X

Hayata rahat yerleşebilmek için en büyük ihtiyaç: Esneklik

Olur olmaz şeylerde, hayatımdaki birçok şeyde hala başarı hırsı ve yeterlilik kavramlarına sıkı sıkıya tutunmaya çalıştığımı fark ediyorum. Kardeşimin yeni sahiplendiği köpekle, bu bende yeniden su yüzüne çıktı.

Kendi başıma eve çıktığımda yaşamıştım net olarak; bahsettiğim başarı ve yeterlilik kavramlarına tutunmaya çalışıp altında kalma hissini.

Kendi başıma büyük bir özgüvenle “Eve çıkacağım” demiştim, çıkmıştım da… Evimi kendi dilediğimde özenerek dekore etmiştim, içine yerleşmiştim ki bir süre sonra zorlanma tetikleri kapımı çalmaya başlamıştı. Her şeyden önce kalabalık bir evin ardından bir anda yalnız kalmak çok garip ve zordu! Çok istesem de bir şekilde sosyal bir ev olamadı o ve ben o evde iki senemin çoğunu yalnız başıma geçirdim. Gerçekten zorlandım ama isteyip taşınmıştım bir kere, kendime annemlerin evine geri dönme hakkı hiç sunmadım. Bazı zamanlar nefes alamayacak kadar bile sıkışsam da inatla o sıkışık alanda kalıp durdum! Şu an baktığımda “Deliymişim herhalde” diyorum ama o zaman ne dediğimi de çok net hatırlıyorum hala: “Ben kendim istedim çıkmak, yapmak zorundayım!

Çok üzücü. Bir insanın kendi zihninde kendini bu kadar sıkıştırması, bastırması, susturması; resmen kendisine yaptığı bir eziyet çeşidi. Pandemiyle beraber ne zaman annemle babamın yanına döndüm, tüm bunları da o zaman görmeye başladım. Ben ne yapmışım kendime, neden bu kadar zorlamışım diye sormadan edemedim uzunca bir süre. Olmuyorsa olmuyordu yahu, başıma silah dayamıyorlardı ya “Hayır, bir kere çıktın artık eve, sonsuza dek oradasın ne olursa olsun!” diye. Ama ben resmen koca iki sene boyunca bu şekilde davranmıştım.

Kendime hiç alan tanımamıştım, esneklik desen sıfırdı! Resmen koca bir sıfır! Güya o kadar kişisel gelişim çalışıyordum. “Alnımın akıyla çıkacağım bu dönemden, ben yapabilirim” diye başarı kavramı altındaki ezilmelerim de cabası… Üzerinden bir sene geçti; hala inanamıyorum kendime yaptıklarıma bazen.

Mesela bir insanın bir şey yaşadıktan sonra artık o konuyla alakalı her şeyi öğrenmiş olması gerektiğini düşünüyorsunuz değil mi? Ben böyle düşünüyorum. Her defasında da yanılgıya düşüyorum! Yanılgıya düşüyorum, çünkü unutuyorum insanın yaradılışındaki unutma hali gerçeğini! İnsan bu; yaşasa da, içinden geçse de bir süre sonra aynı durumun içinde, yine aynı şekilde debelenebiliyor yaşamamış gibi. İşte tam da bu yüzden olduğunda ayık olmak gerek ya…

Kardeşim yavru bir köpek sahiplendi. Zorlukları konusunda onu o kadar uyardım ama yine yılmadı. “İyi madem bu kadar tutkuyla istiyorsun, yapacaksın demek, al bari” dedim. Sahiplendi de. 3 hafta oluyor, 1 aya yaklaşıyor. Kardeşim tek başına yaşıyor ve çılgın zorlanıyor. Dokunsan ağlayacak durumda bir süredir. Gerçi dokununca ağlıyor da; dolmuş. Yavru köpek; dışarı çıkamıyor, eğitim işi önemli, bu sırada çok havlamaması lazım, sonuçta apartmandalar. Bir canlının sorumluluğunu aldı falan derken bizimki yedi kafayı. “Ben demiştim” dememek için müthiş zor tutuyorum kendimi ama demiyorum. Siz de ne olursa olsun demeyin arkadaşlar. O cümle sadece insanı uzaklaştırmaya yarar, o kadar. Size denilmesini istemediğiniz şeyleri demeyin. O yüzden ben de demiyorum zor olsa da. 

Üç kız kardeşiz biz. Ortanca kardeşimle beraber en küçük kardeşimizin durumunu konuşurken: “Geri verir, başkasına sahiplendirir en kötü” dedi bana. Büyük bir şaşkınlıkla “Nasıl yani?” diye sordum. “E Gamze sonuçta kız yapamıyor. Çok mutsuz, o mutsuz olunca, köpek ne kadar mutlu olabilir zaten? Maddi manevi her açıdan çok zor, geri de verebilir dedi.

Bu sözleri duyduğum an içimde isyan dalgası yükseldi. Şöyle cümleler her yanımı sardı:
E ama kendi istedi.
O kadar uyarıya rağmen gitti aldı; yapmak zorunda.
Nasıl yani geri vermek mi? Olur mu öyle şey yahu! Zorlana, zorlana da olsa yapacak, ‘Yapacağım’ dedi sonuçta!

Kendime annemlerin evine geri dönme hakkı nasıl tanımadıysam, içimde kardeşime de köpeği başkasına sahiplendirme hakkı tanımamıştım. Kendime ne kadar sıkışsam da hiç alan açmadıysam ve kendimi o sıkışıklıkta bıraktıysam, kardeşim de orada kalmalı sanmıştım. Kendim için annemlerin evine geri dönmeyi nasıl büyük bir başarısızlık olarak gördüysem, kız kardeşim için de köpeği geri vermesini büyük bir başarısızlık olarak algılamıştım. Ve başarısızlık asla kabul edilemezdi!

Gamze dur, yavaş ol! Ne yaptın yahu? Sen tüm bunları farklı hikaye içinde ama aynı his olarak birebir yaşamadın mı? Biliyorsun ne kadar zor bir şey olduğunu kendine alan tanımamanın, sana oturmayan şeylerde “tutunma çabanın”, başarı kavramının illüzyondan ibaret olduğunu, her zaman her şeye HAKKIN olduğunu artık biliyorsun.

Bilmiyormuşum, onu anladım. Unutmuşum.

Her şeye HAKKIM olduğunu, esnekliğin bu hayata rahat yerleşebilmek için şart olduğunu, kendine alan tanımanın kıymetini, olduğum yerde sonsuza dek durmak zorunda olmadığımı unutmuşum. Tek bir hikayeyle de öğrenilmiyormuş demek. Bunu da kabul ediyorum.

O yüzden kardeşim aracılığıyla bu değerli hatırlatmaya şükür hayat… Elbet öğreneceğim.

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Bitkilerden yaşam dersi: İnsanlar bilmeyebilir, bildiğini de unutabilir

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale