X

Hava kirliliği, beyin fonksiyonlarımızı ve zihinsel sağlığımızı nasıl etkiliyor?

Kendimizi doğanın kollarına bıraktığımızda, açık havada zaman geçirdiğimiz her anı güzelliklerle geçirmeyi bekleriz… Kelebeklerin özgürce uçuştuğu, çiçek kokularının burnumuza geldiği, rüzgarın yanaklarımızı okşadığı ya da mis gibi havanın adeta ruhumuza bakım yaptığı… Ancak ne yazık ki modern yaşamın getirilerinin olumsuz bir yan etkisi olarak özellikle büyük şehirlerde gökyüzü artık tehdit altında, dolayısıyla sağlığımız da. Tarım ilaçları, kimyasal kullanımının artması, egzoz gazları gibi havaya karışan toksik partiküller, hava kirliliğinin hızla artmasına neden oluyor. Ve hızla artan hava kirliliği yalnızca soluduğumuz havayı değil, aynı zamanda beyin fonksiyonlarımızı ve zihinsel sağlığımızı da olumsuz etkiliyor.

Hava kirliliği beyni etkiliyor

Yapılan bilimsel çalışmaların çarpıcı sonuçları ise bir an önce hava kirliliğini önlemeye yönelik eyleme geçme çağrısı niteliğinde. Çünkü araştırmalara göre hava kirliliği, iyi oluş halimizi tehdit etmesinin yanı sıra bunama ve/veya Parkinson gibi nörolojik bozukluklar için de ciddi bir risk faktörü. Dahası, British Columbia Üniversitesi’nden yapılan bir araştırma, sadece iki saat boyunca hava kirliliğine maruz kalmanın ciddi anlamda bilişsel kayba ve depresyon belirtilerinin açığa çıkmasına neden olduğunu kanıtlıyor. Ne yazık ki bu kirliliğe en fazla katkıda bulunan ve dolayısıyla beyin-zihin sağlığını fazlasıyla tehdit eden faktör motorlu taşıtlar; yani egzoz gazları! Ayağımızı yerden kesen, hızlı ulaşım ve konfor sağlayan arabalarımız, bir yandan da beynimize zarar veriyor. Örneğin, New York City’deki bir araştırma, otoyola yakın yaşamanın felç ve demans riskini artırdığını açığa çıkarıyor.

Literatürde traffic fumes veya Türkçesi ile ‘trafik dumanı’ olarak geçen egzoz gazlarının neden olduğu hava kirliliği, beyin ağları arasındaki bağlantıyı zayıflatarak bilişsel fonksiyonların kötüleşmesine neden oluyor. Üstelik, bu durum aylar, yıllar gibi uzun vadede de gerçekleşmiyor; yukarıda da değindiğimiz gibi yalnızca 2 saat maruz kalmak bile beyin-zihin sağlığının bozulmasında etkili oluyor. Chris Carlsten tarafından yürütülen ve 25 yetişkin üzerinde çalışmalar yapılan bu araştırma, aynı zamanda trafik dumanlarının beyin sağlığı üzerindeki akut etkilerini açığa çıkaran ilk çalışma olma özelliğinin taşıyor.

Elbette ki trafik dumanları hava kirliliğinin tek sorumlusu değil. Tarım ilaçlarında tercih edilen kimyasallardan kullandığımız deodorantlara kadar hava kirliliğini artıran pek çok faktör var. Ve ne yazık ki sebebi ne olursa olsun hava kirliliği artıkça, etkileri de o kadar şiddetleniyor. Yıllar boyunca yapılan farklı çalışmaların elde ettiği bulgulara göre hava kirliliği, ergenlik döneminde anksiyeteyi tetikliyor, depresyon semptomlarını şiddetlendiriyor ve stresi artırıyor, yetişkinlerde demans ve felç riskini artırıyor, hamilelik döneminde anne ve bebeğin beyin sağlığını tehlikeye atıyor, beynin büyüklüğüne zarar veriyor, hafıza ve dikkat sorunlarını beraberinde getiriyor, nörotransmitterlerin işleyişini olumsuz etkiliyor, Alzheimer’a yakalanma riskini artırıyor, çocuklarda odaklanma sorunlarına ve bilişsel fonksiyonlarda düşüşlerin yaşanmasına zemin hazırlıyor.

Ayrıca, beyin-zihin sağlığını tehdit etmesinin yanı sıra astım, kronik kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi akciğer ve solunum yolları hastalıklarına da neden oluyor ve cilt sağlığını da tehlikeye atıyor. Kısacası, hava kirliliği pek çok sağlık sıkıntısını da beraberinde getiriyor. Özellikle çocukların ve yaşlıların hava kirliliğinin etkilerine karşı daha hassas olduğu ve dolayısıyla bütüncül sağlıklarının daha fazla tehdit altında olduğu da araştırmalarca ortaya konuluyor.

Hava kirliliğinden korunmanın yolları

Peki, yalnızca bizim kontrolümüzde olmayan böylesi global bir tehditten kendimizi koruyabilir miyiz? Otomotiv sektörünün dünya ünlü isimleri hava kirliliğini azaltmaya yönelik girişimlerinden biri olarak elektrikli arabaların üretimini ve kullanımını yaygınlaştırmak için var gücüyle çalışıyor olsa da bireysel anlamda da kendimizi korumak adına yapabileceğimiz pek çok şey var:

  • Otomobillerinizin pençelerini kapatın: Araba ile yolculuk ederken özellikle trafiğin yoğun olduğu yollarda kaldığınızda camlarınızı kapatarak kirli havanın içeride dağılmasını önleyebilirsiniz.
  • Yaşayacağınız muhiti iyi seçin: Çok fazla otoyolun bulunduğu, trafiğin hiç eksik olmadığı ve dolayısıyla çok fazla sayıda araba ve yüksek miktarsa egzoz gazına maruz kalacağınız yerlerde yaşamayın. Mümkünse evinizin trafikten uzak bir muhitte olmasına özen gösterin.
  • Egzersizlerinizi nerede yaptığınıza dikkat edin: Sağlıklı bir yaşam için hareket şart evet ama nerede hareket ettiğiniz de oldukça önemli. Örneğin, akşam yürüyüşünüzü yapmak ya da sabah koşusuna çıkmak için evinizin önündeki yol doğru bir tercih olmayabilir, hele ki araç trafiği kalabalıksa. Açık alandaki egzersizlerinizi şehrin trafiğinden uzak, ormanlık alanlara taşıyın.
  • Kapalı alanlarda kalın: Bazı zamanlarda hava kirliliği, normalin çok üzerine çıkarak sağlığımızı daha fazla tehdit edebilir. Örneğin, kış aylarında soba ve kombi borularından çıkan zararlı dumanlar veya orman yangınlarının arttığı yaz ayları, tehlikeli olabilir. Bu nedenle özellikle böylesi zamanlarda havadaki zararlı partikülleri solumamak için mümkün olduğunca kapalı alanlarda kalmaya özen gösterin.
  • N95 maskesi kullanın: Klasik maskeler, ağız ve burun bölgemizi koruyor olsa da havada tüm zararlı partikülleri geçirmeme gibi bir özelliğe sahip değil, özellikle de dumanlar karşısında etkili değiller. Çünkü ince partiküller genellikle ince ve kumaş maskelerden içeriye nüfus edebilir. Ancak, N95 maskeleri havadaki zararlı parçacıkları yüksek oranda filtreleyebilir.
  • İç mekan hava kalitesini yükseltin: Yaşam alanlarınızda temiz ve sağlıklı hava soluduğunuzdan emin olmak için yüksek kaliteli bir hava temizleyici edinin. Özellikle hava kirliliğinin yüksek olduğu zamanlarda pencerelerinizi kapalı tutmaya özen gösterin.

Hava kirliliğiyle mücadele etmek, temiz hava kaynaklarını teşvik etmek ve sürdürülebilir bir gelecek için çalışmak, sadece kendi sağlığımızı değil, aynı zamanda gelecek nesillerin zihinsel sağlığını da korumak anlamına gelir. Yani, sorumluluk hepimizin!

İlginizi çekebilir: İnsan sağlığına giden yolda iç mekan hava kalitesinin önemi

Kaynak: mindbodygreen, brainandlife, news-medical

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale