X

Hayal kırıklıklarından ilişkide güvenmeye: “Yepyeni bir adım atmaya hazırım”

Kendime fazla güvenemiyorum… Bunu çok açıkça ifade etmek istiyorum bu yazımın ilk cümlesinde… “Neden?” diye soracak olursanız hayatımda bu başlıkta yazılan “hayal kırıklıkları” öyle bir ağırlığa sahip ki, bazen “Daha ne olabilir?” diye soruyorum hayata ve o bana öyle cevaplarla geliyor ki… Ben yeniden görüyorum, “Evet ben güvenemiyorum” diyorum kendi kendime. Aslında sözel olarak güveniyorum ama arka planda yine çok gizli kalmış noktalarda “mutlak” bir güvensizlik hakim…

Bu yüzden çokça kaçındığım bir konu hakkında yazabileyim (daha çok dertleşelim!) istiyorum bugün; ilişkilerde güvenmek… Aslında bunu öncelikle bir kişi ile bağdaştıracağız ve ertesinde “hayata güvenmek” ile birleştireceğiz. Bu ikisi oldukça paralel olan kavramlar… Şimdi güven nedir; neden güvenmemiz gerekir; güvenmiyorsak ilişkilerimizi nasıl etkiliyoruz ve güvenmek için ne yapabiliriz? Açıkçası “güven” neden bu derece önemli bir kavram?

Eğer bir ilişkide gerçekten kendimize güveniyor olsak, o diğer kişinin gizli kapaklı olarak farklı bir kişi ile birlikte olabileceği olasılığını yine hayalimizde tezahür edemezdik.

Öncelikle güvenmediğimiz durumu ele almak istiyorum. Genel olarak kadınlarımızda ve erkeklerimizde de çokça gözlemlediğimiz bir yaklaşımdır; başkası ile mesajlaşmak, konuşmak ve hatta normal arkadaş olmak “bile” fazla görülür ve problem sayılabilir. Peki, bir kadın veya erkek neden bizlerin bu ilişkilerimizi güvensizlik noktasında algılar, neden bunu hissederiz? Aslında çok basit bir cevabı vardır “diğer” kişiye yansıttığımız bu oluş kendimize olan “güvensizliğimizdir”.

Evet, yanlış okumadınız, kendimize güvenmiyoruzdur. Eğer bir ilişkide gerçekten kendimize güveniyor olsak, o diğer kişinin gizli kapaklı olarak farklı bir kişi ile birlikte olabileceği olasılığını yine hayalimizde tezahür edemez, bunu ona yükleyemez ve hatta bunu henüz yapmadığı bir durumda bile onu “suçlamaya” başlamazdık… Şunu diyebilirsiniz, fakat ya gerçekten açık açık böyle bir duruma eğilimi varsa veya gerçekleştiğini biliyorsak.

İşte bu nokta yine kendimize güvenimizin ortaya çıkması gereken yerdir. Bir “karar” vermemiz gerekir; ayrılmanın sorumluluğunu “alarak” ilişkiye veya evliliğe bir son verebiliriz veya bu sorumluluğu alamıyorsak kendimize has güvensizliklerimizle şiddeti artarak devam eden bir huzursuzluk seline kapılıveririz…

Peki, bir de güven tarafından bakalım, gözümüz kapalı güvendiğimizde, sorgulamadığımız, diğer kişinin kendimiz gibi kendisine “yapılmasını” kabul edemeyeceği bir şeyi bize de yapmayacağını tam olarak bildiğimizde, kısacası hayata ve bu ilişkiye güvendiğimizde ve aslında “kendimize” tam anlamıyla güvendiğimizde ne olur?
Bir ilişkiyi hızlıca sona götüren ve her iki tarafı yavaş yavaş parçalayan o “suçlamak”, “sen ve ben kavgasına girmek”, “diğeri ile olan” kavramını konuşma bile olsa da bir ilişkinin içine sokmak. Veya “ilişkiden zevk almaya odaklanmak yerine” ben ve sen “güçlüsün”, “kabahatlisin”, “yeterince iyi değilsin” gibi bir ilişkinin başlangıcında hiç ihtiyacımız olmadığının farkında olduğumuz fakat yavaş yavaş unuttuğumuz bu yıpratıcı döneme hiç ama hiç yaklaşmamış oluruz…

