X

“Hatırladın mı? O zaman yaşa!”

Şunu hatırladın mı?

Peki ya bunu?

Ahh değil mi, bir de bu vardı?

Peki ya bu?

Tamam kabul, bunu hatırlamayabilirsin.

Ama bunu net hatırlıyorsun, bunlar gördüğün ilk baloncuklardı.

Ya buna ne demeli, ne kadar da çok eğlenmiştiniz. Oysa alt tarafı bahçe hortumundan su içiyordunuz.

Onu görür görmez aşık olmuştun, utansan da hemen dibine sokulmuş ve kahkahalarla gülmüştün.

Ey sevgili okur, ey sevgili çizer, ey sevgili yazar, ey sevgili düşünür, ey sevgili olan herkes ama önce anne ve babalar, ama önce bir zamanlar çocuk olduklarını unutanlar. Sözlerim en çok size, sözlerim en çok kendime.

Daha yazının giriş bölümünde “hepimizin topluma doğduğu” gerçeğini kabullenerek başladığımı belirtmeliyim. Lakin doğduğumuz toplum burada büyük bir önem arz ediyor, o ayrı. Toplum demişken de son zamanlarda insanların kötülüklerine tanıklık edip duruyoruz ve ne kadar kötü olduklarına inanamıyoruz değil mi? Ah canlarım benim, siz ne kadar da masum insanlarsınız öyle! Lütfen her şeyden önce şunu anlayalım; insan dün de kötüydü, insan bugün de kötü yani dünden bugüne değişen hiçbir şey olmadı. Eskiden de içindeki kötülüklere rağmen, iyiliğin dünyayı kurtaracağına inananlar vardı, şimdi de var. Değişen tek şey medeniyet oldu diyeceğim ama onu demeye de dilim varmıyor.

Bir insan evladının kıskançlığı, yalanı, hırsı öğrendiği yaş 2’dir, şuraya yazı ile de yazayım; iki! Bu yaşa kadar bilincinde kendi karakterini oluşturan çocuk, sonrasında anne-baba, amca-hala, dayı-teyze, eş-dost, bakkal-çakkal ve kendi ergen kimliği arasında sıkışıp kalır, tam ‘yetti ulen’ dediği noktada bir başka toplumsal korku sarar ve öğrendikleri ile öğrenemedikleri, yetiştikleri ile yetişemedikleri arasında hayatın içinde dalgalanır durur. Sonrasında o da bir anne, o da bir baba olur ve o psikoloji ile o da bir çocuk yetiştirir, sonra onun  çocuğu da, sonra onun çocuğu da… Böylece nesiller arasında aktarılan şey; bir başkasına ait bilgiler yumağı olur. Kolay değildir bu yumağı alıp kedi gibi oynamak, içinde binlerce yılın birikimi vardır. Fakat hiç dikkat ettiniz mi; o yumakta ne kadar az sevgi, o yumakta ne kadar az iyilik vardır. İşte tam da bu nedenle kaldırmak  zordur onu, yoksa yumak dediğin nedir ki!

Şimdi geçmişe dönüp bu durumu değiştiremeyeceğimize göre, sürekli şikayet etmeleri bir kenara bıraksak ve başkalarının hayatında yaşamaya çalışmaktansa kendimize ait olan hayata odaklansak. R.D. Laing der ki: “Ben seni görüyorum, sen de beni. Ben seni yaşantılıyorum, sen de beni. Ancak ben senin bana ilişkin yaşantını görmüyorum, görmedim ve görmeyeceğim. Senin, benim sana ilişkin yaşantımı göremediğin gibi. Benim sana ilişkin yaşantım ‘içimde’ değil. O yalnızca sensin, seni yaşantıladığım gibi. Ben senin yaşantını yaşantılayamam. Sen benim yaşantımı yaşantılayamazsın. İkimiz de görünmez insanlarız. Her insan bir diğerine görünmezdir. Yaşantı insanın insana görünmezliğidir.” Karşındaki insan seninle ilgili hislerini ne kadar dile getirirse getirsin onun yaşamının içinden kendi yaşantına bakamazsın. Tam da bu nedenle odaklanman gereken “kendi yaşamın”, çünkü sahip olduğun tek şey o. O yaşamın ne kadar değerli olduğunu görür; onunla eğlenirsen, onunla gülümsersen, onunla anlarsan, onunla dinlersen, onunla büyür ve onunla çocuklaşırsan, onunla isyan eder ve en önemlisi onunla seversen işte o zaman özgürlük senindir dostum! Yaşamın korkunç olduğunu kabul ediyorum ama bizlere nesillerdir anlatılan özgür olma durumu mahkumiyetten başka değil.

Birey kendisini sevmeye başladığında özgürleşir, içindeki kötülükleri kabullendiğinde ve önce kendini bir bütün olarak sevmeye başladığında… İşte tam da bunu yaparak diğer bireyleri de özgür kılar.  Bunu ne sevgilinizin kara kaşı kara gözü için, ne annenizin hatrı için yapmayın. Bunu kendiniz ve gelecek nesillerin iyiliği için yapın. Bugün kendinize yaptığınız bu iyilik size dolu bir ömür, gelecek nesillere de emanet alması keyifli bir kültür olarak kalsın. Bunu yapabileceğinizden hiç kuşkunuz olmasın, hepimiz sıradan olduğumuz kadar özeliz.

Aklınıza geldikçe çocukluğunuzdaki “güzel anıları” tekrarlamaktan çekinmeyin; yağmur yağıyorsa atın şemsiyeyi, bahçeyi sularken ıslayıverin sevdiğinizi, paylaşın ihtiyacı olanlarla ihtiyacınız olmayan eşyalarınızı, hiç tanımadığınız ya da henüz tanıdığınız birine yemek yapın, sinema salonunda tanıştığınız kişi ile bir çılgınlık yapıp istediğiniz filme girin, şık ayakkabılarınız kirlenir diye korkmayın basın toprağa, dokunun çiçeklere, yolda şarkı söyleyin, önce aynada kendinize sonra yolda bize gülümseyerek “günaydın” deyin. Doğadan kopmaya çalışmayın, tüm iyileşmeler doğa sayesinde olur ve onun bir parçası olduğunuzu unutmayın. Başka türlü anlamlı hayatlarımız olmayacak. Çünkü şunu biliyoruz ki; dünyayı çocuk ruhlu bir yetişkin kurtaracak!

Serpil Şahin: Serpil Şahin, üniversite yıllarından beri medya işi ile ilgileniyor. Radyo ve TV ile başlayan yolculuk, İstanbul’a döndüğünde gazete ve dergi ile devam eder. Bir süre sonra dijital medyayı öğrenmeye karar verir ve 2006’dan bu yana dijital medya üzerinde çalışır. Dijital medyanın hem mutfağında, hem restoran bölümünde bulunan Serpil, 2013 yılında kendi ajansı Happygen’i kurar. Happygen’in kurulduğu dönemlerde ilk kitabı Aşk Yemeği Acılı Sever çıkar, şimdilerde 2.kitap için çalışmaları devam ediyor. Tam bir müzik aşığı olan kadın, anime ve mangaya karşı koyamıyor. “Hayatlarımızda tiyatro, masal, sinema ve sevgi bolca olsun.” dileğini her gün evrene yolluyor. Umarız o uzaylı bu güzel dilekleri yutmaz.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale