Sevgi, sıcaklık, duygusal destek, bağlılık… Romantik ilişkilerden beklentinizin ne olduğunu ya da hayallerinizdeki ilişkinin neye benzediğini hiç düşünmüş müydünüz? Karşılıksız sevgiyi deneyimlemek, kimsenin bilmediği yönlerimizi tüm gerçekliğiyle başka birine açabilmek, birinin yanında kendimiz olabilmek ya da yaptığımız hataların anlayışla karşılanması pek çoğumuzun romantik ilişkiden aldığı tatminin en önemli sebepleri arasında. Ancak daha da derinlerde, kurduğumuz tüm yakın ilişkilerde olduğu gibi hepimiz bazı ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için başka biriyle ilişkileniyoruz. Hayallerimizdeki partneri ya da ilişkiyi ararken, karşımızdaki kişinin ve yaşayacağımız ilişkinin hayatımızın eksik bir parçasını tamamlayacağına inanıyor, hayatımızda eksiklik olarak gördüğümüz şeyleri ve bu eksikliğin yarattığı duygusal boşlukları doldurmak için karşımızdaki kişiden medet umabiliyoruz. Ancak duygusal boşlukları doldurmak için başlayan ilişkiler genelde umduğumuz kadar uzun ömürlü olmuyor ve hayal kırıklığı yaşayabiliyoruz. Peki neden?
Duygusal boşluklarımızı neden ilişkiyle doldurmaya çalışırız?
“Duygusal boşluk hissi” genellikle çözümlenememiş, yarım kalmış meselelerin bir semptomu olarak ortaya çıkıyor. Geçmişte ebeveynlerinizle, kardeşlerinizle, arkadaşlarınızla ya da diğer romantik ilişkilerinizde bir yerde aldığınız duygusal bir yaranın hala kapanmadığına işaret ediyor. Olumsuz hislerin ya da içimizde kocaman bir boşluk varmış gibi hissettiren zorlayıcı duyguların kaynağına inmek çoğu zaman oldukça zorlayıcı ve hassas bir süreç olabiliyor. Dolayısıyla bu acı verici deneyimden uzaklaşmak için çoğu zaman inkar etme eğilimi gösterebiliyor, üzerinde çalışmak için terapiye başlayıp çok zorlandığımız için vazgeçebiliyor ya da çok daha basit ve kestirme bir yol olarak bu boşluğu dolduran; yaramıza yara bandı, derdimize derman, sorunumuza çözüm olan bir ‘dert ortağını’ o boşluğa adeta yamamaya çalışıyoruz.
Romantik bir partnerin hissettiğiniz duygusal boşluğu dolduracağı beklentisi kısa vadede karşılansa da, uzun vadede ilişkinin sonunu getirecek kadar ciddi problemlerin ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Bu boşluk hissinden sonsuza kadar kurtulmaksa ancak geçmişten bugüne taşıdığınız, çözülmemiş meselelerinizi keşfetmek; geçmişinizin hangi bölümünde, hangi ihtiyaçlarınızın, kimler tarafından karşılanmadığını araştırmak ve kendinizi iyileştirmek için çaba göstermekle mümkün.
İlginizi çekebilir: Boşluk hissi nedir: İçinizdeki boşluk hissini nasıl iyileştirebilirsiniz?
Duygusal bağımlılık ilişkiye nasıl zarar verir?
Duygusal destek elbette romantik ilişkinin yaşamımıza sağladığı en önemli katkılardan biri. Hayatın zorluklarıyla ve stresiyle baş etmeye çalışırken sorunlarınızı dinleyen, sizinle birlikte çözüm üretmeye çalışan, maddi ve manevi tüm kaynaklarını sizinle paylaşan birinin olması, en önemlisi de deneyimlediğiniz duyguları onaylayarak sizi rahatlatabilmesi ilişkinin en önemli getirileri arasında. Ancak ilişkideki tüm beklentinizi duygusal boşluklarınızın doldurulması üstüne kurmaya başladığınızda, ilişkideki alma-verme dengesi bozulabiliyor ve tüm sorumluluğun tek tarafa yüklenmiş olması ilişkide tehlike sinyallerinin çalmasına zemin hazırlayabiliyor.
Özellikle uzun süreli ilişkilerde duygusal desteğe ihtiyacınız olduğu zamanlarda ilk olarak partnerinize yönelmeniz son derece normal. Bununla birlikte bu davranışı alışkanlık haline getirdiğinizde, yani tek başınıza duygu düzenleme becerinizi köreltip yoğun duygularla baş başa kaldığınız her an bir yardım elinin uzanmasını ve hayatınızın sorumluluğunu üstlenmesini beklediğinizde bu duygusal destek duygusal bağımlılığa dönüşebilir. Tüm duygusal ihtiyaçlarınızı karşılamak için partnerinizden beklenti içine girdiğinizde, bu ihtiyaçları tek başınıza karşılama becerinizi, özgüveninizi, kendinize olan inancınızı, yeterlilik hissinizi ve öz saygınızı kaybedebilirsiniz. Peki bu noktada, siz kendiniz gibi duygularını kontrol edemeyen, kendi ihtiyaçlarını tanımayan ve nasıl karşılayacağını bilmeyen, özgüveni ve yaşam becerileri düşük, kendine inanmayan ve saygı duymayan biriyle ilişkinizi sürdürmek ister miydiniz?
Tüm bunlara ek olarak, yaşadığınız duygusal boşluğu doldurmak için bir ilişkiniz olmasını istediğinizi farkında olmadan karşınızdaki kişiye yansıtabilirsiniz. Bu durumun fark edilmesi, aranızdaki iletişimde güven eksikliği yaratacak ve karşınızdaki kişiye olan yaklaşımınız bir süre sonra samimiyetsiz ve yapay gelmeye başlayacaktır.
İlginizi çekebilir: Başkalarına olan bağımlılığınıza son vermek ve özgürlüğünüzü ilan etmek için izlemeniz gereken 3 adım
Duygusal boşlukları doldurmak üzere kurulan ilişkilerde en sık yapılan hatalar
Romantik bir ilişkiye başlamanın tüm duygusal ihtiyaçlarını karşılamasını bekleyen pek çok insanın yaptığı en yaygın hataları gelin yakından inceleyelim.
1. “İlişki sorunları” ile “kişisel sorunlar”ı birbirine karıştırmak
Anksiyete, stres, panik, üzüntü, depresyon… Yaşadığınız olumsuz duygu ya da duygusal boşluk olarak tanımladığınız şey hangi duygulara karşılık geliyorsa, yeni bir ilişkiye başlamak sizi bu duygulardan kısa süreliğine çok güzel uzaklaştırabilir. Ancak kış uykusuna yatan bu duyguların ilişkinin bir noktasında yeniden ortaya çıkması kaçınılmazdır. Tıpkı bozuk bir temel üzerine inşa edilmiş bir ev gibi, bir ilişkide de taraflardan herhangi biri duygusal sorunlarını görmezden geldiğinde, ilişki istikrarsız ilerler. Belki de insanların romantik ilişkilerde yaptığı en yaygın hatalardan biri, kendi sorunları, yani romantik ilişkileri başlamadan önce var olan sorunları için partnerlerini suçlamaktır.
Örneğin, birçok insan yalnız kalmaya tahammül edemediği için sağlıksız ilişkiler içinde kalır. Onlara göre yalnızlık sevilmediklerinin kanıtıdır. Ancak kendileriyle kurdukları ilişkiyi nasıl düzeltebileceklerini anlamak için çaba sarf etmek yerine, rahatlık duygusunu başkalarında aramayı tercih ederler. Dolayısıyla çok mutlu ve tatmin olmasalar bile, sırf kolay yoldan elde ettikleri bu güvenlik ve rahatlık hissini kaybetmemek için kendilerini sağlıksız ilişkilerin içine adeta hapsederler.
İlginizi çekebilir: Ruhsal sorunları olan biriyle sevgili olmanın 5 gerçeği
2. Yüksek beklentilerle karşı tarafa çok fazla sorumluluk yüklemek
Romantik ilişkilerimizden beklentimiz çoğu zaman, çocuklukta karşılanmamış olan ihtiyaçlarımızın karşılanmasıdır. Dolayısıyla bu beklentilerle herhangi bir ilişkiye başladığımız anda, partnerimizin tüm ihtiyaçlarımızı karşılayacağı yanılgısına düşebiliriz. Tıpkı ilgi ve sevgi için ağlayan küçük bir çocuk gibi, partnerimizin ebeveynlerimizin sağlayamadığı tüm ilgi ve sevgiyi bize vermesini isteyebiliriz. Ancak bu ‘ebeveynlik rolü’, partnerinizin kendisini taşıyabileceğinden fazla yük üstlenmiş gibi hissetmesine ve bunalmasına neden olabilir. Ona bu kadar fazla muhtaç olduğunuzu görmesi, omuzlarına çok fazla sorumluluk yükleyebilir ve ne kadar uğraşırsa uğraşsın sizi asla tatmin edemeyeceğini hissedebilir.
İlginizi çekebilir: İlişkilerdeki sessiz beklentilerin yükü: Beklentilerinizi açıkça dile getirin
3. Kronikleşen onaylanma ihtiyacı
Romantik bir ilişkinin içindeki iki kişinin birbirinden onay beklemesi son derece doğal. Yakın olduğumuz insanlar tarafından anlaşıldığımızı hissetmek, hepimizin en temel ihtiyacı. Bununla birlikte, kronik bir onaylanma ihtiyacı içinde olmak, bir ilişkiye kendi değerinizden çok daha fazla yer veriyor olduğunuzun göstergesi olabilir. Sınırsız bir onaylanma ihtiyacı, tıpkı gerçekçi olmayan beklentiler gibi karşı tarafa gereğinden fazla yük yükler ve partnerinizin attığı her adımda size hesap vermek zorundaymış gibi hissetmesine neden olarak aranızdaki bağı zayıflatabilir.
İlginizi çekebilir: Başkalarının onayına ihtiyaç duymamak için: Kendine karşı dürüst olabilmenin yolları
Romantik ilişkilerinizi ‘duygusal boşluklarınız’ üzerine inşa etmemek için dikkat etmeniz gerekenler
Tek başınıza mutlu olmadan başka biriyle mutlu olabilmeyi ya da kendinizin yıllarca çözemediği sorunları bir başkasının ‘sihirli değneğiyle’ bir anda çözmesini beklemek çoğu zaman hayal kırıklığıyla sonuçlanabilir. Dolayısıyla sağlıklı bir temel üstüne kurulmuş sağlıklı bir ilişki inşa edebilmenin ön koşulu, sizin kendinizle olan ilişkinizin sağlıklı olmasıyla mümkün.
1. Duygusal boşluğa düşmenize neden olan durumların izini sürün
Aradığınız ilişkiyi bulma sürecinde kendinizi daha güvende hissedebilmek ve ne istediğiniz konusunda kendinizden daha emin olabilmek için, karşınızdaki kişinin tamamlamasını beklediğiniz duygusal boşlukların ardındaki sebeplerin ne olduğuna odaklanmalısınız. Size kendinizi boşlukta ya da eksik olduğunuzu hissettiren durumların neler olduğuna odaklanmak, bu durumlarla tek başınıza başa çıkabilmek için gerekli olan adımları atmanız konusunda size yardımcı olacaktır.
İlginizi çekebilir: Zorlayıcı hislerle ve duygusal tetikleyicilerle baş etmenin yolları
2. Kendinizi koşulsuz sevmeyi ve şefkat göstermeyi öğrenin
Sizi boşlukta hissettiren durumları keşfettikten sonra izlemeniz gereken bir diğer adım, kendinizi sevmek ve olduğunuz gibi kabul etmek. Öz sevgi içsel huzuru, mutluluğu, kabullenişi beraberinde getiren ve başkalarına duyduğunuz bağımlılığı ortadan kaldırarak kendi kendine yetebilme hissini ortaya çıkaran bir duygu. Kendinizi sevebilmek ve kabullenebilmek için daha sık yalnız kalmalı, karar aşamalarında iç sesinizi dinlemeyi ve hislerinize güvenmeyi alışkanlık haline getirmelisiniz. Yoga, meditasyon, günlük yazmak, psikoterapi ya da kişisel farkındalık; içinize dönmenizi, kendinizi daha iyi tanımanızı ve daha fazla kendiniz olmanızı sağlayacak muhteşem araçlar.
İlginizi çekebilir: Öz şefkat: Benliği yargılamadan ve cezalandırmadan, şefkatle kucaklayabilmenin gücü
3. Kendinize güvenin
Kendinize güvendiğinizde ve kendinizden emin tavırlar sergilediğinizde, karşınızdaki kişiye yapıcı, samimi ve güvenilir olduğunuzun sinyallerini verirsiniz. Kendinizden emin olmanız, gerçekten ne istediğinizi bildiğinizi ve doğru kişiyle beraber olduğunuzdan şüphe duymadığınızı gösterecektir.
İlginizi çekebilir: Özgüveninizi yükseltmek için her gün bunları yapmaya özen gösterin
Size kendinizi daha iyi hissettirecek bir ilişki yaşamak istiyorsanız, öncelikle birey olarak kendinizi iyi hissetmeli ve mutlu olmalısınız. Kendi başınıza huzur, güç, mutluluk ve yeterlilik hissine ulaşabildiğinizi gördüğünüzde dışarıya olan bağımlılığınızın azaldığını ve ilişkiyi bir ihtiyaç olarak görmekten yavaş yavaş uzaklaştığınızı hissedeceksiniz.