“Senin hastalığın psikolojik”
İnsanların doktora gittikleri zaman duymaktan en çok nefret ettiği söz herhalde bu diye düşünüyorum. Genellikle danışanlar bu sözü duyduklarında “nasıl yani benim bir şeyim yok mu şimdi?” diyerek tepki vermekteler. Daha da kötüsü “bir şey çıksaydı tedavi olurdum” diyerek ümitsizliğe kapılmaktalar. Hatta “benim hastalığım psikolojikmiş” diyerek gezmekte ve psikiyatrik ya da psikolojik yardım almadıkları için hastalıkları ilerlemektedir.
Bir hastalığın psikolojik olması demek o hastalığı yapan nedenin psikolojik bir neden olmasıdır. Örneğin baş ağrısı. Baş ağrısı yapan 50 çeşit neden vardır. Stres de bu nedenlerden biridir. Halbuki insanlar hep hastalıkların altında fiziksel nedenler aradıkları için internete giriyorlar beyin tümörünün baş ağrısı yaptığını görüyorlar ve benim beynimde ur var diye korkmaya başlıyorlar. Tabii olaya öbür tarafından baktığımızda, doktorlar hastada baş ağrısı yapacak fiziksel bir hastalık olmadığını iyi bir sonuç sayıp hastalarıyla bunu paylaştıklarında, onların üzüntüsünü anlamakta zorluk çekiyorlar.
“Fiziksel bir hastalığınız yok, sizin hastalığınız strese bağlı” cümlesini duyduklarında da hastalar sevinsinler mi üzülsünler mi bilemiyorlar. Sevinseler bir türlü, çünkü fiziksel kötü bir hastalık çıkmamış. üzülseler bir türlü, sonuçta günlerce çektikleri baş ağrıları, ağrı kesicilerle da dinmediğinde doktorlar stresten oluyor deyip işin içinden çıktıkları zaman hastalar “doktorlar benim hastalığımı bulamadı” diye düşünmeye başlıyorlar. Bu da onlarda tedavi olamayacakları konusunda endişeler yaratıyor.
Psikolojik sorunlara bağlı fiziksel hastalıklar baş ağrıları, karın ağrıları, mide gazı, tansiyon oynamaları, hazımsızlık, geğirme, kabızlık, ishal, çift görme, baygınlık, kaşıntı, uyuşma ve karıncalanma durumlarıdır.
Psikolojik rahatsızlıkların da aslında fiziksel rahatsızlıklar gibi belirtileri verir. Örneğin az önce bahsettiğim baş ağrısı. Baş ağrılarının en büyük nedeni “gerilim baş ağrıları’’dır. Bu ağrılar gece gündüz devam eden ağrılardır. Şiddeti fazladır, ağrı kesicilere cevap vermez, tetkiklerde bir şey bulunmaz. Akşam yatar başı ağrıyordur, sabah kalkar başı ağrıyordur. Bir türlü baş ağrıları geçmez. Bir şeylere üzülmüşlerdir. Bir şeylere canları sıkılmıştır. Hayatlarında bir şeyler yolunda gitmiyordur. Sonuçta bu rutin ağrılar oluşur. Doktorlar tetkikler yapıp “bir şeyiniz yok durumunuz psikolojik” dediğinde yakınlarının yaklaşımı “bak gördün mü bir şeyin yokmuş sen yapıyormuşsun” ya da “bunun tedavisi senin elindeymiş, sen gayret edeceksin bundan sonra” gibi destekleyici olmayan cümleler olabilir. Bütün bu yaklaşımların hastalara faydası yoktur.
Psikolojik kökenli hastalıkların tedavisi psikolojik ya da psikiyatriktir. İlaçlar %60, terapiler %40 etkilidir. Bu yüzden psikolojik kökenli hastalıklarda sadece psikiyatrik tedavi değil psikoterapilerin de uygulanması gerekir. Psikiyatrik ilaçlar hastaları rahatlatırken, psikoterapilerde hastaların baş etmeyi öğrenmesini sağlamaktadır.
Sonuç olarak; psikolojik rahatsızlıklar psikolog ve psikiyatristler tarafından tedavi edilmelidir. Bu şekilde davranılmazsa hastalar senelerce doktor doktor dolaşır. Tedavi görmezler.
İlginizi çekebilir: Yeni bir şey almaya duyulan dayanılmaz arzu: Alışveriş hastalığı
Yazarın diğer yazıları için tıklayın.