X

Eskiler, bardak altlıkları, yaşama saygı: Hayat kaçırdıklarımızla değil, yaşadıklarımızla dolmalı

Eski eşyalar, eski arkadaşlıklar, eski dostlar, eski anılar, tüm yaşanmışlıklar…

Günümüzün teknoloji dünyasında telefonlarımız, bilgisayarlarımız, adeta elimiz ayağımız. Her şeyimiz bu cihazların içinde. Ve eskiye göre çok daha narin, çok daha kırılgan oldukları kesin.

Sevgili bilgisayarımın ansızın donup kalması ile küçük çaplı bir krizin ardından eski bilgisayarım geldi aklıma; üniversitenin başından sonuna kadar kullandığım ve çok yavaşladığı için sonunda değiştirmek zorunda kaldığım, çok güzel anılarımı saklayan fotoğraflarımın da içinde olduğu.

Eski tip bilgisayarları hatırlarsınız, kocaman bir bataryaları olurdu, donup kaldı mı, bir arıza oldu mu, kapatıp açmak yetmedi mi, o bataryayı çıkarır yeniden takardık ve hop hemen düzelir, hiçbir şey olmamış gibi çalışmaya devam ederdi.

Şimdi daha ince, daha küçük, daha hassas olan bu bilgisayarımın öyle çıkarabileceğim bir bataryası yok. İşin ilginci insan ihtiyacı olana kadar da fark etmiyormuş. Dakikalarca baktım sağına soluna neresini çıkarsam da resetlese kendini diye, yok. Çok da teknolojiden anlayan bir insan değilim, kapatma düğmesine defalarca basılı tutup açılmasını umut ettim kriz esnasında. Neyse ki normale döndü.

Ama konu burada kapanmadı tahmin edersiniz ki. Ah dedim keşke bir bataryası olsaydı… Öyle deyince de eski bilgisayarımı, üniversite anılarımı, üniversiteden mezun olduktan bugüne kadar geçen yıllarımı anımsadım birden. Biraz sakinleşeyim şu bilgisayar krizini atlatayım diye telefonumdaki eski fotoğrafları, videoları temizleyeyim, oyalanayım dedim. Ne anılar, ne anılar…

Bazı fotoğrafları gördükçe o gün yaşadıklarımı hatırladım dakikası dakikasına. Yanımdaki arkadaşlarımı, neler yaptığımızı, neler konuştuğumuzu, şimdi nerede olduğumuzu, en son ne zaman görüştüğümüzü, artık görüş(e)mediğimizi… Eşimle gittiğimiz yerleri, gitsek mi gitmesek mi diye çok kararsız kalıp çıktığımız tatilleri, yemek yediğimiz mekanları, aldığımız eşyaları… Hepsini duyguları ile birlikte hatırladım. Ve hatrı sayılır pişmanlıkları olan bir insan olsam da hepsini gördükçe ‘iyi ki’ dedim. İyi ki gitmişiz, iyi ki almışız, iyi ki yapmışız dedim. Arkadaşlarımla olan anılarım için de aynılarını söyledim.

Mesela fotoğrafların arasında seneler seneler öncesinden arkadaşlarımızla çok zor bir araya gelip planladığımız hafta sonundan bir kareye denk geldim. Hepimizin işleri çok yoğundu, defalarca iptal etmek zorunda kalmıştık buluşmamızı, hiçbirimizin arabası yoktu, hepimiz farklı şehirlerdeydik -aynı şehirde olsak da çok uzak semtlerdeydik- önceliklerimiz, meşguliyetlerimiz çok farklıydı, bize uysa eşlerimize uymuyordu, kaç hafta, kaç ay, ertelemiştik ve sonrasında büyük buluşmayı gerçekleştirebilmiştik.

“Ne güzelmişiz ya” dedim içimden, ne kadar dertsiz, ne kadar tasasız, ne kadar mutlu duruyoruz o karenin içinde. Ama öncesi kaostu, çok net hatırlıyorum. Yine de o haftalarca yaşadığımız kaosun duygusunu değil, ‘nihayet’ buluşabilmiş olmamızın mutluluğunu hissettim içimde fotoğrafı görünce.

Benzer bir senaryoyu o kadar çok fotoğraf karesinde gördüm ki, yine de hissettiklerim hep olumluydu. Oysa ki çoğu anının içerisinde başka duygular da vardı. Kararsızlık, umutsuzluk, plansızlık, belirsizlik, daha birçok şey… Ama tüm bunlara rağmen her bir karede ‘iyi ki’ diyebildim. Ve şunu fark ettim, hani hep denir ya yıllar sonra yapmadığınız şeylerden dolayı, yaptıklarınızdan daha fazla pişman olacaksınız diye, doğru olsa gerek. Çünkü yıllar öyle de böyle de geçiyor, ben nasıl otuzu deviriyorum anlamadım bile, en azından ‘dolu dolu’ geçirmek için bir şeyler yapabilmeli insan. Ne olursa olsun. Hayal kırıklıkları yaşayacağını bilse de, kaybedeceğini bilse de, aklındakini, gönlündekini bulamayacağını bilse de, yapabilmeli. En azından denemeli. Yapmalı, yanılmalı, görmeli, ağlamalı, gülmeli, denemeli… O özel günlere sakladığı elbisesini giymeli, evde de olsa sadece kendine aynada daha iyi görünmek için kırmızı rujunu sürebilmeli, o çok istediği tatil planını yapabilmeli, arkadaşlarıyla bir hafta sonu kaçamağı ayarlayabilmeli -zamanı olmasa da, başka işleri olsa da, yorgun hissetse de, para hesabı yapsa da, başkaları hayır dese de, şüphe duysa da, tüm şartlar olgunlaşmasa da- yapmalı, görmeli, yaşamalı, denemeli. En fazla ne olur ki? Ertesi gün yorulursan, bir gün uykusuz kalır sonra dinlenirsin. Hesap bakiyen eksiye inerse, sonraki ay harcamaz toparlarsın. Diğer işlerin yarım kalırsa, biraz fazladan çalışır yetiştirirsin. Yaparsın, yani yaparız, dağıtırsak toplarız. Ama dağıtmaya bu kadar gönülsüz olursak, her şey toplu olsa da gönlümüz hoş olmaz.

Biraz dağıtmak lazım, hep olmasa da, bazen. Bazen düşünmeden, plan yapmadan, hesapsız kitapsız o yola çıkmalı insan, ‘yaşamalı’.

Yeni evimize taşınalı birkaç ay oldu, çok da eşya insanı olmadığımızdan yeni eve yeni eşya almadık gibi bir şey. Birkaç parça gerekli eşya ve bir iki küçük ıvır zıvır almıştık o kadar. O ıvır zıvırlardan biri de çok beğendiğim altılı bardak altlığı setiydi. Ama o kadar çok sevmiştim ki kullanılmasın diye bir köşeye kaldırdım biblo gibi; aslında ‘dağılmasın’ diye. Eşim de bunu fark etmiş ve geçen gün durup dururken ‘senin yaşamaya saygım yok’ dedi bana, sebebi ise bardak altlıklarını kullanmamammış.

“Bunların bir amacı var, bunlar kullanılmak için, bırak eskisin” deyip duruyordu. E, haklı tabi… Bir şey diyemedim. “Ama çok sevmiştim, kıyamıyorum” gibi bir şeyler geveledim. Onun için önemli değildi elbette, söyledi ve geçti gitti, bardak altıklarına da dokunmadı bile. Çünkü asıl mesele o bardak altlıklarının kullanılmaması değil, benim yaşama(ma)ya bu denli direnmem. Bu bir örnek olsa da emsalleri çok bizim evde ve benim hayatımda.

Haklıydı.

İnsan bir şeylerin bu denli içindeyken fark etmiyor ne yaptığını, ne yapmadığını. Ama dışarıdan bakmayı hatırladığında (ya da biri ona hatırlattığında) fark ediyor, neleri kaçırdığını. Oysa ki kaçırmamak lazım hayatı. O bardak altlıklarını kullanmak, kıyamadığın kokulu mumu yakmak, özel günlere sakladığın elbiseyi giymek, uykusuz kalıp eğlenmeye gitmek, o tatil planını yapmak lazım. Çünkü hayat, kaçırdıklarımızla değil, yaşadıklarımızla dolmalı.

Bir bilgisayardan, bir bataryadan, konu nerelere geldi ama olsun, bazen o da lazım 🙂

İlginizi çekebilir: Birilerinin iyi niyet bekçisi olmak zorunda mıyız?

Ecem Şenyurd Efecan: Selam, ben Ecem! Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli özel kurumlarda çalışıp akademi özlemiyle soluğu yine üniversitede aldım, daha öğrenilecek çok şey vardı! Mindfulness üzerine tez yazıp 'an'da kalmayı hala başaramayan biri olarak insana iyi gelen ne varsa bulmaya, uygulamaya, hayatımın bir parçası haline getirmeye çalışıyorum. Tam bir kahve severim, günlük sınırsız doz alımıyla hayatımın olmazsa olmazı. Üretmeye bayılıyorum! :)

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale