Hayat, susadığımızda su içmek kadar basit olabilir ama biz zorlaştırmayı seviyoruz
Yeni seneye nasıl başladınız?
Yeni senenin ilk gününden beri evde hasta yatıyorum. Bütün yapılacaklar listesini, yapmam gerekenleri zorunlu olarak beklemeye aldım.
Biliyor musunuz? Ben pek durmayı bilen biri olmadım. Vedik haritamdaki kariyer evimdeki açıdan mı, neden bilmem ama durmayı seneler sonra becerebiliyorum.
Durmak, kolay bir eylemmiş gibi duruyor ama değil arkadaşlar! Hiçbir şey yapmadan sadece durmak, yatmak çok ileri bir eylem aslında… O yüzden dinlenmeyi de beceremiyoruz.
Beyin ameliyatı olduğumda kendime dinlenme izni pek vermemiştim. Kendime yeni yeni uğraşlar çıkararak bir ayımı evde tamamlamıştım. Kitap yazmaya başlamıştım. Halen duruyor, ilk 50 sayfası yazıldı. Çünkü zihnimdeki düşüncelerin sonraki adımlarımı sorup, sürekli bana acımasını kaldıramıyordum.
Bir ay sonra yaşama karışmıştım! Yüz felci geçirip, ağzım burnum yamulmuş şekilde dersler vermek, çok zorlayıp, hırpalamıştı. Ama biliyorum ki evde kalsaydım, asla bu yazıları da yazamazdım.
Ama seneler sonra terapi sırasında ortaya çıktı ki, çok incinmişim, hatta o zaman arkadaşlarımın yanımda olmayı kaldıramamaları gerçeği çok ağır gelmişti. Sağ olsun Deniz Hoca, gerçekleri yüzüme yüzüme vururken gözlerim doluyordu ama öyle de iyi geldi ki anlatamam. Tüm o kırgınlıkları sevme kapasitemi böyle geliştirmeye başladım.
Şimdi bunları niye anlatıyorum, hayatım boyunca her durumda ve her şartta yoga dersimi verdim. Ateşim çıktı, belim tutuldu, annem rahatsızlandı, ben hastalandım, liste uzun… O yüzden günümüz yeni hocaların burun akıntısına ders iptalleri bana komik geliyor, neyse.
Bu meslekte öğrencilik ve öğretmenlik dahil 16. senem ve artık durmayı kendime verebiliyorum. Eskiden her şeye rağmen derslerimi ve eğitimleri hiç iptal etmezdim. Bu hafta eğitimimi iptal ettim, derslerimi başka hocalara verdim ya da iptal ettim ve ben sadece yattım.
Gerçekten sadece hiçbir şey yapmaya çalışmadan sadece yattım!
Artık bir şeyler olsun diye koşturmaya, yapmaya da oldurmaya da çalışmıyorum.
Konu ne olursa olsun bakıyorum;
Bedenim yorgun mu?
Kalbim nasıl hissediyor?
Nefesim nasıl?
Arkadaşlar, anladığım üzere yanlış hissetme olasılığımız yok!
Hissettiklerimize güvenmeyi öğrenmek zorundayız.
Güvendiğimizde hayat kolaylaşıyor,
Hayat, susadığımızda su içmek kadar basit olabilir. Ama evet, biz zorlaştırmayı seviyoruz.
Yorulduğumuzda dinlenmek,
Görülmediğimizde gitmek,
Bu lüks hepimizin var..
Bu lüksü lütfen bilgece kullanalım…
Sevgimle…
İlginizi çekebilir: Biten yılla kapatın tüm hesaplaşmalarınızı, taşımayın yeni yıla karanlıklarınızı