X

Hayallerin için harekete geç çünkü kimse gelmeyecek

Bir ara harekete geçmekle ilgili büyük bir problem yaşıyordum. Özellikle tek başınıza yaşıyor ve kendi işinizi yapıyorsanız, yani başınızda “Hadi kalk!” diyecek biri veya uymanız gereken bir çalışma disiplini veya yapmak zorunda olduğunuz bir şey yoksa her gün yataktan kalkıp sadece ve tamamen kendi iyiliğiniz ve kendi işiniz için bi şeyler yapmak öyle zor oluyor ki…

Şimdi fark ediyorum, birçok insan “Spora gidemiyorum, doğa yürüyüşü yapamıyorum, okumak istediğim kitaplar, izlemek istediğim filmler birikti, yakın yerlerde gezip görmek istediğim bir yerler var ama işimden dolayı ya da çocuklardan dolayı hiç zamanım yok” diyerek sıyrılıyorlar ve üstelik kendileri de bu yalana inanıp içleri rahat bir şekilde sevdikleri şeyleri bir kenara atabiliyorlar.

“Kendime ayıracak vaktim yok çünkü çok meşgulüm.”
“Neden?”
“Çünkü para kazanmam lazım, hayat mücadelesi.”

Oysa çok güzel bir bakış açısı der ki: “Hiç kimsenin zamanı yok değildir, bu bir öncelik meselesidir.”

Öyleyse buradan anlıyoruz ki harekete geçmek için birinci kural yapmak istediğimiz o şeyi önceliğimiz haline getirmek. Kendimizi önceliğimiz haline getirmek… Mutlu bir yaşamı önceliğimiz haline getirmek…

Hah! Tam da buradan sonra başlıyor zaten benim de hikayem, benim zaten gidecek bir işim ya da evde bana “Hadi kalk!” diyecek kimsem yok. Dolayısıyla tüm günün tüm saatleri, tüm dakikaları benim… Üstelik kendi işimde, eğer çalışırsam para kazanıyorum, çalışmazsam para kazanmıyorum. Tek başıma yaşıyorum yani, düşünün.

Birinci sorum: Her gün çalışmak için motivasyonunuz ne olurdu?

Kiranızı, faturalarınızı ödemek, öncelikle yaşamanız için gereken parayı kazanmak… Bu mecburi… Peki ya 1 ay işleriniz çok güzel gitti, e malum belirli bir geliriniz yok, artabilir, azalabilir… Ve diyelim ki 1 aylık mecburi ihtiyacınızdan fazla kazandınız… Yani 1 ayda belki 4, 5 ay boyunca tüm geçiminizi sağlayacak parayı kazandınız diyelim. İşte o zaman her gün yataktan kalkmak için motivasyonunuz ne olurdu?

O zaman sevdiğiniz ve her gün yapmaktan bıkmadığınız bir işiniz olmalı ama mecbur da değilsiniz. İnsan ne kadar severse sevsin her gün aynı hobilerini yapar mı? Cevap hayır.

Bu durumda hayalleriniz girer devreye sizi harekete geçirmek için. Hayalleriniz diyorum, ey hem başka kurumlarda birlikte çalışan, hem de tek başına kendi işini yapan güzel insanlar! Her gün harekete geçmek için, amacınız para kazanmanın ötesine geçtiğinde, işte o an yaratım başlar. Gerçekten yaşamak o an başlar.

“Yaşam mücadelesi”dir bizi gerçekten yaşamaktan, hayallerimizden koparan… Hayallerimiz hep hayaldir zaten, uzaktadır… Hayal dediğin zaten gerçekleşmeyen şeydir tanımımızda.

Oysa öyle bir zaman geliyor ki yaşamın amacının yaşam mücadelesinden öte olduğunu kavrıyor ve o an hayallerini yeniden hatırlamaya başlıyorsun.
Bu güzel bir zamandır.
Sahi benim hayalim neydi? Benim doğuştan getirdiğim yeteneklerim neler? Ben aynı anda hem keyif alabileceğim hem de fayda sağlayan ne üretebiliyorum?

Bu sorular cevapsız değil. Bu soruların cevapları içinde bir yerde sessizce duruyor, sen kulak verirsen o da sana ses veriyor ve buluşuyorsunuz kendinizle yeniden ve bu kez gerçekten.

Bu noktadan sonra ise harekete geçmek için tek bir şeyi hatırlaman gerekiyor: Senin hayallerini senden başka hiç kimse senin için gerçekleştirmeyecek. Gerçekleştiremez.

Tıpkı yaşam yolundaki tekamülümüz gibi, Üstad daima sadece yolu gösterendir, o yolu yürüyecek olan, o kapıdan içeri girecek olan SADECE SENSİN !

Hatırlıyorsun, senin senden başka kimsen yok hayatını yaşayacak. Bu senin hayatın! Yalnızca senin adımlarınla yürünecek bir yol. Yalnızca senin adımlarında anlam bulan bir yol. Her adımında etrafında çiçekler açıyor, manzara değişiyor, göreceksin. İnsanlar geliyor, geçiyor, kıyafetler, dekor değişiyor ve sen her adım attığında öğreniyor ve gelişiyorsun. Sensin senin nefesinin emanetçisi. Bu emanet sadece sana verildi!

Şimdi birkaç saniyeni ayırıp gözlerini kapat ve düşün. Eğer hayatında para hiç sorun olmasaydı yaratmak isteyeceğin hayat neye benzerdi? Sen kim olurdun, nerede ne yapıyor olurdun ve bunları yaparken nasıl hissederdin?

Bütün hayallerini gerçekleştirmek için hiç kimse gelmeyecek. Yalnızca SEN onları gerçek yapabilirsin!

Ben Dilek Cantimur, Theta Healing ve meditasyon eğitmeniyim, eğer bu yolda biraz desteğe ihtiyacın varsa yardım etmek için her zaman buradayım. Eğer hayallerini gerçekleştirmenin önünde bilinçaltı blokajların olduğunu düşünüyorsan, bunların sana engel olmasına izin vermemeyi seçebilirsin. Bilinçaltı her zaman yeniden programlanabilir. Eğer bu yazı sana bir nebze olsun hayatını eline alma ve harekete geçme şevki verdiyse bu sevgiyi benimle paylaşmandan mutluluk duyarım.

Instagram adresim: @dilekcantimur_theta

Daima gerçekte buluşmak üzere, sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Kaliteli bir hayatın sırrı: Kendiniz için yaşamanın getirdiği özgürlük

Dilek Cantimur: Dilek Cantimur, 20 Kasım 1988, İstanbul doğumluyum. 2011 yılında Yeditepe Üniversitesi Uluslararası Finans bölümünü burslu okuyup onur derecesiyle mezun olduktan sonra 5 yıl finans sektöründe çalıştım, fakat daha sonra “özümü gerçekleştirebilme yolumun” bu olmadığını fark ettiğimde bu illüzyona bir son verip Özüme Ait olan Hayatı inşa etmeye başladım. Hem aldığım tüm meditasyon ve enerji eğitimlerinden hem de yüksek lisans eğitimim süresinde edindiğim bilimsel gerçekler neticesinde öğrendim ki Her Problem ve Hastalık ilk önce İnsanın kendi Zihninde yaratılıyor. Şimdi terapilerimde bu zihinsel nedenlerin keşfedilmesi, bilinçaltı blokajlarının dönüştürülmesi konusunda en etkili yöntem olan Theta Healing terapisini uyguluyorum ve bir de günlük hayatlarında uygulayabilecekleri basit fakat çok etkili 7 derslik Meditasyon programları sunuyorum. Ve hayallerimden birinin tezahürü olarak kurduğum “CreatinggrounD” merkezinde farkındalığa hizmet eden birbirinden farklı ve değerli etkinlikler düzenliyorum. Bütünün hayrına… Aşkla.
İlgili Makale