X

Hayatı mı kendinize uydurmaya çalışıyorsunuz, kendinizi mi hayata?

Hayatı mı kendinize uydurmaya çalışıyorsunuz, kendinizi mi hayata? Bu soruya verdiğiniz cevap, sahip olduğunuz kültür tarafından etkilenir. Ama büyük ihtimalle bunun farkında değilsiniz. Çünkü kültürün değerlerimize olan etkisi, bilincimizin bazen fark edemeyeceğimiz kadar derinlerine kök salmıştır. Kültürümüz mizacımızı, algımızı, arzularımızı, hatta genetik yapımızı şekillendirir. Kültür gözbebeğimiz gibi, o kadar bizden, o kadar içimizdedir; ama aynaya bakmadan onu göremeyiz. Bu yüzden de bu ya da benzer bir soruya verdiğimiz cevabın kültürümüzden ne kadar etkilendiğinin farkında olmayabiliriz.

Burada Türk kültüründen bahsediyorum. Türk toplumu, kendini hayata uydurmaya çalışan bir kültüre sahiptir.

Kimi toplumlar var gücüyle hayat şartlarını kendine uydurmaya çalışarak adaptasyon sağlar. Bireyci kültürün hakim olduğu bu toplumlarda atak, enerjik, coşkulu duygular daha baskındır. Örneğin Amerikan toplumu ekstrem sporlar yaparak, rollercoaster‘lara binerek peşinden koşulan bu heyecanlı duyguları yakalamaya çalışır. Bu duygular insana atılım yapacak, değişim yaratacak, tuttuğunu koparacak enerjiyi sağlar. Sonuçta “doer” olmak makbul bir şeydir – “doer“in karşılığı Türkçede “yapan” gibi çeviri kokan bir sözcüktür çünkü “doer” olmak kültürümüzün bir parçası değildir. “Just do it” sloganı İngilizcede ne kadar anlamlıysa, “sadece yap” ya da “yeter ki yap” cümlesi dilimizde eğreti duruyor. Çünkü biz “yap”ana kadar on kere düşünürüz; “ya iyi gitmezse”, “ya alay ederlerse”, “ya garip bir duruma düşersem” vs vs…

Bizim gibi kendini hayata uydurmaya çalışan toplumlarda rahat ve gevşek duygular aranır. Türk toplumu için mutluluk, coşkudan çok huzur, sükunet ve keyif demektir. Bunlar enerjisi daha düşük, daha sakin duygulardır. Biz, içten içe de olsa, bu duyguları yakalamaya çalışırız. Fazla coşku, heyecan, ataklık bizde yersiz, hatta olumsuz karşılanır. Bizde “sabrın sonu selamettir.” Sabır gibi uslu duygular, kendimizi hayatın akışına bırakmayı kolaylaştırır. Sonuçta “her şeyin hayırlısı”…

Başka bir baskın duygumuz ise temkin: Birçok şeye, mutluluğa bile temkinli yaklaşırız. “Nasılsın?” sorusuna “Ne olsun, yuvarlanıp gidiyoruz işte…”, “Bu hâlimize şükür…” gibi cevaplar veririz. “İşler iyi gidiyor”, “Çocuğun dersleri süper” filan demeyiz. Dersek tahtalara vururuz, maşallah deriz. Çünkü nazardan korkarız –ki nazar, başlı başına bir yazı konusu.

Psikolojide duyguların ayrımlarından biri, “yaşadığımız” ve “yaşamak istediğimiz” duygulardır. “Yaşamak istediğimiz” ideal duygular, sahip olduğumuz kültür tarafından belirlenir. Bizim kültürümüz bize sakin duygular tavsiye etmesine rağmen biz yine de aktif, enerjik, heyecanlı duygular peşindeysek belki de kendimizi daha bir zorlamamız, kendi kendimizi ikna etmemiz gerekiyor. Üzerimize tam olmayan bir pantolon giymek gibi –uysun diye kilo alma ya da verme çabası göstermek gerekiyor. Yaşamak istediklerimizi üzerimize uydurmakta, tam anlamıyla kucaklamakta zorlanabiliyoruz. Yaşayana kadar biraz kaygı duyuyor, bitince belki rahat bir nefes alıyoruz. Eğer siz de bu haldeyseniz bilin ki mizacınız size belki “ekstrem spor yap” ya da “bilmediğin bir yola çık” diyor ancak kültürünüz “otur oturduğun yerde” diyor.

Her insan kendini “iyi” hissetmek ister ve “iyi”nin ne olduğunu bize en çok kültürümüz öğretir. Hangi duyguların peşinden koşmamız, hangilerinden uzak durmamız gerektiğini kolektif bilincimizde barındırır. Kültürün üzerimizdeki etkisinin farkında olmak, bize daha rahat, bilinçli ve kendimizden emin hareket etme imkanı sağlar. Söz konusu duygular ise, farkındalıkla seçebiliriz: Kendimizi hayatın akışına mı bırakmak isteriz, yoksa zorlamak mı?

Not: Makalede yazılanların nedenini, bilimsel temelini ve sonuçlarını “Türk’ün Aklı Nasıl Çalışır” kitabında bulabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Farklı kültürler, mutluluğu nasıl etkiliyor?

İdil Sevil: Alman Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden mezun olan İdil Sevil, iletişim alanındaki lisansüstü eğitimini Boston'da bulunan Emerson College'de tamamladı. 2000 yılından bu yana çalıştığı Baltaş Grubu'nda eğitim program yöneticiliğinin yanı sıra e-öğrenme içerik sağlayıcılığı ve yardımcı yazarlık yaptı. Uluslararası kurumlarda yürüttüğü Kültürlerarası Farkındalık eğitimlerinde edindiği birikimi "Türk!ün Aklı Nasıl Çalışır?" ismiyle kitaplaştırdı. Hayatı hakkını vererek yaşama yollarını sürekli arıyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale