Hayallerini yaşayanların alet çantası 1: Akış ve tutku

Hayal ettiği hayatı yaşayanları diğerlerinden ayıran nedir?
Akışta yaşamak ne demektir, nasıl mümkün olur?
Her insanın bir tutkusu var mıdır gerçekten? Tutkumuzu nasıl bulabiliriz?
Nereden, nasıl başlamalıyız?

Aklınız bu sorularla meşgulse lütfen öncelikle bir anlığına her şeyi bırakın arkanıza yaslanın, derin bir nefes alıp yavaşça verin ve kendinizi yürekten kutlayın. Dünyada görmek istediğimiz değişimi bu soruları soran insanlar yaratıyor. Siz de onlardan birisiniz. Şikayet etmek, suçlamak ve yargılamak yerine ışığınızı parlatmanın arayışı içindesiniz. Siz parladıkça, onlarca insanın da kendi ışığını keşfetmesine ilham oluyorsunuz. Bu, onlara ne yapmaları gerektiğini söylediğinizde değil (bu sadece direnç yaratır) siz her gün daha çok kendiniz oldukça gerçekleşiyor. Sonra onlar da ışıklarını kendi çevrelerine yayıyor. İşte böyle çoğalıyoruz.

Kendinizi tebrik edin lütfen çünkü pes etmiyorsunuz. Ülkemizi ve dünyayı zorlayan tüm akıl almaz gelişmelere rağmen umut etmekten, yeni yollar aramaktan vazgeçmiyorsunuz. Tam da bu değil mi bizi insan yapan?

Bilim insanları tüm canlılar içinde adaptasyon kabiliyeti en yüksek türün insan olduğunu söylüyor. Bir kutup ayısı tropik iklimde yaşayamıyor ya da her bitki her ortamda canlı kalamıyor. Ancak, insan her koşulda ve şartta yaşamanın bir yolunu bulabiliyor. Pes etmeden daha iyi yaşamanın yollarını arayanlar zorlu şartlardan güçlenerek çıkıyor.

İyi bir yaşam hayaliyle yanıp tutuşan, çabalayan, zorluklarda yoluna devam eden, öğrenen, deneyen, paylaşan, hatalar yapan, düşen ve yeniden kalkan, düşüp kalkamadığında sabreden, arkadaşının başarısından zevk duyan, cankulağıyla dinleyen, destekleyen, yol açan, alan tutan, risk alan… herkese kalpten teşekkürler. İyi ki varsınız, iyi ki varız.

Etkinizi fark edin lütfen. Bir kişi bile olsa kutlayın. Bazen sadece bir kişiye ulaşmak yeterlidir.

Yeni bir seneye başlamaya sayılı günler kaldı. Kalbinize kulak verdiniz mi? Neyin hayaliyle yanıp tutuşuyor? Belki de bir yanınız bunun çılgınca olduğunu düşünüp yok saymaya çabalıyor ama diğer yanınız o kadar iyi biliyor ki gerçek olabileceğini… Ve işte bu bilen yanınız hayal etmekten alıkoyamıyor kendini.

Bu yazı dizisinde hayallerini yaşayanların alet çantasını aralıyoruz. Karşımıza ilk çıkanlar tutku ve akış oluyor. Şimdi hadi gelin bu ikiliye daha yakından bakalım. Serinin diğer yazıları da bu hafta yayında olacak. Lütfen takipte kalın.

Şimdi hayalinize bir olta atın lütfen. Onu yavaş yavaş kendimize çekeceğiz ve yazının sonunda ona biraz daha yaklaşmış olacağız.

Tutku, eylem gerektirir.

Tutku duyduğumuz şeyleri yapmaktan keyif alırız. Ancak gerçek şu ki insanların büyük bir çoğunluğu neye tutku duyduğunu bilmiyor. Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma 12-26 yaş grubundaki gençlerin sadece beşte birinin hayatta neyi neden başarmak istediğiyle ilgili net bir görüşü olduğunu buldu. Peki, neye tutku duyduğumuzu bilmemiz mi gerekir, yoksa tutku keşfederek açığa çıkartılmayı mı bekler? Araştırmalar çoğu insan için tutkunun bir şeyi deneyip, onu sevdiğini keşfedip, uzmanlık geliştirdikten sonra oluştuğunu söylüyor. Yani, aslında çoğu zaman neye tutku duyduğumuzu bilmiyor olmamız doğal çünkü tutku, bir arayışın sonucu olarak açığa çıkıyor. Tutku, eylem gerektiriyor. O zaman neye tutku duyduğunu bilmeyen insanlar gerçekten inandıkları gibi şanssız mıdır? Yoksa bu sadece yeterince denemediklerini mi gösterir?

İpucu: Tutkunuzu keşfetmek için en çok kıskandıklarınıza yakından bakmanızı öneririm. Sizde açığa çıkarttığı o ateşli duygunun içinde kalın. Bırakın kıskançlık yaksın içinizi. Duygudan çıkmak, kaçıp kurtulmak, tepki vermek yerine bu sefer sadece hissetmeyi araştırın ve görmek için bakın. Tam olarak nedir içinizi böylesine yakan? Neye ihtiyacınız var? Neyin özlemini çekiyorsunuz?

Açığa çıkan içgörülere güvenin ve bir deftere not alın. Bu pratiği 7 gün boyunca tekrarlayın. Her seferinde açığa çıkanları deftere kaydedin. 7. günün sonuna kadar yazdıklarınızı okumayın. Süre tamamlandığında hepsini okuyun ve birden fazla kez yenilediğiniz unsurlara dikkat edin. Aradığınızı orada bulabilirsiniz. Eğer bu pratik sizi zorluyor ve duygunuzla yüzleşmek için desteğe ihtiyaç duyuyorsanız bir uzmandan yardım almayı araştırabilirsiniz.

Akış bir tesadüf değil, varoluş halidir.

Akış, zamanın durduğu, kendimizi bütünüyle yapmakta olduğumuz eyleme verdiğimiz, çok kolay olduğu için sıkıcı olmayan veya zor geldiği için bizi yıpratmayan bir varoluş halidir. 1970’lerden beri bu konuda araştırma yapan Profesör Mihaly Csikszentmihalyi, rahiplerden sanatçılara kadar 8000’in üzerinde insanla yaptığı görüşmeler sonucunda akışı böyle tanımlıyor.

Bi çoğumuz bu hali zaman zaman yaşamışızdır. Ancak, tam olarak nasıl ve neyin sonucu açığa çıktığını bilmediğimiz için çoğumuzun rastlantısal olarak gördüğü bir deneyim olabilir. Akış, kişiseldir. Birileri resim yaparken akıştadır, bir diğeri makine tamir ederken. Birimize sıkıcı gelen, diğeri için tamamen heyecan dolu olabilir. Hepsinde ortak olan, akışın bize oyun gibi gelen deneyimlerde ortaya çıkmasıdır. Oyun, yaptığımız şeye kendimizi tam olarak ve neşe ile verdiğimizde kendiliğinden oluşur. Akıştayken, tüm varlığımızla yaptığımız şeyin ta kendisi oluruz. Zaman kaybolur. Aşık olmak gibidir.

Ben bu deneyimi yaşamla uyumlanmak olarak yorumluyorum. Dirençlerimizden bir süreliğine soyunup kendimizi su gibi akan yaşam pınarına bırakıyoruz. Akıştayken endişe içinde olmaz, yorulmaz ve tükenmeyiz. Aksine çalıştıkça enerjiyle dolarız.

İpucu: İşten ilişkilere kadar tüm yaşam alanlarımızda akışta olsak yaşamımız neye benzerdi? Sabahları nasıl uyanır, ilk ne yapardık? Günlerimiz nasıl geçerdi? Nelerle uğraşırdık? Bu soruları kendinize sormak ister misiniz? Cevapların en görünür olduğu yer beyaz kağıtlardır. Yapmanız gereken tek şey, bir kalemi kağıtla buluşturmak ve cevapların su gibi akışını izlemek. (İlk seferde olmazsa denemeye devam edin. Cevaplar akmıyorsa siz bırakmadığınız içindir.)

Peki, tutku dolu ve akışta bir yaşam gerçekten mümkün mü? Evet!

Son yıllarda hayal ettiği hayatı yaşayan insan sayısı giderek çoğalıyor çünkü hayallerimizi nasıl gerçekleştirebileceğimiz artık bir sır olmaktan çıktı. Yapmamız gereken yaratımın doğasını keşfetmek ve adım adım hayallerimizin yolunda yürümek.

Başlamak için hazır olmayı beklemeyin.

Başlamak için ihtiyaç duyduğumuz şey o ilk adımı atmaktır. Bu adımı ne zaman atarsak atalım şu anda olduğumuz yerden başlayacağız. Başlamak için hazır olmayı beklemek zamanı ötelemekten başka bir işe yaramaz. Yola çıkmadan olasılıkları görmek çoğunlukla mümkün olmaz. Hepsi yolda açığa çıkar. Olasılıklar ve mucizeler sadece yolda olanlara görünür.

“Ben de artık yola çıkmak istiyorum!” diyenler için bir müjdem var. 27 Aralık’ta bir Online Yaratım Atölyesi düzenliyorum. Başlamak için ihtiyaç duyduğunuz tüm yönlendirmeyi bu atölyede bulacaksınız. Dahası, takip eden 1 hafta boyunca sizi yolunuzda destekleyeceğim. Atölye detaylarını aşağıda bulabilirsiniz. Sorularınız ve kayıt için lütfen benimle iletişime geçin: [email protected]. Hakkımda daha fazla bilgi için www.digdemgirici.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

2022 Yaratım Atölyesi

Nedir şu yaratıcılık dedikleri? Her insan yaratıcı mıdır?
Hayal ettiklerini yaşayanları diğerlerinden ayıran nedir?

Her insan yaratıcıdır. Ancak, içinde bulunduğumuz zamanda yaratıcı olmakla ilgili pek çok yanlış inanç var. Bu nedenle, çoğumuz yaratıcılığı sanatçılara özgü bir yetenek gibi görüyoruz. Halbuki yemek yemekten bir arkadaş sohbetine kadar her şey yaratıcı hale gelebilir.

Yaratıcılık her insanın doğuştan sahip olduğu bir güçtür. İhtiyacımız olan, bu gücü hissetmek için yardımcı araçlarla tanışmak ve yaratım sürecinin nasıl işlediğini öğrenmektir.

2,5 saatlik bu buluşmada yaratıcı doğamızı tanıyacak ve hayal ettiklerimizi yaratabilmek için nasıl bir yol izlememiz gerektiğini keyifli ve ilham dolu bir sohbet ortamında keşfedeceğiz. Birlikte vizyon panolarımızı hazırlayacağız ve vizyon panosunun neden bu kadar önemli ve gerekli olduğunu kavrayacağız.

“İnşallah bu sene olur!” demenin bir değişim yaratmadığını fark etmiş ve artık harekete geçmek isteyen herkes katılabilir.
Geleceğe yön vermeye var mısınız?

Program detayları:

27 Aralık 2021, 20:00 – 22:30
Online (Zoom)

Takvim

  • Yaratımın Doğası ve Formülü
  • Yaratım Araçları
  • 2022 Vizyon Panosu (renkli kalemler, fotoğraf ve resimlerle birlikte üretiyoruz)

*Atölye sonrasında online grup üzerinden 1 hafta boyunca sorularınıza cevap vererek sizi destekleyeceğim.

İlginizi çekebilir: Duygular vs. düşünceler: Duygular sözlüğü ve duygu sandığımız düşünceler

Diğdem Girici Yoga Eğitmeni
İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı ... Devam