“Sizi her şeye bir sebep veya açıklama bulmaya çalışmanın zararlarına karşı içtenlikle uyarmak isterim… Her şeyin nedenini araştırmak tehlikeli bir iştir ve sizi huzursuz edip üzmekten başka bir işe yaramaz ve sonucu hayal kırıklığı ve memnuniyetsizlikten başka bir şey değildir.”
Kraliçe Victoria, Dahice Hatalar, Mario Livio
Bu yazımda hata yapmak üzerine biraz zaman ayıralım istiyorum sizlerle beraber. Hayatımda bazı şerleri çok büyük hatalar ile öğrendim. Ve yine hata yaptığım dönemler en büyük derslerim oldu. Ve bu hatalara bugün geldiğim noktada gülüp geçebilmeyi de deneyimliyorum. Fakat bu üç cümle ile özetlediğim bu süreç hepimiz için farklı zorluklar taşıyor. Bazılarımız ego tonundan konuşuyoruz, “Ben hata yapmış olamam” diyoruz. Hata yaptıysak bile “Nereden bilebilirdim ki, benim suçum nedir?” diyerek sıyrılıyoruz. Bazılarımız “Ben bir hata göremiyorum” diyerek üstünü kapatıyoruz.
Sadece azınlık bir çoğunluk ise göğsümüzü kabartarak öne çıkıp, “Benim hatam, ben atlamışım” diyerek bir şeyler öğrendiğimizi gösteriyoruz. Yine azınlık bir kısmımız ise “Hatadır, öğrendim, güçlendim, artık devam etmeye hazırım” diyerek neyi değiştirebileceğimize odaklanarak, düştüğümüzde bulaşan toz gibi üzerimizdeki tozu silkeleyip yeniden yollara koyuluyoruz.
Biraz daha sorgulayalım: Sadece normal insanlar mı hata yapar? Yani büyük dahiler, büyük bilim insaları da hata yapmış mıdır? Ve onlar da dahil olmak üzere yukarıda verdiğimiz örneklerde olduğu gibi ego ile yaklaşıp hatasını örtmeye çalışan olmuş mudur? Onlardan bazıları hatalarını bir başkası, belki herkesin içerisinde bir toplantıda yüzlerine vurduğunda, “Evet, yanıldım, bu teori benimkine göre daha doğru” deme büyüklüğünü gösterebilmiş midir? Gözden kaçırdıkları şeyler veya yeni kanıtlar gözler önüne serildiğinde, hatalarından ders almak yerine hatalarını görmezden gelmeye ve hatta o hatalı teorilerine sıkı sıkı sarılmaya devam etmişler midir? Hataları ve varsayımları saklamak yerine, herkesin iyiliği için, bilime ışık tutmak için, hatalı da olsa verilerini yayınlamışlar mıdır?
Tüm bu sorularım, son dönemde okuma fırsatı bulduğum, hayatımdaki “hata” konusuna olan bakış açımı oldukça fazla etkileyen Mario Livio’nun Dahice Hatalar eseriyle yanıt buldu! Cevap, evet, en büyük dahiler de hata yaptılar, hem de göz göre göre diyeceğimiz cinsten. Ve, evet, en büyük dahiler de hatalarını saklamaya çalıştılar. Ve, evet, en büyük dahiler de kabullenmek istemediler. Ve evet, sadece çok azı bir teoriyi baştan başlayarak düzeltti ve hatta geliştirdi, bunlar sadece ve sadece hatalarının ne olduğunu görmeyi isteyecek kadar cesur olanlardı!
Bunu daha iyi anlayabilmek için, aynı eserden, şu kısa bölümü hep birlikte değerlendirelim istiyorum;
“Aslında Hoyle’un yaptığı hata iki önemli açıdan Darwin, Kelvin ve Pauling’in yaptığı hatalardan farklı sayılırdı. Birincisi, hatanın konusunu teşkil eden bağlamın genişliği, yani hatanın ölçeğiydi. Örneğin, Darwin’in yaptığı hata (her ne kadar önemli olsa da), öne sürdüğü teorinin sadece tek bir unsurunu kapsıyordu. Kelvin’in hatası ise belirli bir hesap hatasından yola çıkarak yapılmış bir varsayımla ilgiliydi (Gerçi yaptığı varsayım fazla derin anlamlar içeriyordu). Pauling’in yaptığı hata ise tek bir molekülün (ama ne yazık ki en hayati molekülün) modellemesi üzerineydi. Oysa ki Hoyle’un yaptığı hata evrenin bütünü için geliştirilmiş koskoca bir teorinin tamamını kapsıyordu. İkincisi, ve daha önemlisi, Hoyle’un asıl hatası sabit durum teorisini önermiş olması değildi. (…) Hoyle’un asıl hatası sonradan ortaya çıkan onca kanıta rağmen, teorisinin çöp olduğunu bir türlü kabul etmemesi, insanı çileden çıkaran bir inat ve muazzam bir dikbaşlılıkla hala aynı teoriyi savunmaya devam etmesiydi.”
Hata yapmak insan olarak hepimize mahsus, bu çok büyük bir teori üretmek için de geçerli, sadece alışverişe çıktığımızda alacağımız şeyleri hesap edemeyerek yanımıza yeterince para almadığımızda da geçerli veya bir evliliği yürütememe gerçeği kadar normal. Her hata bize seçimler sunuyor, yolumuzu değiştirmek veya diretmek üzerine… Biz direttikçe kayboluyoruz. Eğer yolumuzu değiştirebilirsek, bulabiliyoruz!
Önemli olan hatamızı sakince görebilmek, o gözümüze adeta perde indiren egomuzdan sıyrılıp, “Buradan ne öğrenebilirim?” sorusunu sorabilmek. Önemli olan hata her ne olursa olsun, “Gelecek sefer aynı hatayı yapmayacağım” diyecek kadar cesaretli olabilmek. Önemli olan, gerçekten ve gerçeği çarpıtmadan, hata nedir görebilmek!
İlk adım hatamızla yüzleşebilmek! Gerisi yeniden yola çıkabilmeye kalmış…
İlginizi çekebilir: Kelimeleri kullanma kılavuzu: Kelimeleriniz sizi yansıtır!