Aslında ortada ne tam bir suçlu ne de suçsuz olan vardır…

İşte güven faktörü, kullandığımız bir araç gibidir adeta. Güvenle gaza bastığımızda aslında zamanı gelince frene basabileceğimizi, bu ilişkide eğer kendimize uymayacak veya kişiliğimize zarar verebilecek bir şey olduğunda gerekli müdahaleyi yapacağımızı bilir, yolu suçlamayız. Fakat işte kendimize güvenmediğimizde (ve ilişkimize güvenmediğimiz ki bu genel olarak eşimize, erkek arkadaşımıza veya kız arkadaşımıza güvenmediğimiz anlamına gelir) gaza basmaktayızdır, fakat aracımızın yuvarlanmasından yolu suçlu tutarız… Aslında ortada ne tam bir suçlu ne de suçsuz olan vardır…

Bakın sevgili David Deida bizler için güzel eseri Yakın İlişki’de hayata ve ilişkiye güvenmenin önemini nasıl anlatıyor;

…Yaşamın dişil gücüne güvenmemiz gerektiğini öğrendiğimizde, bu enerjinin hiç plan yapmadan artık hayatımızın her alanına yayıldığını görebiliriz. Kaç tane önemli ilişkimiz tesadüfen buluşmalarla başlamıştır? Eğer tam anlamıyla güven olsa, güven ve hislerimizle tam olarak hareket etmeye başlasa hayatımız nasıl değişirdi? …Unutmayın: Hepimiz yaşamın bu dişil gücüne bağlıyız. O bize nefes aldırır, kalbimizin çarpmasını sağlar, vücudumuzu hareket ettirir. Evrende ve doğada yaşayan her şeye; rüzgara, akan suya, küçük böceklere, tohumlara, balıklara bile o enerji verir. İlişkilerimizde olduğu kadar kişisel sağlığımız da dişil gücü anlamaya bağlıdır. Bu dakikada rahatlamayı, nefes almayı ve akıntıda kalmayı öğreniriz.”

Hepimiz, hayatımız boyunca hayal kırıklığı olarak nitelendirebileceğimiz olaylar yaşadık, belki aldatıldık, belki sadece hiç istemesek de ayrılmak durumunda kaldık, bazen aldatmadık ama tam anlamıyla artık sevmediğimizi anladık ve hiç düşünmüyorken yine de ayrıldık… Bu örnekler çoğaltılabilir fakat tüm ilişkilerimiz “ben” halimizin en güzel çağrısına cevap vermek için bizimle oldular, o yol boyunca bizlere eşlik ettiler ve “zamanı” geldiğinde ve işte bizler yeterince “olduğumuzda” hoşça veda ettiler.

Bizi bekleyen muhteşem günlere kollarımızı, canımızı ve en önemlisi kalbimi açamıyorsak bu hayata bakmıyoruz demektir.

Ve bizler korkmadan ve “güven” ile yürüyemiyorsak ve bizi bekleyen muhteşem günlere kollarımızı, canımızı ve en önemlisi kalbimi açamıyorsak bu hayata bakmıyoruz demektir. Her gün yenidir, yenilenir, tüm “hayal kırıklıkları” yolun parçasıdır. Bizler ve sadece yine kalbimizden gelen ses ile “varım” diyebiliriz, ben yarın için “varım”, gerçekten sevmek için “varım”, ilerlemek için “varım”, değişmek için “varım ve yeniden “aşık olmak için” varım…
Ben bugün yepyeni bir adım atmaya hazırım! 

 

İlginizi çekebilir: Aşkın en sevdiği: Ben halini ortaya çıkartmak

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale