X

Hastayken daha az ağrı / sıkıntı çekmenin sırrı: Bilinçli farkındalık

Hayatınızın herhangi bir döneminde yaşadığınız hastalığın gereğinden fazla uzadığı oldu mu? Bu süreçler herkes için son derece zorlu ve bunaltıcıdır. Hastalığın teşhisi, tedavisi ve iyileşme süreci derken git gide gündelik hayattan soyutlandığını hisseden kişi, mental olarak da zorlanmaya başlar. Son günlerin popüler yazarı Peter Fernando, ses getiren kitabı Finding Freedom in Illness: A Guide to Cultivating Deep Well-Being through Mindfulness and Self-Compassion’da tam da bu konuyu ele alıyor: Uzun ve depresif hastalık periyotlarını nasıl daha kısa ve acısız hale getirebiliriz? İşte kişisel gelişimin en kilit noktalarından birine parmak basan yazarın konuyla ilgili görüşleri:

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Ve tabii bir de sizi bu kitabı yazmaya iten neydi?

Şu an 30’lu yaşlarımın sonundayım ve 20’li yaşlarımı bir Budist rahibi olarak geçirdim. Pek çok farklı koşul altında yaşadığım hayatımın önemli bölümü boyunca meditasyon, bilinçli farkındalık, spiritüel beslenme gibi pek çok farklı konuda -dünyanın pek çok yerinde- çeşitli eğitimler verdim.

Aslında elinizde tuttuğunuz bu kitap da, yıllar içinde yaşanan bu fikir alışverişi ve diyaloglardan doğdu dersem yanlış olmaz. Çünkü bir araya geldiğim yüzlerce insanın yaşadığı hastalık, stres, bedensel şikayetler aslında zihnin bedenle ne kadar yakın bir ilişki içinde olduğunu fark etmemi sağladı.

İlginizi çekebilir: Histamin baş ağrısıyla mücadele etmenin yolları

Beden – zihin ilişkisinden ve hastalıkların iyileşmesindeki rolünden biraz daha detaylı bahseder misiniz?

İşe öncelikle, hasta olduğumuz için kendimizi hırpalamamayı öğrenmekle başlamamız gerekir. Çünkü utanç ve suçluluk duygusu acı verir ve bu duygular zaman içinde fiziksel bütünlüğümüzü de bozabilirler. Yani hastalandığımız zaman “Bu durum beni sıkıntıya sokmuştu, kesin o yüzden hastalandım” ya da “Üzüntülerim nedeniyle şu an yataktayım” gibi fikirlere kapılmamaya çalışın. Bunu yapmak işi daha kötüye götürmekten başka bir işe yaramayacaktır. Bu noktada, hastalıkların da vücudun verdiği doğal tepkiler olduğu gerçeği ile yüzleşmek ve tıbben gereken neyse yapmak en iyisidir. Tabii süreç içinde bedeninizi egzersiz, yoga pratikleri, meditasyon ve detokslarla şımartarak iyileşmeye motive olabilirsiniz. Unutmayın spiritüel olarak aydınlanmış pek çok guru bile uzun süren hastalıklar nedeniyle hayata veda ettiler.

Bilinçli farkındalık sayesinde hastalıkların üstesinden nasıl geliriz? Bize basit ve pratik bir uygulama örneği verir misiniz?

Bilinçli farkındalık sayesinde sadece hastalıklarla değil, sosyal fobiler, yalnızlık, depresyon ve kronik yorgunluk da dahil pek çok şeyle başa çıkabilirsiniz!

İlginizi çekebilir: Zihnin ilacı: Bilinçli farkındalık (Mindfulness)

Aslında sadece “anda kalarak” bedenimizde oluşan pek çok sorunun önüne otomatikman geçmiş oluyoruz. İşin sırrı, geçmiş ve gelecek arasında mekik dokumadan sadece şimdiki zamana odaklanmak diyebiliriz. Bunu yapmak için uygulayacağınız en basit pratik ise şu: Her gün 5 dakikalığına gözlerinizi kapatın. Bu sırada yalnızca nefesinize ve kalbinizin atışına odaklanın ve dış dünyaya ait her şeyi reddederek “Şu an ne yapıyorum?” ve “Kalbim bana ne söylüyor?” sorularını kendinize sorun. Bedeninizin bu soruları kendi ritmiyle yanıtladığını göreceksiniz!

Kitabınızda acı çekmek ve ağrı çekmek arasındaki farklardan bahsetmişsiniz. Bu konuyu biraz açabilir misiniz?

Aslında bu, oldukça geniş ve detaylı bir konu. Kısaca açıklamak gerekirse Budist öğretiler, bu iki kavramın birbirinden farklı şeyler olduğunu öne sürüyor. Yani fiziksel bir sıkıntınız olduğunda çektiğiniz ağrılarla genel olarak tüm varlığınızla çektiğiniz acıların kaynağı farklıdır. Yani sadece bedeninizin bir bölümü / tamamıyla ağrı çekerken; acıyı sadece kalbiniz ve ruhunuzla çekersiniz.

Eğer bedeninizde ağrı veren bir yer varsa, ağrıya değil iç dünyanıza odaklanmaya çalışın. Böylece hem ağrının konsantrasyonunu dağıtmış hem de hücresel düzeyde ne kadar muhteşem bir işleyişe sahip olduğunuzu fark ederek kendinizi daha güçlü hissedebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Mindfulness ile başarıyı yakalama yolları

 

 

Kaynak:

Tinybuddha.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale