X

Hastalıkların tedavisinde alternatif bir yöntem: Juice terapi

Günümüzde hastalıkların tedavisinde, alternatif tedavi yöntemleri en az geleneksel tedavi yöntemleri kadar önem taşıyor. Son yıllarda çeşitli hastalıkların tedavisinde uygulanmaya başlanan bir tedavi yöntemi var ki, pek çok yönüyle diğer alternatif tedavi yöntemlerinden ayrılıyor: Juice Terapi

Juice terapi nedir?

Juice Terapi sadece meyve ve sebze suları içeren özel bir diyet yoluyla çeşitli hastalıkların tedavi edilmesine yönelik bir yöntemdir. Ayrıca juicing orucu (juice fasting) olarak bilinir. Bu tekrar sağlığa kavuşmak ve vücudu gençleştirmek için en etkili yollardan biridir. Çiğ meyve ve sebze içeren Juice Terapi sadece saf su içeren oruçlara kıyasla daha etkin temizlik ve çok daha hızlı iyileşme sunar.
Bitki ve meyvelerden elde edilen sular onların tıbbi özelliklerine sahiptir. Belirli sular belirli koşullar için yararlıdır. Belirli tıbbi koşullarda iyileştirici güçlerinin olmasının yanı sıra, çiğ meyve ve sebze sularının, tüm organlar, bezler ve vücudun fonksiyonları üzerinde olağanüstü canlandırıcı ve gençleştirici etkisi vardır.

Nasıl uygulanır?

Juice Terapi esnasında, önerilen içecek her 2-3 saatte bir içilmedir, bu şekilde günde 5-6 defa içilir. Toksinleri temizlemek adına sabah güne limonlu ılık su içilerek başlanabilir. Buna isteğe bağlı olarak bir çay kaşığı sirke ve küçük bir tutam acı biber eklenebilir.
Alınan juice miktarı başta 250 ml. olup sonrasında yavaş yavaş artırılarak (her öğünde 50 ml gibi) 600 ml’lere ulaşabilir.
Juice Terapi’ye herhangi bir yan etkisi olmadan 30 ila 40 gün süreyle devam edilebilir. Hasta terapi sırasında yeterince dinlenebilmelidir.
Çiğ sebze/meyve suları, anında bir temizlik maddesi gibi hareket edip derhal sistemden toksinleri ve zararlı maddeleri atmaya başlayacaktır. Toksin atılımı sırasında genellikle karın ağrısı, ishal, kilo kaybı, baş ağrısı, ateş, halsizlik, uykusuzluk ve kötü nefes gibi bazı belirtiler olmaktadır. Temizleme işleminin bir parçası olan bu reaksiyonlar, ilaç kullanımı ile bastırılmaya çalışılmamalıdır. Vücut tüm toksinleri dışarı attığında bu belirtiler de sona erecektir.
Juice Terapi sonrası, normal bir dengeli beslenmeye dönüş kademeli olmalıdır. Başlangıçta, 2 juicing öğünü süt ve meyve ile değiştirilebilir. Sonra yavaş yavaş tüm juicing öğünleri yerini dengeli beslenmeye dayalı öğünlere bırakabilir.

Juice Terapi’nin faydaları

1. Çiğ meyve/sebze suları vitaminler, mineraller, eser elementler, enzimler ve doğal şekerler bakımından son derece zengindir. Onlar bütün vücut fonksiyonlarını normalize eder. Vücudun kendi kendini iyileştirebilmesi, hücre yenilenmesi için gerekli besinleri sağlar ve bu şekilde iyileşme sürecini hızlandırır.
2. Çiğ meyve/sebze suları hiçbir sindirim işlemi gerektirmeden hızlıca ve neredeyse tüm hayati besinleriyle birlikte doğrudan kan dolaşımına asimile edilir.


3.  Çiğ meyve/sebze sularının alkali elementleri son derece zengindir. Vücudun asit baz dengesini düzeltir, vücudu alkali yapar, bu sayede genelde asitik ortamda gelişen hastalıkları önler.
4.  Çiğ meyve/sebze suları kolayca emilen ve içlerinde bolca bulunan özellikle kalsiyum, potasyum ve silikon gibi organik minerallerin yardımı ile hücrelerin vaktinden önce yaşlanmasını ve hücrelerde hastalık oluşumunu engeller.
5.  Çiğ meyve/sebze suları bazı doğal ilaçlar, bitkisel hormonlar ve antibiyotikler içerir. Örneğin, fasulyede insülin benzeri bir madde bulunmaktadır. Insülin üretmek için pankreas tarafından ihtiyaç duyulan bazı hormonlar salatalık ve soğan suyunda mevcuttur. Taze sarımsak, soğan, turp suyu ve domates antibiyotik maddeler içerir. Bu doğal ilaçlar, ilgili konularda tedaviye destek amaçlı olarak alternatif tıpta kullanılmaktadır.

Dikkat edilmesi gereken konular

1. Tüm sular taze olarak tüketilmelidir. Konserve ve dondurulmuş meyve suları kullanılmamalıdır.
2. Tercihen organik yetiştirilen olgun meyveler ve sebzeler kullanılmalıdır. Organik olmayan ürünler çok iyi yıkanmalıdır.
3. Sular okside olmayacak şekilde sıkılmalı ve muhafaza edilmeli, mümkün olan en kısa sürede tüketilmelidir.
4. Sulardaki besin kalitesi tedavi sonuçları üzerinde belirgin bir etkiye sahiptir. Sularda eksik ekstraksiyon yapılması halinde, gerekli vitamin, mineral ve enzimler eksik kalacaktır, tedavide beklenen sonuçlar elde edilemeyecektir.
5. Fazla tatlı olan meyve suları 50:50 esasına dayanarak daha az tatlı sularla karıştırılmalı veya sulandırılmalıdır. Bu özellikle, diyabet, hipoglisemi, artrit ve yüksek kan basıncı gibi bazı özel durumlarda önemlidir.

Juicing denince akla gelen ilk marka olan Juice Up‘ın sağlığınıza etki edecek birbirinden lezzetli ürünleri arasından sizler için deneyimlediğimiz Aktif Fit ile ilgili yazımıza buradanJuice Up‘ ulaşabilirsiniz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale