X

Hayat tarzınızda yapacağınız ufak değişikliklerle mutlu olmanın 23 yolu

Mutluluğun yediklerinizle, içtiklerinizle bir ilgisi olabilir mi? Yaptıklarınızla? Yapmadıklarınızla? Biz kendi ellerimizle kendimizi mutlu ya da tam tersi mutsuz edebiliyoruz. Bilimsel olarak kanıtlanmış verilerle, mutluluğa giden yoldaki 23 adım:

1. Sağlıklı beslenin
Mutlu olmak ve yüksek enerji seviyelerine sahip olmak için ne yediğimize dikkat etmemiz gerekiyor.

Sağlıklı beslenmek sadece mutluluğumuzun değil, sağlığımız ve enerji düzeylerimizin de en büyük belirleyicisi, mihenk taşı. Sağlıklı beslenmenin birinci şartı hayatınızdan şeker ve rafine karbonhidratı çıkarmak. Tüm basit karbonhidratlar yedikten sonra ilk yarım saat içinde sizi mutlu etse de uzun vadede serotonin ve dopamin metabolizmalarınızı etkileyerek, size kilo aldırarak, kolay acıkmanıza yol açarak sizi mutsuz ediyor. İşlenmiş ürünlerin içerisindeki katkı maddeleri de işin içine girince mutsuz olma olasılığınız artıyor.

İkinci şart, enflamasyonu artıracak doymuş yağlar (hayvansal yağlar) ve omega 6 oranı yüksek yağları (kanatlı eti ve rafine tohum yağları) mümkün olduğunca az tüketmek. Beyninize ve vücudunuza iyi gelen omega 3 doymamış yağları ise bol bol tüketmek; zeytinyağı kullanmak, balık yemek, otla beslenmiş hayvanların yağsız etini yemek, kuruyemiş yemek…

Sağlıklı beslenmenin 3. şartı ise evde yemek pişirmek. Hem kendiniz (ve sevdikleriniz) için bir şey yapacak, hem kendinize zaman ayıracak, hem de dışarıda karşınıza çıkabilecek sağlıksız seçimlere maruz kalmamış olacaksınız.

4. şart ise aslında ilk şartın devamı. Sağlıklı karbonhidrat seçiminizi mümkün olduğunca glutensiz tam tahıllardan (karabuğday, kinoa, kabuklu pirinç) seçmek. Gluten hem bağırsak geçirgenliğini artırarak, hem de sindirimi sırasında açığa çıkan ekzorfinler yoluyla sizi mutsuz eder.

Sağlıklı beslenirken serotonin ve dopamin düzeylerinizi artıracak şekilde kaliteli protein, yumurta, doymamış yağlar ve kuruyemiş de yerseniz, mutlu olma ve kalma olasılığınız artar. İşlenmiş gıdalardan mümkün olduğunca uzak durmak lazım; şeker, rafine karbonhidrat, doymuş yağ, omega 6 yağlar dışında katkı maddeleri nedeniyle. Dikkat edilmeyen veya gözden kaçan maddelerden birisi de yapay tatlandırıcılar; özellikle Aspartam. Aspartam beynin uyarılabilirlik düzeyini artırıp, serotonin ve dopamin düzeylerinizi düşürerek sizi hem sinirli hem de mutsuz yapıyor.

2. Kahvaltı edin

Kahvaltı etmek, kahvaltıyı atlamamak ve kahvaltı sırasında sağlıklı seçimler yapmak; hem kendinize hem de sağlığınıza değer verdiğinizi gösteren bir davranış şekli. Kahvaltı eden kimseler hem daha az acıkıyor (özellikle karbonhidrattan fakir bir kahvaltı yaparlarsa), kafaları daha iyi çalışıyor, ve daha verimli oluyor. Tüm bunlar da sizi ayrı ayrı ve birlikte mutlu ediyor.

3. Hareket edin

İnsanoğlunun hareket etmek için yaratıldığını ve ancak hareket ederek var olabildiğini biliyoruz. Hareket etmek hem serotonin, hem dopamin düzeylerini yükselterek sizi neredeyse anti depresan almış kadar mutlu ediyor. Stres hormonu düzeylerinizi düşürerek stres düzeyinizi ve dokulardaki enflamasyonu azaltıyor. Endorfin düzeylerinizi artırarak mutluluktan dört köşe olmanızı sağlıyor. Ayrıca iştahınızı düzleniyor, fazla kilonuz varsa vermenize yardımcı oluyor, hayattaki problemler karşısında daha esnek olmanızı sağlıyor. Yani, yaptığınız hareket kadar mutlusunuz diyebiliriz. Dışarıda, açık havada yapılan egzersizler hem D vitamini düzeylerinizi artırarak, hem de sizi dost bakteriler ile temas ettirerek egzersizden aldığınız yararı katlar.

