X

Hayat üzerine düşünme pratiği: Doğru sorularla düşünebilmek

Bu yazımda, sizi biraz düşünmeye davet ediyorum. Hayatla uğraşmaya çalışırken çoğu zaman kendimiz ya da yaşadığımız hayat üzerine akıl yormaktan kaçarız. Bu kaçış temelde kendimizden kaçmaktır. Altında yatan aslında yüzleşmekten çekindiğimiz, aklımıza geldiğinde çok da hoşnut olmadığımız ya da bu durum karşısında nasıl davranmamız gerektiğini bilmediğimiz konular ile ilgili de olabilir.

“Davranmamız gerektiği” kısmının altını çiziyorum, çünkü bizler için karar verirken de, düşünürken de, belki de doğru yapmayı isteme ihtiyacımızdan kaynaklı olarak hep bir “gerekli” kelimesinin arkasından hareketle karar vermeye çalışıyoruz. Neye göre gerekli!? Kime göre gerekli!? Eğer siz de bu gerekli kısmına fazla önem veriyorsanız ve sorunlarınıza çözüm bulmakta zorlanıyorsanız (çünkü bu durumda ortaya çelişkili duygular çıkacaktır), öncelikle bu konu üzerinde de durabilirsiniz.

Hepimiz insan olmanın getirdiği bir sürü duygu yoğunluğu ve karmaşası içinde yaşıyoruz. Hepimizin çok çeşitli deneyimleri var, bu çeşitlilik içinde çelişkili duygular hissetmemiz normal. Önemli olan bu duyguları örtmeden, yakından bakabilmek. Sadece bunu yaptığınızda bile birçok şeyi fark etmiş olacaksınız.

Neden bazı şeyleri göremeyiz? Çünkü kendimiz, kendimizin önünde gölge ederiz. Kendimize dair gerçekleri dipte bir yerde biliyoruz. Ancak biraz önce değindiğim nedenlerden ötürü kendi iç sesimizi duyamaz hale geliyoruz. Yavaş yavaş hayatı daha ezbere, bize aktarılan bir yerden yaşamaya başlıyoruz. Bu da canlılığımızı kaybetmemize, bazı semptomlar geliştirmemize, mutsuz olmamıza, “ya içim sıkılıyor ama neden bilmiyorum ki, öyle önemli bir şey de olmadı…” gibi söylemleri sık tekrarlamamıza, hayatın anlamsız gelmesine, kendimizi uyuşturma ihtiyacına kadar (fazla uyumak mesela) gitmektedir.

Daha önce duygularla ilgili yazımda değindiğim için uzun uzun anlatmayacağım ama bir kez daha şunun altını çizmeliyim ki; semptomlar bir işarettir. Onlar bize bir şeylerin ters gittiğini, örtüşmediğini anlatmakla görevlidir. Bu nedenle gelirler. Onları iyi incelemek gerekir, altta yatan nedenleri görebilmemiz için orada varlar. Seslerini duyurmak için giderek tonlarını yükseltirler. Biz onlardan korkup ilaçla ya da sadece belirtileri yok eden terapi teknikleri ile onları silmeye çalışırsak, sorunun kaynağını göremeyiz. Neden olduğunu bilemeyiz. Tekrar başka bir şekilde kendilerini göstermek üzere yön değiştirmiş olurlar.

Sokrates “Üzerine düşünülmemiş bir hayat yaşamaya değmez” der. Bu anlamlı sözü hayatımıza nasıl uygulayabiliriz? Tüm yaşamımız boyunca öyle dönüm noktaları vardır ki üzerine düşünülmeyi gerektirir. Ya da hayat o kadar anlamını yitirmiştir ki sizin için (çünkü anlam değişen bir olgu) üzerine biraz düşünmeniz iyi olabilir.

Meditasyonla aranız nasıl bilemiyorum ama hayatımıza katmamız gereken pratikleri ile birçok yönden bizi besleyen bir kaynak aynı zamanda. Eğer yapmıyorsanız biraz üzerinde çalışmanız iyi olabilir, inanın çok yararını görüyorsunuz. Şimdi size meditasyon ile hayatımız üzerine nasıl düşünebileceğimizi örnek bir çalışma ile anlatacağım. Siz de deneyin. Deneyimliyseniz konsantre olmanız daha kolay olacaktır. Yeni başlıyorsanız eğer, öncesinde farklı birkaç pratik yaptıktan sonra da yapabilirsiniz.

Sakin, sesiz ve bölünmeyeceğiniz bir yerde, rahat bir pozisyon alın. Sırtınızı yaslayın. İki ayağınız yere bassın. Kollarınız yanlarda rahat. Bedeninizin gergin yerlerini fark edin ve gevşetmeye çalışın. Derin nefes alın ve burnunuzdan verin. İlk olarak nefesinize odaklanın. Zihniniz dağılabilir, başka anlara gidebilir, uçuşabilir. Nazikçe şimdi içinde bulunduğunuz deneyime davet edin. Her seferinde zihninizi nazikçe geri çağırın.

Sizlerden ricam gözlerinizi kapalı tuttuğunuz bu süre boyunca, kendinize şu soruları sormanız ve cevaplarını bulmaya çalışmanız.

1. Bugün nasıl bir ruh haliyle buradasınız? (Gününüzün ilk saatleri nasıl geçti? Haftanız nasıl geçti? Aklınızda neler var?) Ne ön plana çıkıyorsa adını koyun. Kendi içinizde sakince…
2. Sizin için hayatta olmak nasıl bir şey? (Tek cevapla kendinizi sınırlamayın, birbirine uymayan çelişkili hissleri aynı anda hissedebilirsiniz, aklınıza gelen tüm cevapların adını koyun. İyi, kötü demeden…)
3. Nasıl bir geçmişin var? “Kendinden biraz bahseder misin?” deseler ne derdin? Kendini içinden nasıl tanımlardın, hangi olaylarla, hangi dönüm noktalarıyla ya da ilk neyi söylerdin? Yaşını, medeni durumunu, mesleğini mi? 
4. Gelecekten beklentin nedir? Ne canlanıyor aklında? (İyimser, karamsar, belki de hiçbir şey… Ne canlanıyorsa onunla kalmaya çalışın. Gelecekten ne bekliyorsanız…)
5. “Oh bu hayat ne kadar dolu dolu bir hayat, ne kadar doygun bir hayatım var” demek için söyleyebileceğin 5 şey nedir?
6. Şu anda bu çalışmadan ne bekliyorsun? Nasıl bir niyetle buradasın? (merak olabilir, hayatınla ilgili bulmaya çalıştığın cevaplar olabilir…) Niyetinizin adını koyun. Neden burada bu çalışmayı yaptınız?

Verdiğiniz tüm cevapları yazabilirsiniz. Sonrasında üzerinde düşünebilirsiniz. Hangi cevapları bulmakta zorlandınız? Aklınıza ilk gelen cevap doğru olan mı sizin için, yoksa o cevabın ardından gelen 2., 3. cevaplar size daha iyi mi geliyor? Ya da zihninizden cevaplar geçerken neler hissettiniz? Hangi duygular geçti kalbinizden, örneğin kendinizi tanımlarken? Ne demek isterdiniz de diyemediniz eksik kaldı? Bu gibi sorular üzerinde düşünme pratikleri yaparak gizli kalmış yanınıza dokunmaya çalışabilirsiniz.
Sıkıldıysanız, yorulduysanız ya da odaklanamıyorsanız; ne oluyor da kendi hayatınız için düşünmek bu kadar sıkıcı, üzerinde odaklanamadığınız bir şey haline dönüşmüş sizin için? Bu sorular üzerinde biraz durun derim.

İlginizi çekebilir: Zorlayıcı duygularla temas: Acının bize söyleyecekleri var

Aslı Songün: Haliç Üniversitesi Psikoloji Bölümü 2003 yılı mezunuyum. Aynı üniversitede yaptığım Psikoloji yüksek lisansını “Çocukların Sahip Oldukları Denetim Odağının, Algıladıkları Ebeveyn Çatışması İle İlişkisi” konulu tezimi tamamlayarak uzmanlık derecemi almış bulunmaktayım. 2005 yılı itibari ile çeşitli sağlık ve eğitim kuruluşlarında görev aldım. Sağlık alanındaki stajımı Balıklı Rum Hastanesi Anatolya Kliniklerinde gerçekleştirdim. Projektif Testler Derneğinden Rorschah, T.A.T testleri eğitimini aldım. Çocuk gelişim testleri eğitimini tamamladım. 2019 yılında Mindfulness Institute’de Mindfulness tabanlı stres azaltma eğitimi (MBSR) programına katıldım. Konuyla ilgili çalışmalarım devam etmektedir. İstanbul Psikanaliz Derneği’ne bağlı olarak Psikanaliz eğitimim sürmektedir. 2013 yılından beri Nişantaşı’ında eğitim veren United Kids Academy'nin kurucu ortağı olarak çocuklarla birlikte çalışmaya devam etmekteyim. Ayrıca özel bir klinikte danışan görmekteyim.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale