarımıza, bacaklarımıza ve kollarımıza teşekkür ederek, sabah kahvemizi hafifçe yudumlarken muhteşem bir “şükran” duygusuyla dolarak? Güne nasıl uyanıyoruz?

Şimdi biraz daha derinden düşünelim istiyorum hep birlikte. İki paragrafta güne tam olarak “zıt” noktalardan uyandık. Birincide hayıflandık, kızdık, sinirlendik, haksızlığa uğradığımızı düşündük, hayatın yükleri altında ezildik, kendimizi değersiz gördük ve buna benzer birçok hissi içimizde büyüttük. Peki böyle bir başlangıç ertesinde gün boyunca sizce “bize akan” akış, enerji, karşılaştıklarımız ne olacaktır?

Şöyle düşünebiliriz, tertemiz bir havuzumuz var. Muhteşem mavi renkte çok ama çok güzel bir su ile dolu… Şimdi ilk düşüncemizle buraya kum atmaya başladık; ben sevilmiyorum… Hemen sonra yeni bir avuç kum daha; hayat bana adil davranmıyor, çok yoruluyorum, hayatımdan sıkıldım, sorumluluklarımdan bunaldım… Şimdi bir avuç daha ekliyoruz; ben bunun için mi dünyaya geldim, sabahları, öğlenleri, akşamları hep aynı şeyi tekrar ediyorum, benim hayatım neden bu kadar renksiz, değersiz, farksız… İşte su tertemizliğini yitirdi bile… Çoktan bulanmaya başladı… Düşüncelerimiz de aynı bu şekilde içimizi aklımızı ve bizden yayılan tüm enerjiyi değiştirmektedir… Biz olanlara “negatif yönden” yani haksızlık olarak, yani mutsuzluk olarak yani “şanssızlık” olarak odaklandığımızda, tüm olanları bu şekilde yorumladığımızda başımıza gelen her şey kötü olmaya devam edecektir. Ve ne düşünüyorsak (evet ne düşünüyorsak emin olalım) o başımıza gelecektir…

Şimdi tam tersi bir yönde kuralım senaryomuzu. Muhteşem güzel tertemiz bir havuzumuz var. Bu havuzun başına oturuyoruz ve şunları düşünüyoruz; “ben muhteşemim”… Su ne hissederdi? Daha da parlak hale gelmez miydi? “Ben bugün her ne yaşamış olursam olayım, çok büyük bir güç tarafından korunurum, daima güvendeyim, seviliyor, gözetiliyor ve asla yalnız bırakılmıyorum.” Peki bunu düşündüğümüzde bu his ile dolduğumuzda o suyun potansiyeli, varlığı ve hacmi adeta katlanarak artmaz mıydı?

Gün boyunca bize ulaşan her şey, her olay, her kişi bir “şans” bir “yükseliş” bir “güzellik” olmaz mıydı? Bizler odak noktamızı, düşüncelerimizi ve hayatın bize getireceklerine dair inançlarımızı sadece olmak istediğimiz, görmek istediğimiz şeyden yana çevirdiğimizde, etrafımızda “adaletsizlik” “haksızlığa uğrama” veya “karşılaştırma” kalmadığında (yani olana ve olmayana tam olarak güvenebildiğimizde) hayatımız nasıl olurdu?

Bugün bu yazımda bana eşlik eden sen, iyi düşünmek demek hayatın zorluklarını görmezden gelmek demek değildir. Üzülmemek, kırılmamak ve “insan” duygusu olarak nitelendirdiğimiz şeyleri yapmamak ve kendi kendimizi kandırmak değildir… İyi düşünmek, iyi olana odaklanmak ve iyi olanı çekebilmek demek, sadece olana güvenmek demektir.

Bugün, dün ve dünden önceki gün, gelen her şeyin, yarını hazırladığını bunu yaparken de “biz ne düşünüyorsak” olanın ona büründüğünü görebilmek demektir… Elma “kırmızı” dediğimizde kırmızı elma olur, fakat bugün kırmızı diye bildiğimiz renk yeşil olsaydı sizce “yeşil elma” olarak adlandıramayacak mıydık? Bir elmanın yeşil veya kırmızı olarak nitelendirilmesi bile bu derece “bizim” ne düşündüğümüze bağlıyken, hayatımızın “nasıl” olduğu hakkında hangi görüşlere sahibiz? Kendi kendimize mi acımaktayız? Yetersiz olduğumuzu mu düşünüyoruz? Şans bize gülmüyor mu? İşte tüm düşüncelerimiz birer birer hayat tarafından “aynen öyle” diye onaylanacaktır… Şimdi tüm bu görüşleri tersine çevirdiğimizde hayat “aynen öyle” dediğinde nasıl olurdu? Ya bizim o kırmızı bildiğimiz elma yeşile dönüverseydi, elma aynı elma olmayacak mıydı? Elmanın oluşu sadece bizim “düşüncemize” göre şekillenmeyecek miydi?

Gelin bugün bir değişiklik yapalım, sadece olmasını istediğimiz her şeyin olacağına sonsuz bir güvenle, hayatımıza, hayatımıza çektiklerimize ve karşımıza çıkan akışa yeniden bakalım; sevgiyle, minnetle ve kocaman bir teşekkürle…

 

İlginizi çekebilir: Çizdim, küstüm, kırıldım: Oynamıyorum dediğimiz hayat, bugün yeni baştan

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale