X

Hayat sanatı 4: Zayıf ve güçlü noktalarımıza göre hayatımıza yön verebilir miyiz?

“1. Sun Tzu der ki, sahaya ilk gelen ve düşmanın gelişini bekleyen savaşa hazır olacaktır; sahaya ikinci gelen acele etmelidir ve savaşa tükenmiş halde gelir.
2. Bu nedenle akıllı savaşçı düşmana iradesini dayatır ama düşmanın kendisine iradesini dayatmasına izin vermez.
3. Akıllı savaşçı avantajlarını ona karşı kullanarak düşmanının kendisine kendi istediği gibi yaklaşmasına neden olabilir veya zarar vererek düşmanının yaklaşmasını imkansız hale getirir.
(…) 7. Sadece savunmasız yerlere saldırırsanız saldırılarınızda başarılı olacağınızdan emin olabilirsiniz. Sadece saldırılamayacak pozisyonları savunursanız savunmanızın güvenliğinden emin olabilirsiniz.
(…) 10. Düşmanın zayıf noktalarına ulaşırsanız ilerleyebilir ve kesinlikle karşı konulmaz olursunuz, hareketleriniz düşmanınkilerden daha seri ise geri çekilebilirsiniz ve takip edilmezsiniz.
(…) 31. Su rotasını aktığı zeminin doğasına göre şekillendirir, asker de zaferini karşılaştığı düşmana göre şekillendirir.
32. Nasıl ki suyun sabit bir şekli yoktur, savaşta da sabit şartlar yoktur.
33. Taktiklerini rakibine göre değiştiren ve böylece kazanan cennetten çıkma bir komutandır!”
Sun Tzu, Savaş Sanatı

Bu, yeni yazı dizim Hayat Sanatı’nın dördüncü yazısı. Bu seride ilham kaynağım ilk bölümde yer alan Sun Tzu ve Savaş Sanatı isimli eseri. Savaş Sanatı, özünde savaşın temel prensiplerini anlatıyor ve askeri liderlere ne zaman ve nasıl savaşmaları gerektiğini açıklıyor. Günümüzde ise, büyük ölçekli şirket yöneticileri, avukatlar ve akademisyenler birçok alanda verdikleri mücadeleleri kazanmak için bu kitaba başvurmaktadırlar. Kısaca 2.500 yıl önce yazıldığı tahmin edilen bu eser, halen kendisine yeni okurlar bulmayı başarabilmiş.

Geçtiğimiz haftalarda okuma listemde yer alan bu eseri elime aldığım andan itibaren birçok farklı not aldım ve ismini değiştirerek hayatımızı bu kadar kritik şekilde etkileyen konularda sizlerle birlikte bir Hayat Sanatı yolculuğuna çıkalım istedim. Bugün, hep birlikte Hayat Sanatı dizimizin dördüncü durağındayız…

Konumuz ise zayıf ve güçlü yönlerimiz. Bu yönler hayatımızı nasıl etkiliyor? Bu gerçekliğe yaklaşımımız, hayatımızda aldığımız kararları, kim olduğumuzu, başarılarımızı, kayıplarımızı, kısacası hayat hikayemizi nasıl etkiliyor? Neden diğer kişilerin zayıf yönlerini görmek bu kadar kolayken, kendi zayıf yönlerimize bakmaktan kaçınıyoruz? Neden güçlü yönlerimiz sorulduğunda birçok farklı madde sayabilirken zayıf yönlerimizi göstermekte bu kadar ketum olabiliyoruz? Neden “Evet, bu konuda kendimi iyi hissetmiyorum, bu yönümün zayıf olduğunu düşünüyorum” itirafı bu kadar zor?

Peki zayıf ve güçlü yönlerimizi iyi analiz edebilseydik, hayatımızda bir değişiklik olur muydu? Örneğin eğer hitabet gücümüz, kendimizi anlatabilme yeteneğimiz daha iyi olsaydı, daha iyi sosyal ilişkilere sahip olabilir miydik? Örneğin daha sakin ve iç huzuru daha yüksek bir kişi olsaydık, insan ilişkilerimizde daha başarılı olabilir miydik? Örneğin, karşımızdakini dinleme yeteneğimiz, yargılamadan ve sorgulamadan eşlik etme yeteneğimiz daha iyi olsaydı, daha iyi bir dost olabilir miydik?

Eğer büyük bir tepki veya zıt bir reaksiyon vermeden önce sakinleşebilmek ve daha serin kanlı olabilme yeteneğimiz daha fazla olsaydı, bugün etrafımızda daha fazla sevenimiz olur muydu? Eğer daha disiplinli olsaydık örneğin, bugün iş hayatımızda daha iyi bir pozisyonda olabilir miydik? Eğer daha çalışkan olsaydık ve şikayet etmeyi bir kenara bırakabilseydik, bugün karşımıza çıkan iş teklifleri veya uzmanlık derecemiz daha farklı olabilir miydi?

İşte bize cevaplanması gereken bir sürü soru! Aslında zayıf ve güçlü yönlerimiz hayatımızın her anını, gerek kişisel hayatımızda gerekse iş hayatımızda etkilemektedir. Bu, kim olduğumuzdan, yaptığımız seçimlerden, uyum sağlama yeteneğimizden, durup düşünme ve anlamaya çalışma veya disipline kadar birçok alanı etkiliyor. Belki yansımaları ayrıntılarda gizli olsa da, evet, bizler zayıf ve güçlü yönlerimiz ile varız…

Bir örnekle anlatmak istiyorum, karşıma çıkan bütün zorluklara veya durumlara her daim pozitif bir bakış açısıyla yaklaştım. Hiçbir zaman bir kişi için kötü niyetli düşünemedim. Her daim kendimce varsaydığım “Kötü niyeti yoktur, kötü bir niyetle yapmamıştır, durum o kadar da iç karartıcı değildir, gençlikte hata yapılır, mutlaka bir açıklaması vardır, yalan söylememiştir, beni aldatmamıştır, ben ona güveniyorum, mutlaka bu yaptığının bir açıklaması vardır” şeklinde oldu düşüncelerim. Yani olana rağmen varsaymaktaydım. Hem de en iyi olan yönünden. En kötü durum ile karşılaştığımda bile “Bunu bana nasıl yaptın?” diye sormak aklımdan bile geçmiyordu, “Vardır bir bildiği” diye düşündüm hep…

Peki şimdi kendime sormak istiyorum:Bu şekilde varsaymak doğru mu? Aslında kendimce geliştirmem gereken bir zayıflık değil mi? Karşımdaki kişiye, herhangi bir varsayımda bulunmadan önce, neden böyle bir şeye ihtiyaç duyduğunu, yaptığı şeyi neden yaptığını veya neden yalan söylediğini veya neden kötü niyetle düşündüğünü veya neden bu şekilde davrandığını sorup gerçeği duymak neden benim için bu kadar zor? Her şeyi, her daim pozitif yönden görmek uzun vadede doğru mu? Yani yüzleşmek gereken şey ile o an yüzleşmeyip, iyiyi düşünüp, bu olayın daha fazla büyümesine veya meselenin daha da kötü bir hale gelmesine zaman tanımak ne kadar doğru?

İşte ben de bu zayıf yönümü geliştirmek üzere son dönemde birçok açıdan kendimle savaş halindeyim. Artık boşlukları doldurmuyorum. Artık başkasının herhangi bir hareketini her daim iyi düşünerek karşılamıyorum. Sadece durup izliyorum, herhangi bir varsayımda bulunmadan, herhangi bir boşluğu o kişi adına doldurmaya çalışmadan, o kişi için o harekete dahil olmadan… Nötr ve tarafsız kalarak…

Hepimizin farklı zayıf ve güçlü yönleri var. Bazılarımız dürüst, bazılarımız yalan söylemeden duramıyor, bazılarımız çok endişeli, bazılarımız çalışkan, bazılarımız risk almayı seviyor, bazılarımız durgun sularda yol almaktan yana, bazılarımız çok iyi iletişimci, bazılarımız çok iyi strateji kurmakta, bazılarımız çok iyi bir dost ve bazlarımız kendini çok iyi ifade edebiliyor…

Sun Tzu’nun ifade ettiği gibi, tüm bu yönlere hakim olmak bizi hayata karşı cennetten çıkma bir kumandan yapabilir, yeter ki zayıf yönlerimizi de güçlü yönlerimiz kadar açık bir şekilde ve samimiyetle görebilecek cesaretimiz olsun!

İlginizi çekebilir: Hayat sanatı 3: Hayata yaydığımız enerjiyi değiştirmek mümkün mü?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale