X

Hayal etmek bedava: Hayal kurmanın faydaları ve hayal gücünü geliştirmenin yolları

En son ne zaman tek başınıza kalıp uzuun uzun düşündüğünüzü ve hayal kurduğunuzu hatırlıyor musunuz? Yapılacaklar listelerinin uzayıp gittiği, dört bir yandan bildirimlerin yağdığı ve kendimizle baş başa kaldığımız zamanları sosyal medyanın işgal ettiği modern yaşamda hayal kurmak ve düşüncelerimizle baş başa kalmak pek de mümkün değil.

Çocukken yıldızlara kadar uzanabilen hayal gücümüz, yetişkinlikle birlikte odaklanmayı ‘seçtiğimiz’ sorumluluklar ve yarattığımız meşguliyetler arasında körelebiliyor. Öyle ki, büyük bir çoğunluğumuz düşüncelerimizle baş başa kalmak yerine elektroşokla uyarılmayı bile tercih edebiliyoruz! Evet, yanlış duymadınız: 2014 yılında, Virginia Üniversitesi ve Harvard Üniversitesi’nden araştırmacıların yapmış olduğu bir çalışmanın sonuçları, erkek katılımcıların %67’sinin, kadın katılımcılarınsa %25’inin boş boş oturup düşünmek yerine kendilerine elektrik şoku verilmesini tercih ettiklerini gösteriyor. 

Peki, çocukken hiçbir çaba sarf etmeksizin kullanabildiğimiz bu beceri ne oluyor da yetişkinlikte kaçındığımız bir durum haline geliyor? Hayal kurmak ve düşüncelerimizle baş başa kalmak neden bu kadar korkutucu? Hayal kurma becerimizi geliştirmenin ve hayal dünyamızı genişletmenin hayatımıza nasıl katkıları var?

Hayal kurmanın faydaları

Hayal kurmak ve düşünceler arasında gezinmek, genelde dikkat dağınıklığı ve odaklanamama gibi problemlerle bağdaştırılan bir düşünme şekli olduğu için pek de iyi bir üne sahip değil. Ancak hiçbir amaç gözetmeksizin düşüncelerimizin akıp gitmesine izin vermek ve zihnimizin kıvrımlarında başıboş bir şekilde dolaşmak zihin gücünü geliştiren, son derece faydalı bir aktivite. Bazıları için anormal derecede uzun süren ve gerçeklikle tutarsız hayal kurma süreçleri günlük sorumluluklarımızı gerçekleştirmeyi ve üretkenliği engellese de, özellikle bizi mutlu eden konular üstüne derin derin düşünmenin üretkenliği artırdığı, yaratıcılığı desteklediği ve duyguları regüle etmek konusunda fayda sağladığı biliniyor.

Yazar ve sinirbilim uzmanı Caroline Leaf, Cleaning Up Your Mental Mess (Zihinsel Dağınıklığınızı Temizlemek) kitabında, hayal kurarken aslında zihnimize format attığımızı ve hayal kurduğumuz anlarda beynimizin dinlendiğini, düşüncelerimizin netleştiğini ve yeni sinirsel bağlantıların kurulduğunu söylüyor.

Florida Üniversitesi Psikoloji Profesörü Erin Westgate, derin düşünmenin ve hayal kurmanın en önemli bilişsel araçlardan biri olduğunu ve duygularımızı dengeleyebilmek için bu bilişsel aracı sık sık kullanmamız gerektiğini söylüyor. Zihnimizin düşünceler arasında dolaşmasına izin vermek, can sıkıntısıyla baş etmemize ve agresif davranışlardan kaçınmamıza da yardımcı olabiliyor.

Georgia Institute of Technology tarafından 2019 yılında yapılan başka bir araştırmaya göreyse, hayal kurmak iş yaşamındaki sorumluluklarımız konusunda da bize katkı sağlıyor. Araştırmada yer alan katılımcıların kısa bir hayal kurma molasından sonra daha az hata yaptığı gözlemlendi. Hayal kurma molası vermek, özellikle uzun süre odaklanma ve tekrar gerektiren ‘sıkıcı’ görevleri başarıyla tamamlamamıza olanak sağlıyor. Geçmişte yapılmış olan farklı araştırmalar da, boş kaldığımız zamanlarda düşünmenin ve hayal kurmanın ağrı toleransını artırabileceğini ve uykuya dalmayı kolaylaştırabileceğini gösteriyor.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılığınızı geliştirmenizi sağlayacak 7 yöntem

Hayal gücünü geliştirmenin yolları

Westgate ve bir grup araştırmacının ortak çalışmasının sonuçları, listeler oluşturmanın, yani zihinsel süreçleri destekleyecek küçük uyaranların hayal kurmayı çok daha kolay ve eğlenceli hale getirebileceğini gösteriyor. Araştırmacılar, tüm katılımcılardan düşünmekten keyif alacakları sekiz konu bulmalarını istiyor. Ortaya çıkan listeler yazıya dökülerek ekrana yansıtılıyor ve kartlara yazılıyor. Bu konuların görebilecekleri bir yerde olması ve düşüncelerini yönlendirmesi katılımcıların daha mutlu ve zevk alarak hayal kurmalarını sağlıyor.

Zihnimiz herhangi bir yönlendirme olmadığında zorluklara, bardağın boş tarafına ve üzücü olaylara takılarak mutlu ve eğlenceli olan her şeyi geri plana atabiliyor. Dolayısıyla mutlu olduğunuz, size zevk veren ve düşünmekten keyif alacağınız herhangi bir konu bulmadan düşünmeye başladığınızda zihninizin negatife kayması ve düşünceleriniz nedeniyle rahatsız hissetmeniz son derece olası. Sonuç olarak, düşünme sürecinizi size mutluluk veren konular, objeler, durumlar ya da insanlarla birleştirerek hayal kurmayı çok daha keyifli hale getirebilir ve kendinizi düşünmek için motive edebilirsiniz. Örneğin, dondurma yemek size mutluluk veren bir aktiviteyse, kumsalda uzanırken dondurma yediğinizi, iş çıkışında arkadaşlarınızla dondurmacıya gittiğinizi ya da gelecekte rengarenk bir dondurma dükkanınızın olduğunu hayal etmek sizin için keyifli ve anlamlı olacaktır.

1. Kendi listenizi yapın

Sizin için anlamlı ve değerli olan, düşündüğünüzde kendinizi mutlu hissettiğiniz her şeyin bir listesini yapın. Mutlu bir anı, dört gözle beklediğiniz bir şey, gelecekte elde etmek istediğiniz bir başarı ya da dondurma yemek gibi yaratıcı, eğlenceli fanteziler bulmaya çalışın. Listenizi hazırlarken günlük sorumluluklarınızı ve olumsuz deneyimlerinizi dışarıda bıraktığınızdan emin olun.

2. Listenizi kişiselleştirin

Westgate’in çalışmasındaki gibi listenizdekileri ekrana yansıtabilir, küçük kartlara yazabilir ya da vizyon panosu gibi, görsellerle zenginleştirilmiş bir formda kişiselleştirerek sürekli görebileceğiniz bir yerde bulundurabilirsiniz.

3. Hayal kurmak için uygun bir zaman dilimi belirleyin

Dişlerinizi fırçalarken, yürüyüş yaparken ya da toplu taşımada otururken hayal kurmanız daha kolay olacaktır. Üzerine fazla düşünmeden yaptığımız rutin aktiviteler sırasında zihin düşünceler arasında daha kolay dolaşabilir. Bu ve benzeri zamanlarda zihninizin düşünceleriniz arasında özgürce dolaşmasına izin vermeyi pratik edebilir, ilerleyen zamanlarda bunu daha rahat yaptığınızı hissettikçe çalışırken de küçük hayal molaları vermeyi deneyebilirsiniz.

4. Sabırlı olun

Bazen sadece boşluğa bakmak gibi görünse de, hayal kurmak aslında bilişsel olarak oldukça yorucu olabilir. Yönetmenin, senaristin, oyuncuların, kameramanların tamamının ‘kendiniz’ olduğu bir ‘film’ çekmek sandığınız kadar kolay olmayabilir. Dolayısıyla düşüncelerinizin sizi yormaya başladığı zamanlarda hayal kurmaya da ara vermeniz gerektiğini unutmayın.

Tüm yaşam becerilerini öğrenirken ve yeni şeyler denerken olması gerektiği gibi, hayal kurma pratiği yaparken de kendinize karşı nazik olmanız önemli. Tüm bu adımları izlediğinizde ve hayal kurmayı rutin bir pratiğe dönüştürdüğünüzde farkına bile varmadan, zihninizin kıvrımları arasında daha fazla zaman geçirmek için sabırsızlanacaksınız.

İlginizi çekebilir: İsteklerimizi gerçekleştirmek için en renkli adım: Hayal kurmak

Kaynaklar: Mind Body Green, Popular Science

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.

Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.

Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale