X

Hastalık hastalığı nedir, neden olur, belirtileri nelerdir ve nasıl geçer?

Hastalık hastalığını daha önce duymuş olduğunuza eminiz. Ya da çevremizde “O, hastalık hastası…” gibi bir söylemle karşılaşmışızdır. Peki hastalık hastalığı nedir? Her insan zaman zaman sağlığı için endişelenir ancak bazılarımız için hasta olma korkusu, sağlığımız iyiyken bile o kadar güçlüdür ki günlük yaşamla baş etmekte zorlanabiliriz. Tıbbi testlerin çoğu zaman yanlış olmadığını bilmesine rağmen ciddi bir hastalığa yakalanma korkusuyla yaşayan bir kişi, hastalık anksiyetesi bozukluğu olarak da bilinen somatik semptom bozukluğuna sahip olabilir. Hastalık hastalığı adı hipokondri, hipokondriyazis olarak da bilinir.

Hastalık hastalığının ana semptomu, sağlık konusunda aşırı endişe duymak olarak biliniyor. Nedenler değişebilir veya mevcut sağlık koşullarıyla ilişkili olabilir. Çoğu insan için bu, geçici bir deneyimdir. Hastalık hastalığı nedir, hastalık hastalığı belirtileri, hastalık hastalığı tedavisi, hipokondriyazis tedavisinde kullanılan ilaçlar gibi merak ettiğiniz tüm konular için okumaya devam edin.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Hastalık hastalığı (Hipokondriyazis) nedir?

Hastalık hastalığı tanımını toplumda sık sık duymuş olsanız da hastalık hastalığı nedir, bilmiyor olabilirsiniz. Bilimsel olarak “kişinin ciddi, teşhis edilmemiş tıbbi bir hastalığı olduğuna dair sürekli bir korku veya inanç duyması” olarak tanımlanıyor. İstatistikler bu durumun, ayakta tıbbi tedavi gören hastaların % 5’ini etkileyebildiğini gösteriyor. Kısacası bu bozukluk, kişinin hasta olduğundan aşırı derecede endişe duyduğu, endişenin kendisini zayıflatıcı bir hal aldığı bir zihinsel sağlık durumu olarak adlandırılabilir. Bir diğer ifadeyle, hastalık hastalığında sağlık hakkında sürekli endişe duymak o kadar yoğun bir hal alabilir ki sonunda bir hastalık haline gelebilir.

Hipokondriyazis, kronik bir durumdur. Ne kadar şiddetli olduğu ise yaşa, kişinin endişe eğilimine ve ne kadar stresli olduğuna göre değişebilir.

Hastalık hastalığı belirtileri

Hastalık hastalığı nedir sorusunun ardından belirtilerine de yer vermekte fayda var. Hastalık anksiyetesi bozukluğu yaşayan kişilerde, çeşitli semptomlar ortaya çıkabiliyor. Hatta psikolojik belirtilerin yanı sıra hastalık hastalığının fiziksel belirtileri de bulunabiliyor. Yaygın semptomları şu şekilde sıralayabiliriz:

Hastalık hastalığı fiziksel belirtileri

  • Normal işlevlerden korkma: Hipokondrisi olan biri için kalp atışı, terleme ve bağırsak hareketleri gibi normal vücut işlevleri bile ciddi bir hastalık veya durumun belirtileri gibi görünebiliyor.
  • Küçük anormalliklerden korkma: Burun akıntısı, hafif şişmiş lenf düğümleri veya küçük bir yara, hastalık hastalığına sahip olan kişilerce ciddi problemler gibi hissedilebiliyor.
  • Kontrol etme: Vücudun hastalık belirtilerine karşı düzenli olarak kontrol edilmesi de söz konusu olabiliyor. Hipokondrinin odak noktası tamamen kişiye bağlı olarak değişebiliyor. Bazı insanların dikkati, akciğerler gibi belirli bir organa odaklanabilirken, sadece belirli bir hastalık için endişe duyma ya da ard arda hastalık semptomları gösterme gibi durumlar bu kişiler için endişe verici olabiliyor.
  • Doktor ziyaretleri: Endişeleri sebebiyle sürekli doktorlarını ziyaret edebilirler.

Hastalık hastalığı psikolojik belirtileri

  • Düzenli olarak hastalık hakkında konuşmak: Somatik semptom bozukluğu, insanların sağlıkları hakkında aşırı derecede konuşmasına neden olabiliyor.
  • Tutku: Olası hastalıkların belirtilerini internette aramak için çok zaman harcayabilirler.
  • Test sonuçlarına rağmen devam eden endişe hali: Tıbbi testler negatif geldiğinde bile kişi rahatlama göremeyebilir. Hatta testlerde devamlı olarak hiçbir şey çıkmamış olması durumu daha da kötüleştirebilir. Hastanın korkuları artabilir, gerçekten semptom gösterse de buna kimse inanmayabilir ve yaşanan problem başarılı bir şekilde teşhis edilip tedavi edilemeyebilir.
  • Doktordan kaçınmak: Bu bozukluğa sahip bazı kişiler, ciddi bir hastalıkları olduğunu öğrenme korkusuyla tıbbi müdahaleden kaçınabilirler.
  • Diğer insanlardan kaçınma: Sağlık riski oluşturabileceğini düşündükleri insanlardan, yerlerden ve faaliyetlerden de kaçınabilirler.
  • Uzun sürmesi: 6 aydan uzun süren bir hastalık korkusu, somatik semptom bozukluğunun bir işareti olabilir.

Hastalık hastalığı (Hipokondriyazis) nedenleri nedir?

Peki, sürekli kendini dinleme hastalığının altında yatan nedenler nelerdir? Kesin nedenler bilinmese de bazı olası faktörler söz konusu olabilir. İşte hastalık hastalığı nedenleri:

  • Yanlış düşünce ve inançlar: Vücudun nasıl çalıştığının yanlış anlaşılmasıyla bağlantılı fiziksel duyumların yanlış anlaşılması.
  • Aile öyküsü: Hipokondri sahibi yakın akrabası olan kişilerin bu sendromu kendilerinde geliştirmesi daha olası olabilir.
  • Geçmiş deneyimler: Geçmişte kötü sağlık deneyimleri olan kişiler, tekrar hastalanma konusunda orantısız bir korku geliştirmeye daha yatkın olabilir.
  • Diğer durumlarla bağlantılar: Diğer psikiyatrik bozukluklar somatik semptom bozukluğuyla ilişkilendirilebiliyor. Hipokondri hastalarının yüksek bir yüzdesinde ayrıca majör depresyon, panik bozukluk, obsesif-kompulsif bozukluk veya yaygın anksiyete bozukluğu bulunabiliyor.

British Journal of Psychiatry’de yayınlanan bir araştırma, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) gibi somatik semptom bozukluklarında kişinin güvence aradığı için sürekli kontrol ihtiyacı yaşayabildiğine işaret ediyor. Uzmanlar bu güvenlik davranışlarının, bir refah duygusu ve gelecekle ilgili kesinlik sağlamayı amaçladığını düşünüyor. Yine de bu, azaltılması gereken sorunları daha kötü bir hale getirebiliyor. Kaygı düzeylerini yüksek tutarak ve korkuların yok olmasını önleyerek kişi, dikkatini bazı korkunç olası felaketlere odaklayabiliyor.

Semptom gösteren çoğu kişi, bir akıl sağlığı uzmanına görünmek yerine korktukları sağlık durumları hakkında aile doktorlarına başvurma eğiliminde olduğundan, hiçbir zaman somatik semptom bozukluğu tanısı alamayabiliyor.

Hastalık hastalığı ne kadar sürer?

Hipokondrisi olan bir kişi, aylar veya yıllar boyunca hasta olmaktan endişe duyabilir ya da bazı dönemlerde bunu hiç düşünmeyebilir. Hastalık anksiyetesi bozukluğu geçici olan hastaların, psikiyatrik sorunları veya şiddetli anksiyete bozukluğu olma olasılığı daha düşük olabilir ancak tıbbi sorunları olma olasılığı genelde daha yüksektir.

İyileşme, daha yüksek sosyo-ekonomik statüye sahip kişilerde daha yaygın olabilir. Bir hastada ayrıca depresyon veya anksiyete varsa ve tedaviye iyi yanıt veriyorsa, iyi bir sonuç görme olasılığı da yine yüksek olabilir. Somatik semptom bozukluğu nispeten yeni bir bozukluk olduğundan konuyla ilgili oldukça az sayıda istatistik ve deneysel araştırma mevcut.

Hastalık hastalığı ne zaman başlar?

Hastalık hastalığı veya hipokondriyazis, genelde erken yetişkinlik döneminde başlayabiliyor. Ciddi bir hastalıktan kurtulma sırasında veya sevilen birinin hastalanmasından, ölmesinden sonra ortaya çıkabiliyor. Bazen altta yatan tıbbi bir durum da bunu tetikleyebiliyor. Örneğin, kalp rahatsızlığı olan bir hasta, potansiyel bir kalp rahatsızlığı belirtisi yaşadığında en kötü senaryoyu aklına getirebiliyor.

Yoğun stres veya bir hastalık hakkında çok fazla bilgiye maruz kalmak da diğer faktörler arasında sayılabilir. Bazen kişi, özellikle de ebeveynlerine dair erken bir kayıp yaşadıysa ebeveynlerini kaybettiği yaşa yaklaştıkça sağlığı hakkında aşırı derecede endişelenmeye başlayabilir.

Akıl sağlığı uzmanları, hipokondriyazis yaşayan kişilerin genellikle öz-eleştirel veya mükemmeliyetçi insanlar olabildiklerini belirtiyorlar, “sağlığı” tamamen ağrı veya rahatsızlık yokluğu olarak algılayabiliyorlar.

Hastalık hastalığı tedavisi

Tüm psikiyatrik hastalıklarda olduğu gibi hastalık hastalığı tedavisinde de klinik psikolog ve psikiyatrlardan yardım alınmalıdır. Bilimsel çalışmalar, bilişsel davranışçı terapinin (CBT) hipokondri tedavisine yardımcı olabileceğine ışık tutuyor.

Bilişsel davranışçı terapi, hastanın korkularını rasyonalize etmesine yardımcı olabilir ve doktor tarafından reçete edilmesi kaydıyla hipokondriyazis tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar kaygı düzeyini azaltabilir. Bununla birlikte kahve, alkol, tütün gibi uyarıcılardan kaçınmak, meditasyon yapmak, sağlıklı beslenmek gibi yaşam alışkanlıkları edinmek de faydalı olabilir.

Elbette herhangi bir ilaca ya da tedaviye başlamadan önce mutlaka alanında uzman bir hekime başvurulması gerekir. Hekiminiz sizi doğru yönlendirecek ve en uygun tedaviyi uygulayacaktır.

Ne zaman doktora gitmeli?

Tüm bu semptomlar, sağlık sorunlarıyla ilişkili olabileceği için birinci basamak bir mutlaka bir tıp doktoruna görünmektir. Doktorunuz fiziksel bir hastalığınız olmadığından eminse ve hastalık anksiyetesi bozukluğunuz olabileceğini düşünüyorsa sizi bir klinik psikologa / psikiyatra yönlendirebilir.

Hastalık hastalığı nasıl önlenir?

Günümüzde hastalık hastalığı (hipokondriyazis) hakkında kısıtlı bilimsel araştırma olduğu için çok az şey biliniyor. Bu yüzden tam olarak nasıl önlenebileceğini söylemek zor. Ancak yine de bazı sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve yöntemlerle zihinsel sağlığınızı destekleyebilirsiniz. Bunun için:

  • Anksiyete ile ilgili sorunlarınız varsa semptomların kötüleşmesini ve yaşam kalitenizi bozmasını önlemeye yardımcı olmak için en kısa sürede profesyonel destek alabilirsiniz.
  • Sizi strese sokan şeyleri ve stresin vücudunuzu nasıl etkilediğini tanımayı öğrenebilirsiniz. Düzenli olarak stres yönetimi ve gevşeme teknikleri uygulayabilirsiniz.
  • Semptomların kötüleşmesini önlemek için doktorunuzun önerdiği tedavi planına bağlı kalmalısınız.
  • Sağlıklı ve dengeli beslenebilir, düzenli egzersiz yapabilirsiniz. Sağlıklı bir yaşam tarzı, size sadece fiziksel sağlık getirmez; bununla birlikte zihinsel sağlığınızı da geliştirebilir.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Kaynak
Healthline
Webmd

İlginizi çekebilir: Zihninizi canlandırmanıza ve zihinsel enerjinizi yükseltmenize yardımcı olacak öneriler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale