X

Hayatımıza gelen insanların özüne daha yakından bakmaya hazır mısınız?

“Tanrı size istediğiniz insanları değil, ihtiyacınız olan insanları verir. Öyle ki bu insanlar size yardım edecek, sizi incitecek, size acı verecek, sizi terk edecek, sizi sevecek ve olmanız gereken insan olabilmenizi sağlayacaktır.” Lao Tzu

Karşımıza neden böyle birinin çıktığını çoğu kez düşünmüşüzdür… Neden beni terk etti? Neden bir hayat zamanı boyunca benimle kalmadı? Ben şimdi ne yapacağım? Veya erken yaşta annemizi veya babamızı kaybetmişsizdir. Hayatla savunmasızca tek başımıza savaşmak durumunda kalırız. Kalıplarımız, zırhlarımız ve duvarlarımız olur. Acı çekeriz. Kimseye gösteremeyiz. Haksızlığa uğradığımızı düşünürüz. Neden ben diye sorgularız çoğu kez… Veya bir evliliği bitirme vakti gelir çatar. Her ne kadar istemesek de ve iki çocuğumuzun annesi olsak da böyle bir sorumluluk almamız gerekir hayat yolunda. Neden bu kaybı yaşadığımızı sorgularız uzun süre… Çocuklarımızı tek başımıza büyütmenin gerçeğinden korkarız. Veya bir gün biri çıkar gelir, öyle bir arkadaş öyle bir dost olur ki hayatımızda daha önce kimse bizi bu kadar iyi bu kadar derinden anlamamıştır… Onun varlığı onun sevgisi hayatımızı aydınlatır. Bunca yıldır sen neredeydin diye soruveririz böyle zamanlarda; sen bunca yıldır ben bu kadar uzun yolları yürürken gerçekten neredeydin?

Ben bugün sizlerle birlikte hayatımızdaki insanlara daha yakından bakalım istiyorum. Birçok kez yakınırız, şikayet ederiz, yokluklara odaklanırız. Peki ya hayatımızda bugün bizimle ve tam yanı başımızda olanlar? Evet, bu macerada kaybettiklerimiz de mutlaka olacak, çünkü her ne kadar kayıp da olsalar onlar da hayatımızdır ve bizler de onların hayatıyız…

Öncelikle öfke ile başlamak istiyorum, birçoğumuz özellikle ilişkilerimizle ilgili öfke ile karışık duygular yaşayabiliyoruz ilişkilerimizin sonucunda. İhanete uğramış olabiliriz, hiç anlamadığımız halde duygu bitmiş olabilir, sevdiğimiz adam veya kadın başka biri ile olmak istediğini açıklayarak hayatımızdan çıkmış olabilir… Bu durumların tamamını birer “kayıp” olarak nitelendirmekteyiz. Aslında öfke sadece gelecek ilişkimiz için görüş yeteneğimizi kapatmaktadır. İçimizdeki bu kırgınlıkları, bu öfkeyi, bu kaybedişi dönüştürmediğimizde yine mi ihanet edecek, yine mi kaybedeceğim, yine mi terk edileceğim fikriyle daha başlamadan bir ilişkiyi “bitiş” noktasına getirmiş oluyoruz…

Peki, nasıl bakabiliriz? Aslında bu soru cevabı içerisinde barındırıyor “bakmak”… Bakmak demek yorumlamadan kendi öznel yargılarımızı katmadan sadece görmeye çalışmak demektir. Hayat yolumuzda bu kişi bize bir dönem boyunca eşlik etmiştir. Hayatımızda bizlerin daha iyi daha heyecanlı daha fazla daha cesur daha korkak daha farklı olmamıza yol olmuştur. Ve evet, hayatımızdaki “birlikte yürüyebilmek” zamanı dolduğunda ise görevini tamamlayarak bize veda etmiştir. Ne yolumuzda bize kast etmiştir ne de bir şeyleri eksiltmiştir. Ne bizim varlığımızı azaltmıştır ne de zamanımızı boşa harcamıştır. Sadece öğrenmemiz için buradadır. Her birliktelikte alacağımız derslerimiz gibi bu kişi ile belki paylaşmayı belki kıskanmayı belki unutmayı ve belki de incinmeyi öğrenmekteyizdir… Fakat illa ki bir gerçek “sebep” vardır… İsyan etmek yerine daha yakından baktığımızda bu insanın hayatımızda var olduğu zamanda kendimizi yeniden keşfettiğimizi, hayata dair beklentilerimizin ne olduğunu daha derinden anladığımızı, hiç bilmediğimiz bazı yönlerimizin ortaya çıktını veya bizi hayatta yalnız yürüyeceğimiz bir döneme hazırladığını görebiliriz.