4. Uyuyun

Uykusuz kaldığımızda nasıl huysuzlaştığımızı, nasıl çekilmez birer insana döndüğümüzü herkes biliyor. Her gece en az 7, mümkünse 8 saat uyumamız lazım. Ergen ve çocuklar ise biraz daha da fazla. Uykusuzluk vücutta ve beyinde enflamasyon artışına, beynin kendini tamir edememesine, beynin büyüme faktörü BDNF düzeylerinin düşmesine, melatonin düzeylerinde düşme nedeniyle serotonin metabolizmasını bozuyor. Sonuç: mutsuz, huysuz, verimsiz, dikkatsiz, yorgun insanlar oluyor.

5. Kilo verin

Kilolu olmak, daha doğrusu vücuttaki yağ dokusu, tüm vücudu etkileyebilen hormonlar ve maddeler salgılıyor. Bunlar ise hem yaygın enflamasyona hem de serotonin metabolizmasında problemlere neden oluyor. Fazla şeker ve karbonhidrat yemek ve az hareket etmek de denkleme katılınca, sonuç doğal olarak mutsuzluk oluyor.
Buna bir de kiloların yarattığı psikolojik etkiler eklenince mutsuzluk başka bir boyut kazanıyor.

6. Yavaşlayın
Kendinize zaman ayırmak, kendinize değer verdiğinizi gösteren bir şey; bunu en iyi anlayan da beyniniz.

Yetişmek, günde 2-3-5-8 iş yapmak, hem eve, hem işe, hem sosyal hayata yetişmek… Daha, daha, daha… Nereye kadar? Bu tarz bir yaşam sizi eninde sonunda tükenmeye götürüyor. Ama tükenmeden önce de uzun yıllarınızı stresli ve mutsuz geçirmenize neden oluyor. Bu kadar telaşe arasında stres hormonu düzeyleriniz de boş durmuyor elbette, her minik stres kortizol düzeylerinizi artırarak uzun vadede sizi hem hasta, hem de mutsuz ediyor.

7. Sosyal medyadan uzaklaşın

Uzun saatler boyu telefon ve ekranlardan sosyal medya ve diğer popüler internet içerikleri ile ilgilenmek dopamin düzeylerinizi düşürüyor. Ayrıca hareketsiz kalmanıza yol açarak ayrıca mutsuzluğunuza katkıda bulunuyor. Gece geç saatlerde ekranlara bakmak (özellikle gece modu aktif değilse) uyku kalitenizi bozarak da bu süreci biraz daha kötüleştiriyor.

8. Kendinize zaman ayırın

Bu biraz 6 numara ile bağlantılı ama mutlulukla başka bir ilişkisi daha var. Kendinize zaman ayırmak, kendinize değer verdiğinizi gösteren bir şey; bunu en iyi anlayan da beyniniz. İster egzersiz yaparak, ister kitap okuyarak, isterse hiçbir şey yapmayarak sadece isteğiniz ve kendinize iyi geleceğini bildiğiniz için bir şeyler yapmak; stres hormonu düzeylerinizi azaltarak, serotonin ve dopamin düzeylerinizi yükselterek sizi mutlu ediyor.

9. Sevdiklerinize zaman ayırın

Sevdiklerinizle zaman geçirmek, hem sizi iyi hissettiren oksitosin, serotonin, dopamin düzeylerinizi artırırken, vücudun stres yanıtını da azaltıyor, stres hormonu kortizol düzeyleri düşerken, parasempatik aktiviteniz artıyor. Kendinizi iyi hissettikçe de mutlu olma ve mutlu kalma olasılığınız artıyor.

10. Yoga yapın

Yoga yapmak, eş zamanlı yapılan pek çok aerobik aktiviteye benzer etkinlik sağlarken; beyin büyüme faktörü BDNF düzeylerini, serotonin ve dopamin düzeylerini artırarak, stres düzeylerini azaltarak, parasempatik etkinliği artırarak pek çok koldan, mutluluğunuza katkıda bulunuyor. Bir çalışmada, başka hiçbir etkeni değiştirmeden hastalardan sadece dik durmaları ve bunun için çaba harcamaları istenmiş; çalışmanın sonunda hastaların depresif, kendilerini kötü hissetme ve kaygı düzeylerinde belirgin azalma saptanırken, hastalar daha mutlu olduklarını ifade etmiş. Yoga, bildiğiniz üzere, size dik durmayı en iyi öğreten aktivite.

11. Meditasyon yapın

Meditasyon yapmak beynin kaygı ve panik merkezleri amigdalaları sakinleştirip, sükunet ve soğukkanlılık merkezi frontal lobların aktivitesini artırarak, beyin büyüme faktörü BDNF düzeylerini artırarak, serotonin ve dopamin düzeylerinizi yükselterek sizi mutsuzluktan uzaklaştırır, mutluluğa yaklaştırır. Anda kaldığınız zaman dilimlerinde, geçmişle kavga etmekten ve gelecek için kaygılanmaktan kurtulur, adım adım mutluluğa ulaşırsınız.

12. Güneşe çıkın
D vitamini eksikliğinde; serotonin, dopamin, melatonin, magnezyum ve kalsiyum düzeylerini etkileyerek bizi mutsuz eder.

Dünyanın ve insanoğlunun yaşam enerjisi sıcacık güneşimizden geliyor. Adana sıcakları kadar olmasa da sıcakta durmak insanoğlunu sakinleştiren bir etken. D vitamini vücudumuzdaki pek çok biyokimyasal ve hormonal reaksiyonda kullanılan, olmazsa olmazımız. Güneş ışınları ve D vitamini eksikliği nedeniyle kış aylarında ve kuzey ülkelerinde depresyona kolaylıkla girdiğimizi biliyorsunuz zaten. D vitamini eksikliğinde; serotonin, dopamin, melatonin, magnezyum ve kalsiyum düzeylerini etkileyerek bizi mutsuz eder.

13. Kahveyi azaltın

Kahvenin içerdiği kafein, özellikle yüksek miktarlarda alınırsa vücutta stres yanıtını tetikleyerek hem stres hormonu kortizol hem de adrenalin düzeylerini yükseltiyor. Ayrıca böbrekten magnezyum atılımını artırarak da kandaki magnezyum düzeylerini düşürüyor. Gün sonunda, kandaki kafein düzeyleri düşünce ise yorgun ve bitkin kalıyorsunuz. Gün içerisinde mümkün olduğunca 2 fincan (200 mg) kafeini aşmamak, mutluluğa giden yolda önünüzü açabilir.

14. Sigarayı söndürün

Sigara içmek vücutta enflamasyonu artırarak, ayrıca dopamin metabolizmasını etkileyerek sizi uzun vadede mutsuz yapar.

15. Alkolü azaltın

Alkolün kendisi bir şeker, ayrıca tüm alkollü içeceklere dışarıdan ekstra şeker ekleniyor. Alkollü içecekler, bağırsak geçirgenliğini artırarak yaygın enflamasyona neden olurlar, özellikle gluten içerirlerse (bira) veya gluten içeren yiyecekler ile birlikte tüketilirlerse. Bağımlılık ve ödül merkezleri üzerine olan etkileri ile de bonus olarak mutsuzluğunuza mutsuzluk katabilirler. Arada sırada (haftada–ayda bir) güzel bir yemekle birlikte 1 kadeh tüketebilirsiniz tabii ki.

16. İşi işte bırakın

İşi eve getirmek; görüşmeleri yapmak, e-mailleri cevaplamak, projeleri tamamlamak… Hem sizin dinlenme ve kendinize ayırdığınız zamandan çalar, hem de stres hormonunuzun bir türlü normal düzeylere inmemesine neden olur. Bu yol ya depresyona girerek ya da tükenerek biter, mutsuzluk kaçınılmaz olur.

17. Sosyalleşin

Sosyalleşmek, arkadaşlarla zaman geçirmek, beraber yürümek, çay-kahve içmek (az miktarda tabii ki), dopamin ve serotonin düzeylerinizi en iyi gelen faaliyetlerden bazıları. Özellikle fiziksek aktivite eşlik ettiğinde, sosyalleşmek direkt olarak sizi mutlu eder.

18. Şükredin
Kendinize şefkat ve sevgi gösterin. Zamanla ustalaşacak ve kendi mutluluğunuz inşa edebileceksiniz.

Sahip olamadıklarınıza odaklanmak, mutsuzluğunuzu garantilemenin en kolay yolu. Elinizdeki değerlerin farkına varmak, hayatımızda artık farkına bile varmadığımız, sıcak su, rahat yatak, dolu buzdolabı, akmayan çatı gibi yokluğunda bizi üzen gündelik olağanlıklara dikkat vermek; hayatımızdaki doktorlara, avukatlara, öğretmenlere, yol gösterenlere, çiftçilere, market görevlilerine şükretmek ve farkına varmak bizi her gün adım adım mutluluğa taşır.

19. Sorumluluk alın

Hayatımızın, zamanımızın, günlük programlarımızın, mutsuzluk nedenlerimizin, stres kaynaklarının sorumluluğunu almak, başkalarını suçlamadan problemlere çözüm getirmek bizi uzun vadede daha mutlu, sakin ve esnek yapar.

20. Yardım edin

Karşılık beklemeden, bir amaç için değil, sadece yardım etmek için yardım etmek; serotonin ve dopamin düzeylerini yükseltirken, bize şükretmeyi ve elimizdekilerin değerini anlamayı öğretir. Ektiğimiz minik tohumlar bizi uzun vadede mutluluğa taşır.

21. Kendinize iyi davranın

Kendimize yapabileceğimiz en büyük kötülük ve mutsuzluğun en önemli nedenlerinden birisi kendimizi yargılamak, beğenmemek, kızmak, başkaları ile kıyaslamak, kendimize cezalar vermek. Serotonin, dopamin ve oksitosin düzeylerinizi düşüren, stres seviyelerinizi yükselten bu davranışları önce görmeye çalışın; kendinize kızarken kendinizi yakalayın. Sonra anda kalarak, farkındalığınızı artırarak, kendinize şefkat ve sevgi gösterin. Zamanla ustalaşacak ve kendi mutluluğunuz inşa edebileceksiniz.

22. Fazla düşünmeyin

Beynimizde pozitif, negatif, nötr pek çok düşünce var. Ama devamlı vır vır beynimizin içinde dönenler, sonu gelmeyecek şekilde sarmala girenler, olur olmaz her yerde karşımıza çıkanlar genellikle olumsuz düşünceler. Olumsuz düşünceler beyninizin içinde cirit atmaya başlayınca dikkatinizi başka şeylere yönlendirin, yürüyün, bir bardak su için, camı açıp dışarı bakın. Bir süre sonra olumsuz düşüncelerle çok daha başarılı bir şekilde baş edebildiğinizi göreceksiniz.

23. Affedin

Geçmişinizi, geçmişinizde size kötülük yapanları, zararı dokunanları, kendinizi, yanlış kararlar veren kendinizi, verdiği sözleri tutmayan içindeki sizi affedin. Affetmek, bağışlamak değil. Size zarar verenleri bağışlamasanız da (kesinlikle bağışlamak zorunda değilsiniz), onları geçmişte bırakarak yüzünüzü geleceğe dönün. Bırakın onlar ve kötülükleri geçmişin tozlu raflarında kalsın.

Bonus:

Mutluluk içinizden gelirse, onu kimse sizin elinizden alamaz.” Thich Nhat Hanh

 

 İlginizi çekebilir: Serotonin düzeylerinizi (sevgiliniz olmadan da) doğal yollarla arttırmanın 14 yolu

Dr. Banu Taşçı Fresko: Dr. Banu Taşcı Fresko, 1969 senesinde İstanbul’da doğmuştur. İstanbul Tıp Fakültesi’ni 1992 senesinde bitirmiş, ihtisasını İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda 1997 senesinde tamamlayıp Nöroloji Uzmanı olmuştur. Birçok özel hastanede çalıştıktan sonra şimdi çalışmalarını muayenehanesinde sürdürmektedir. Uzun yıllar kronik ağrılardan mustarip olduğu için, hastalara yol gösterecek, hayatlarını kolaylaştıracak bir kılavuz yazmak istemiştir. Ekim 2017de ‘Beynini Doğru Besle’ isimli kitabı çıkmış, kitapta migren ve fibromiyalji ağrılarıyla nasıl başa çıkılacağını, beslenmenin önemini ve tüm kronik hastalıklarda yoganın iyileştirici etkisinden bahsetmiştir. 2017 senesinde Arzu Rezzan Sunam ve Yelina Tayfur’dan Temel Yoga Hocalık Eğitimi ve Banu Çadırcı’dan 100 saat yoga terapi ve yoga anatomi eğitimi almıştır. Aynı zamanda Ahmet Güllü ve Vedat Örs atölyelerinde eğitim almış, profesyonel bir ressamdır, bu güne kadar 7 kişisel sergi açmıştır. Bugünlerde bir yandan Mayıs 2018’deki sergisine hazırlanmaktadır.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale