Hayatı yaşamanın kolay yolu var mı?
Hayat zor mu gerçekten? Onu zor yapan benim algım mı?
Şöyle hayat geldiği gibi gelse ben de olduğum gibi yaşasam olmaz mı?
Okul zor, dersler zor, ilişkiler zor, sevdiğin işi bulmak, yapmak, para kazanmak zor…
Zor çünkü “emek” istiyor. Oturduğun yerde olmuyor.
Eylem gerektiriyor. Eyleme geçebilmen için merak ve heves.
Eksik bir şeyler olduğunda “zor”laşıyor işler.
Eylem eksikse mesela hayal boyutunda kalıyorsun, merak eksikse sıradanlaşıyorsun, heves eksikse en ufak engelde vazgeçebiliyorsun. Takımı iyi kurmak gerek.
Arthur Schopenhauer mutluluk peşinde koşan insanların sıradan olduklarını söylüyor: “Büyük beyinler eğer mutluluk peşinde koşsaydı, insanlık olarak hiçbir ilerleme kaydedemezdik.” Bütün başarıların altında zorluklarla baş etmeye niyet etmek ve kabul etmek yatıyor.
Hayata anlam katmak için emek sarf etmek.
Herkesin sahip olmak istediği başarı takımı iyi kursan da hemen bitivermiyor yanında.
Zaman istiyor. Gerçekten ne kadar bağlısın hedefine diye seni sık sık kontrol ediyor. Çıkan her zorluk bir nevi deneme. Vazgeçecek misin? Devam edecek misin sorusunun soyut hali?
Sabır istiyor. Bekleyebilecek misin? Pasif bir beklemeden bahsetmiyorum zira sabır baya aktif katılım gerektirir. İhtiyacın olan becerileri edinme sürecin, hazır olman, ortamın el vermesi için sabretmen gerekir.
Güven ve inanç istiyor. Önce kendine sonra da olmakta olan her şeyin öyle görünmediği zamanlarda bile seni desteklediğine güvenmen inanman gerekir. Seni yolda tutacak olan budur.
Angela Duckworth’un Azim adlı kitabında başarının salt çok çalışmakla ya da yetenekle elde edilmediğine dikkat çekiyor. Burada amaç çalışmayı ya da yeteneği değersizleştirmek değil elbet ama yeterli olmadığını fark etmekle ilgili. Okumayanlara tavsiyemdir. Başarıya bakış açınızı değiştirecektir.
Şimdi okuyacağınız olay daha geçtiğimiz hafta 9 Mayıs’ta, 2023 SEA (Güneydoğu Asya) Oyunlarında 5000 metre finallerinde gerçekleşti. Kamboçyalı atlet Bou Samnang yarışı tüm rakiplerinin 6 dakika gerisinde tamamladı. Kaybettiği kesin olan yarışı tamamladı. Başladığı işi bitirdi. Birçok atletin çekildiği yarıştan o çekilmedi. Yağan yoğun yağmura rağmen, kaybetmesine rağmen sonuna kadar gitti ve bitiş çizgisini geçti. Ne madalya, ne ödül, ne derece vardı onu bekleyen ama o kendine verdiği sözü tuttu. Emeğini onurlandırdı.
Samimi olarak cevaplayın.
Siz Samnang yerinde olsaydınız havlu atar mıydınız?
Yoksa devam eder miydiniz?
YouTube’dan videosunu izleyin lütfen. Samnangın çizgiyi geçmesinden sonra beden diline odaklanın. Bunun onun için anlamını göreceksiniz.
Bugün “başarısız” atlet viral olmuş durumda. Spor dünyası onu konuşuyor. Röportaj taleplerinin ardı arkası kesilmiyor. Kamboçya hükümeti 10 bin dolar ödül verdi. “Bu deneyimden pes etmemeyi, zorlamayı ve sabretmeyi öğrendim. Yavaş olman değil bitirmen önemli.” diyor Samnang.
Bir başka örnek de Giannis Antetokounmpo’dan. Bilmeyenler için kendisi şu an NBA’in en iyi oyuncusu. Oynadığı takımın yenildiği maçın çıkışında yapılan basın toplantısında (24 Nisan 2023) gazetecilerden birine nasıl kafa tuttuğunu izleyin. Başarının klişe tanımlarını, özlü söz gibi paylaşanlardan değil bedenindeki her hücrede hisseden birinden dinleyin.
“Sporda başarısızlık yoktur. İyi günler vardır, kötü günler vardır. Kimi günler başarırsın; kimi günler başaramazsın. Her zaman kazanamazsın. Bazen diğerleri kazanır. Bu yıl da diğerleri kazanıyor. Bu kadar basit. Michael Jordan 15 yıl oynadı, 6 şampiyonluk yaşadı. Diğer 9 yıl için başarısızdı diyebilir miyiz?”
Hayat hep başarmak hep kazanan tarafta olmak ile ilgili olabilir mi?
Öğrenmeler başardığın zamanda mı olur başaramadığında mı?
Başarısızlığı hiç tatmamışsan gerçekten hiç yeni bir şey denememişsindir.
Bölüm sonu canavarı çıktıysa karşına…
Yeniden başlaman gerekiyor.
Umudunu yitirme yeter ki.
Emekler boşa çıkmış gibi görünse de yeniden başlaman mümkün. Biraz dinlenir, gücünü toplarsın. Analiz yaparsın neyi farklı yapabilirdim onu sorgularsın. Çay koyar işe koyulursun.
Ama umut öyle mi?
Sakın… Sakın umudunu yitirme.
İlginizi çekebilir: Doğa uyanırken bizde durumlar nasıl?