Oysa öfkeye kapıldığımızda sadece suçlayarak yaklaştığımızda bu detayları görebilmemiz ve kendimizi hayatımızdaki daha yüksek bir idrak noktasına hazırlayabilmemiz mümkün değildir. Yaşadığım boşanma tecrübesinde çok fazla hayal kırıklığı vardı… Hayatımın dümdüz bir yol gibi uzanacağını düşünen ben kocaman bir duvara çarpmıştım. İhanete uğramıştım. Kaybetmiştim. Yitirmiştim. Yalnız kalmıştım. Dağılmıştım… Şimdi geriye dönüp baktığımda bu tecrübenin beni ben yapan çok ama çok kıymetli bir tecrübe olduğunu görmekteyim. Ve bu öğretinin hayatıma katılmasında bana yardımcı olan, birlikte olduğumuz yıllar boyunca hayatıma eşlik eden bu kişiyi bugün çok daha farklı gözlerle görebilmekteyim…

Bu tecrübe sayesinde bugün hayatımda olağanüstü bir adamla birlikteyim. Onun gerçekliğini anlayabilmem, bugün bu akışta olduğum insan olabilmem için, bugün yaşayacaklarımı yaşayabilmem için tüm o yolları tüm o günleri tüm o yaşanmışlıkları gerçekten “görebilmem” gerekiyordu… Bugün hayatımdaki bu adamın varlığına şükredebiliyorsam yıllar önce yaşadığım bu tecrübeme borçluyum. Bugün bu adamın titreşimi benim kalbimde akıyorsa bunu yıllar önce yaşadıklarımdan sonra kalbimi tam anlamıyla açabilmeyi öğrenmeye borçluyum… Bugün bu adamın gerçekliği benim hayatımı kaplıyorsa bunu yıllar önce öğrendiğim evlilik, sevgililik, erkek / kız arkadaş olmak, olgunluk, sorumluluk ve en önemlisi hayatta her daim “kendin” olmak üzerine derslerime borçluyum… Bugün bu adamın hayatıma kattığı rengi yolumu aydınlattığını ve beni ne kadar derinden anlayabildiğini idrak edebiliyorsam bunu ondan önceki zamanımda yürümüş olduğum tüm zorlu yollara, zor zamanlara ve öğrenmem gerekenleri “gerçekten” öğrenmeye gönül vermiş olmaya borçluyum…

Bu yazımda bana eşlik eden sevgili sen, hayatına girmiş olanları suçluyor musun? Ben böyle düşünmemiştim, böyle bir adam böyle bir kadın istememiştim diye yakınmakta mısın? Hayatın getirdikleriyle bir olmak yerine karşısında mı durmaktasın? Hayatında var olmuşlara yeniden daha dikkatlice bakmanı dilerim… Neden hayatında var oldular? Neyi göstermek için sana geldiler? Sen neyi öğretmek üzere onların yoluna çıktın? Yollarınız kesiştiği gibi bir gün her ne olursa olsun ayrılmasının da gerekebileceğinin farkında mısın?

Bu yolu yürüyecek olan sen, yoluna, özüne, sana gelenlere daha yakından “bakabilmeye” hazır mısın?

 

İlginizi çekebilir: Sevmeyi tanımlara sığdırmak mümkün mü: Nasıl, ne zaman ve ne kadar?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale