X

Hatalarınla güzelsin, hatalarınla eşsiz ve özel

En son ne zaman mutlu oldun? Sordun mu hiç kendine? En son ne zaman tamamen kendin gibi oldun? İlk ne zaman tanıdın kendini? Ya da en son ne zaman gerçekten kutladın kendini ve olduğun gibi kabul ettin benliğini? Hiç düşündün mü ben neden varım diye? Neden varım ve yaşam amacım ne? İnsan neden arar bilinmeyeni? Bilinmeyen çok soru var belki kafanda… Ama bu da bir adımdır bu uzun yaşam yolculuğunda. İnsan sorular sorarak arar amacını, derdini ve şifasını. Bu yalnızca senin yolculuğun. Yolun sonundan ziyade yolda olmakta değil midir zaten güzel olan?

Doğuyoruz, büyüyoruz, aşık oluyoruz, seviyoruz. Belki bir can dünyaya getiriyoruz. Ya da bir canı sahipleniyoruz. Hayat yolunda, megakentlerin koynunda sürüklenip hayata getirdiğimiz canı en iyi okullarda okutabilmek için, bir meslek sahibi olması için günde 8-9 saat çalışıp, arda kalan zamanlarda sevdiklerimizle yorgun bitik bir vaziyette kaliteli zaman geçirmeye çalışıyoruz. Emperyalist düzenin batağındaki lotus çiçekleri gibi hayatta kalıp, faydalı olmak için hem kendimizden hem ömrümüzden veriyoruz. Ama gerçekten biz kime hizmet ediyoruz? İhtiyacımızdan fazlasını tüketerek aslında kime esir oluyoruz? Sevdiğimiz insanlarla teknolojinin uçsuz bucaksız vadisinde gerçekten ne kadar kaliteli zaman geçirebiliyoruz? Özümüze, içimize, ruhumuza dönüp en son ne zaman gerçekten dokunabildik?

İnsan bazen koşturmacadan uzak inzivaya çekildiğinde anlıyor hayatın gelgitlerinde kaybolmak üzereyken yolun hemen yan tarafında mis kokular yayan çiçekler olduğunu… Bazen sadece gözlerimiz kapalı geçiyoruz belki de o yollardan… Ama sen, ben, biz aslında hepimiziz… Eşsiziz ama eşitiz. Bir bütünün eşsiz parçalarından biriyiz. Ama asla yalnız değiliz. Küçücük bir yardım eli gereklidir belki de yüreğine! Uyan ve gözlerini aç! İlk önce kendine gerçekten sarıl… Hatalarınla güzelsin, hatalarınla eşsiz ve özel olduğunu unutma! Acını hisset ve olduğu gibi olduğu anda bırakıp, her şeyi olduğu gibi kabul et! Elinden geleni yap her ne için yaşamak istiyorsan, bu hayat yalnızca senin unutma! Sen dengede kalırsan, hayatın içinde dokunduğun insanlara da şifa götürürsün. Özünü, ruhunu hisset! Pişmanlıklarınla yüzleş… Her şeyin bizler için olduğunu unutma! Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Kalbine dön! Kalbini gör! Aşkla yaşa! An şu an! Şu andan başka bir an daha aynı olmayacak!

Küçük bir çocuğun kahkahasında bul kaygısızlığı mesela. İnan! Her neye inanıyorsan inan fark etmez! İçindekine sıkı sıkı tutun… İşte şimdi hayatın hem içindesin, hem dışında… Dengede ve yoldasın devam et…

İlginizi çekebilir: Dostluklar üzerine iletişimin önemi

Gamze Okutan: 15 Aralık 1986 Beykoz İstanbul doğumlu olan Gamze Okutan 2004 yılında Paşabahçe Ferit İnal Lisesi’nden mezun olduktan sonra uzun yıllar mağazacılık sektöründe satış danışmanlığı ve sağlık sektöründe hizmet veren bir firmada yönetici asistanlığı yaptı. Çalışma hayatı sebebiyle üniversiteye biraz ara verdikten sonra 2015 yılında Anadolu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünden mezun oldu. Şu anda Yazılım ve Teknoloji alanında hizmet veren bir firmada Mali & İdari İşler Yetkilisi olarak meslek hayatına devam ediyor. Evli ve bir kız çocuk sahibi bir anne. Pusula kitabının yazarı. Gamze Okutan’ın kendini bildi bileli sanata, kişisel gelişime, psikolojiye olan ilgisi hep vardı. Zaman zaman şiir yazmayı, deneyimlerini ve gözlemlerini paylaştığı yazılar yazmayı, kendi çapında hobi olarak müzikle uğraşmayı ve söylemeyi çok seven biri. Ayrıca arada sırada meditasyonla zihnini sakinleştirip stres atmayı, yoga ile bedensel enerjisini korumayı seviyor. Hayatta pozitif ve negatif her şeyin bir bütün olarak güzel olduğunu düşünüyor. Olaylara bakarken çoğunlukla pozitif taraftan değerlendirmeyi yani bardağın dolu tarafından görmeyi ve çözüm odaklı olmayı seviyor. Fakat negatifin ağır bastığı durumlarda duyguların sonuna kadar yaşanması gerektiğini aksi takdirde mutlu olmanın mümkün olmayacağını düşünüyor. Hayatı dolu dolu, tutkuyla, hissederek yaşamayı seven aslında hayatın kendisine aşık, hayalperest bir yolcu olarak tanımlıyor kendini. Hayatın paylaştıkça güzellikler getireceğine olan inancını ve umudunu hiçbir zaman kaybetmemiş biri olarak paylaştıkça belki küçük dokunuşlarla bakış açımızdaki yansımaları çok daha renklendirebiliriz diye düşünüyor. Hep birlikte, el ele birbirimizin yoluna daha çok ışık tutarak yönümüzü bulmamıza bir nebze olsun katkı sağlayabileceğimize inanıyor.
İlgili Makale