X

Hayata bakış açınızı değiştiren filmler

Her film, izleyicisini etkileyecek farklı yeteneğine sahiptir. Bazıları korku ya da üzüntü verirken, bazı filmler de merak ve heyecan uyandırır, ancak tüm filmleri arasında ortak bir mesaj ya da tema bulabiliriz.

Bazı filmler de bir kez izlediniz mi hayatı algılama şeklinizi değiştirip, kişisel uyanışınıza yardım edecek derin sorular çağrıştırabilir. Collective Evolution tarafından hazırlanmış 10 benzersiz film listesini sizlerle paylaşıyoruz.

10. Donnie Darko

Richard Kelly’nin kült klasiği Donnie Darko’da; uyu gezer bir genç olan Jake Gyllenhaal tarafından canlandırılan Donnie, otoriteyi değiştirmeye ısrarlı ve sık sık Frank adlı canavarvari bir tavşan tarafından ziyaret edilip, tehlikeli ve yıkıcı şakalar yapmaya zorlanan sorunlu bir gençtir.

Yalnızlık, yabancılaşma ve evrensel arkadaşlık arzusunun 80’lerin nostaljik ve baş döndürücü bilim kurgusuna bezenmiş bir şekilde sunan Donnie Darko kaçırmamanız gereken bir film.

9. Matrix

İlham verici eylemler ve anlaşılması güç felsefesinin akıllıca hazırlanmış bir kombinasyonu Matrix, algılanan gerçekliğimizi sorular içinde bırakan bir film. Filmin kahramanı gün içinde bir ofis çalışanı, gece ise bilgisayar korsanı olan Neo (Keanu Reeves) kendini büyük bir yanılsamanın içinde bulur. Bu bizim yanlış olduğunu bildiğimiz temsili ve kurgulanmış, içinde insanlığın farkında olmadan hapsolduğu gerçekliktir.

Film ruhsal uyanış kavramının bir alegorisi. Neo tüm sistemin, matrisin yani tüm hayatın kölesi olduğu gerçeğine uyanır. Bir yaratıcı-varlık olarak sınırsız potansiyele sahip olduğu ona yeniden öğretilir ve insanlığa empoze edilen karanlık güçlere karşı durur. Yaşadığımız dünyayı anlama biçiminizi değiştirme potansiyeline sahip, her anlamda şaşırtıcı olan Matrix ‘in size sunacağı birçok şey var.

8. Hayata Uyanmak (Waking Life)

Absürd, coşturan ve çarpıcı derecede özgün, Waking Life ‘hayal ve gerçeklik nedir?’ gibi birçok hayat değiştiren sorular soruyor. Animasyon filmde, kahramanlar çeşitli senaryolar arasında dolanıp seçmece karakterlerle etkileşime girdikçe, rüya-hali ve gerçeklik arasındaki çizgi bulanıklaşır.

Her karakter bilim ve felsefeyi sorgular ve ana karakter uzunca rüyasında yaşamaya devam ettikçe, uyanamayacağından endişe etmeye başlar.

İnsanlar ve cansız detaylar bazen oldukça gerçekçi (örneğin Ethan Hawke gibi) ama bilgisayar “resim”leri nesnelere form, hareket ve çılgınca abartılmış boyutlar verebilir. Film LSD gezisi gibi görünse de, herkesin ilk on listesinde bulabileceğiniz kült bir klasik.

7. Bulut Atlası

Ölçekte devasa, Bulut Atlası yüzlerce yıla yayılan iç içe geçmiş 6 hikayeyi bir araya getiriyor. Resmi özetinde, “Zaman içinde, bir ruh kahramandan katile dönüşürken ve yüzyıllar boyunca iyilik dalgalanıp, devrimlere ilham verirken; bireysel hayatlardaki eylemlerin geçmiş, şimdi ve gelecekte birbirini nasıl etkilediği üzerine bir keşif “olarak tanımlamaktadır.

Bulut Atlas’ın hüküm süren teması, reenkarnasyon teorisini derinlemesine inceler ve sonsuzluk açısından bireysel öz ve Dünya üzerine insan şekline girmiş ruhların deneyimlerini araştırır. Film aynı zamanda, ömür boyu eylemlerimizin bir sonraki zaman diliminde yankılanacağını düşündüren, karma ve karmik döngü kavramlarını inceler.

Film eleştirmenleri Bulutu Atlas konusunda hemfikir olmasa da, hem reenkarnasyon gibi ağır bir teoriyi, hem de alışılmışın dışındaki hikaye anlatışı ile alkış gerektiren bir film.

6. İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış… ve İlkbahar

İlkbahar, Yaz, , Sonbahar, Kış… ve İlkbahar, bir Budist keşişi, bozulmamış orman içindeki bir göl üzerinde yüzen manastırında yaptığı yolculuk boyunca takip eden Kore yapımı bir film. Hikaye; hayat mevsimlerle birlikte geçip giderken çocukluktan yaşlılığa kadar keşişi izler.

Değişen her mevsim ve ana karakterin yaşadığı her ders, güzel bir metafor olarak karşımıza çıkar. Film oldukça sessiz olsa da, nefes kesen görüntüler film için konuşur. Hikayede sadece bir avuç karakter ve küçücük bir alan olsa da; insanoğlunun yaşadığı şehvet, aşk, kıskançlık, cinayet, intihar ve telafi etme gibi bir yığın deneyimi, şaşırtıcı derecede kapsar. Bu filmin; öğrenme, zorluk ve bilgelik hakkında söyleyecek önemli şeyleri vardır.

5. Samsara

Bir çok Doğu inancında kelimenin tam anlamıyla “sürekli akış,” anlamına gelen Samsara yaşam, ölüm, çürüme ve yaşam üzerinden yenilenen yaşam döngüsünü anlatıyor.

Samsara filmi, bu fikri büyüyen bir kavrama dönüştürerek film boyunca akan doğal yaşam görüntüleri ve insan gelgitleri sunuyor. Sürekli görüntüleri izlerken izleyici, hızlı tempolu yaşam kültüründe deneyimleyemediği, dünyamızı gözlemleme şansı buluyor. Bu yaşam ve ölüm arasındaki yolculuğa dair film size insan deneyimi hakkında çok farklı bir bakış açısı kazandırabilir.

4. Kopma (Detachment)

Kopma Henry Barthes (Adrien Brody) isimli yedek öğretmenin gözünden yüksek okul öğretmenleri, yöneticileri ve öğrencilerin hayatlarındaki bir ayın hikâyesi. Barthes’ın geçici öğrencilerine hayati bilgileri aktarma yöntemi, hayatına üç kadının- hasarlı ve naif fahişe Erica, bir öğretmen ve Meredith adında bir sorunlu genç- gelişiyle birlikte sekteye uğrar.

Bu kadınların hepsi, Barthes’ı bir yandan zorlayarak bir yandan kendi kişiliğinin yönlerini yeniden keşfetmesi, annesinin trajik intiharı ve dedesinin yaklaşan ölümü ile ilgili kendini toparlaması konusunda Barthes’ın hayatı üzerinde derin etkiler bırakırlar.

Barthes da kendi öğrencilerinin hayatlarını etkiler; onları daha odaklanmış ve özenli bireyler yapar. Film; bir adam , başarısız eğitim sistemi ve sosyal sistemler üzerine sarsıcı ve kaçırılmaması gereken bir karakter çalışmasıdır.

3. Aşk (Her)

Aşk; dünyanın ilk yapay akıllı işletim sistemi OS1 duyan, yalnız ve içe dönük orta yaşlı Theodore’un (Joaquin Phoenix) hikayesi. OS1’in büyüleyici kadın sesi Samantha (Scarlett Johansson) ile karşılaşan Theodore, kısa zamanda kendisini derin bir romantizmin içinde bulur. Theodore ve Samantha zamanla yakınlaştıkça, Theodore’un onunla birlikte olma arzusunun gerçekten nereden geldiğini çözmesi gerekir.

Film, teknoloji-takıntılı toplumumuz ile alakalı birçok paralel tema üzerine kurulu. Telefon, dizüstü bilgisayarlar ve tabletlerimize bağlandıkça, hayatın vazgeçilmez bir yönünü; samimi insan etkileşimini kaybetmeye başladık. Aşk; teknolojinin getirdiği yalnızlık ve soyutlanma kavramlarını korkutucu bir şekilde yüzümüze vurup hepimizi düşünmeye davet ediyor.

2. Dövüş Kulübü

Dövüş Kulübü, izleyiciye çok şey öğretir. Filmi izlerken farkına varılan en büyük gerçek; tüketim ve materyalizm içinde yer alan boşluktur. Ayrıca bizim bireysel kimliklerimize olan bağımızı sorgulatan bir film. Biz gerçekten de başkalarının olduğumuza inandığı kişiler miyiz? Film boyunca sunulan ‘devrim’in sadece ana karaktere insanlığın durumu hakkında büyük bir ders vermek için inşa edilen bir hiciv olduğunu keşfettiğimiz zaman filmde asıl şoku yaşarız.

1. Hayat güzeldir

Hayat Güzeldir, karanlık zamanlarda iyimserlik ve algı gücünü ortaya koyar. Hikaye basit: Bir baba İkinci Dünya Savaşı’nın dehşetinden oğlunu ve ailesini korumaya çalışır. Hikaye bize, çocukluğun masumluğunu, yaşamın sorunlarından nasıl koruyacağımızı öğretir. Güzel hazırlanmış, bu basit kavram üzerinden zaman zaman duygulanarak, hayata dair çok şey öğreniriz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale