X

Hayat motivasyonuna dair: Hayatı reddediyorsan, kendini reddediyorsun!

Çok yakın bir arkadaşımla çok keyifli, şen şakrak geçen iki günün ardından eve dönüş yoluna geçmiştim. Tek başımaydım. Aklımda canıma sıkan da hiçbir şey yoktu yola çıktığımda. Müzik eşliğinde yol alırken içimi bir hüzün kapladı. Kalbimdeki hüznü yoğunca hissediyordum. “Ne oldu, neden böyle oldum şimdi, of ne gerek vardı durup dururken, saçmalama Gamze, haydi devam et” gibi sorgulamalara, yargılamalara girmeden kabul ettim olanı. “Tamam şu an hissettiğim bu ve izin veriyorum” diye kendime yumuşacık ve şefkatli davranarak gözyaşlarıma izin verdim. “Tamam yeter bu kadar!” diye sınır da koymadım. Neredeyse 40 dakika boyunca bu şekilde kullandım arabayı ve sonunda kendiliğimden sakinleştim ve her şey bittiğinde kalbim daha da yumuşak ve daha da şefkat doluydu hayata ve kendime karşı. Rahatlamıştım. Hatta sanki kendime verdiğim bu izinle şifalanmıştım.

Reddediyorsan hayatı, aslında kendini reddediyorsun. Görmezden gelirsen, aslında kendini görmezden geliyorsun.

Eve girdiğimde hemen defterime kalemime koştum. İçimde neler olup bittiğini anlamam için en iyi araçlarım onlar benim. Yazdıklarımın nereye gideceğini bile bilmeden bir cümle ile başlıyorum o anki hislerime istinaden. Sonra da gerisini sanki kalem getiriyor benden bağımsız bir şekilde. Hiçbir şey düşünmeden sadece yazıyorum. Nefes almadan. Zaten sonra dönüp okuduğumda görüyorum içimde neler olup bittiğini, neleri kapattığımı, neleri sakladığımı kendimden bile. Ama defterim ve kalemim asla saklamama izin vermiyor. “Dışarı çıksın ki birikmesin, üzerinden aksın gitsin ki hafif olasın” der gibiler. Benim kendimi anlama yöntemlerimin en büyüğü yazmak. Bunu hepinize tüm kalbimle tavsiye ederim.

31 Ağustos perşembe günü saat 16:04’te dökülen ilk cümle şu oldu benden çıkan: “Hayat devam ediyor”…

Ve ardı yine çorap söküğü gibi geldi. Aslında kendi defterime, kendime yazdığım bir yazıydı fakat bitirdiğimde hayata başka bir pencere açılmıştı benim için sanki. Bu sebeptendir ki hepinizle paylaşmak istedim belki birilerine daha faydası dokunur diye. Aşağıda okuyacaklarınız aslında benim tamamen kendimle olan diyaloğumdur. Bana olduğu gibi ihtiyacı olanların ihtiyaçlarını karşılaması dileğiyle…

Hayatı her haliyle kabul ediyor muyuz?

“Hayat devam ediyor. Karşı koymuyorum. Artık ne gelirse ona izin vermeyi öğreniyorum. Hakkım var. Mutluluk gibi üzülmeye de hakkım var. Öfkeye, hüzne hak tanımamak ne büyük haksızlık aslında. Onları reddetmek en büyük acı. Hatta korkaklık da diyebilir miyiz? Diyebiliriz sanırsam ki. Onları reddetmek insan olmayı reddetmek, hayatı reddetmek gibi. Çünkü aslında onlar da hayatın içinde, hayata dair değil mi? Hayat o sırada da ağlarken gözyaşında var ediyor aslında kendisini. Şu an yazarken anlıyorum ki onları da olduğu/geldiği gibi kabul etmek olgunluk olan. Diğer türlü; sırf mutluluk isterim diye bağrışan küçük, şımarık çocuklar gibiyiz hepimiz.

Sevgi ve acı aynı kazağın yarısının pembe diğer yarısının da mavi olması gibi. Ben sadece tek tarafı giyeceğim diyebilir miyiz? E dersek çıplak kalmaz mıyız? Üşürüz. O boşluk, hissizlik üşütür. Sonrasında hasta bile eder. Kendimize bu kadar iyi bakmaya çalışırken acıyı, hüznü reddederek kendimizi hasta ediyoruz aslında. Hayatın her halinde var olmasına izin vermiyoruz. O zaman o bizi her halimizle niçin kabul etsin?

Haksızlık ediyoruz hayata. Sanki o da bize aynen cevap veriyor.

Haksızlık ediyoruz hayata. Sanki o da bize aynen cevap veriyor. Amacı kötü değil, kötü bir şey de yaptığı yok bakarsanız. Tek yaptığı bize; halimize, tavrımıza ayna tutmak. “Peki, diyor. O zaman buyur bu insanı” karşına seni olduğun gibi kabul etmeyen, karanlıklarını reddeden insanları getiriyor ve tam da hayatının ortasına yerleştiriyor. Şimdi anlıyorum…Ve sonrasında acı çekiyoruz değiştirilmeye çalışılırken, kalıplara sokulmaya çalışılırken başkaları tarafından. ‘Neden beni olduğum gibi kabul etmiyor?’ diye de üzülüyoruz. Hem de çok üzülüyoruz.

Aslında olan tamamen kendimizi yaşamamız. Biz hak veriyor muyuz hayatın karanlık tarafını var etmesine ki? Hayır. Kaçıyoruz.

Biz kendimiz daha karanlıklardan kaçarken başkalarının kabul etmesini nasıl bekliyoruz? O aynayı ilk kendimize çevireceğiz. Aynayı okuyacağız aslında. Yani karşımdakinin benim karanlıklarımı reddetmesine kızarken aslında durup uzaktan bakmak lazım duruma. Ben hayata nasıl davranıyorum ki böyle bir tavırla karşılaşıyorum? Aslında tamamen, birebir yansıma. Ne eksik, ne fazla.

Ben kendimi olduğum gibi kabul etme yolundayım. Bu, sözle anlatılacak bir şey değil. “Ben kendimi olduğum gibi kabul ediyorum” demekle olmuyor. Hayat, laftan çok davranıştan, hareketten anlıyor. Onun da konuşma dili eylem.

O zaman hak tanıyalım hayata. O her halinde var. Aynı bizim gibi. Reddediyorsan hayatı, aslında kendini reddediyorsun. Görmezden gelirsen, aslında kendini görmezden geliyorsun. Her hareketimiz, tutumumuz dönüp dolaşıp bize geliyor. O zaman kabul. Yukarıdakinin her verdiğine kabul.

Zorlanıyoruz ona da kabul. Ama başka yolu yok. Zorlanmazsak, güzel şeylerin kıymetini nasıl anlayacağız? Sıradanlaştırmayacak mıyız? E her şey sıradanlaşırsa hayattan keyif nasıl alacağız? Neden yaşıyor olacağız? Hayata karşı motivasyonumuz, hevesimiz ne olacak? Allah’ım görebildiğim, farkına varabildiğim her şey için şükürler olsun. Tüm bu farkındalıkları, bilgileri hayatın içinde yumuşacık yaşamak dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Hayatınız boyunca en çok peşinden gitmeniz gereken soru: Ben bu hayatta ne istiyorum?

Yazarın diğer yazıları için tıklayın. Yazarın diğer yazıları için tıklayın. 

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale