X

Hangimiz 30’larımızı böyle hayal etmiştik ki?

Geçen gün birkaç arkadaşımızla otururken konu 30’lu yaşlara geldi. İstanbul’da yaşamanın zorluğu, hayat pahalılığı, basit zevklerin bile büyük lükslere dönüşmüş olması, beklediğimizi bulamamak, stresten çatlayacak hale gelmek… gibi gibi gündemlerimiz vardı. Konu da kapsül kahvelerin ne kadar zamlandığından buralara geldi. Makineyi aldık ama kapsülleri de çok pahalı diye konuşuyorduk. Sonra hepimizin ağzından aynı cümle döküldü; “30’larımı böyle hayal etmemiştim.” Ben, bir tek ben böyle düşünüyorum sanıyordum.

30 yaş ile ilgili bir yazı yazmayı zaten epeydir istiyordum, bu konuşma da vesile oldu. 30 yaş bende ciddi bir psikolojik sınırdı, fobi gibi bir şey. Çünkü bugüne kadar hep 30 olduğumda şu anda yaşadığımdan farklı bir hayat hayal ederdim. Belki şehir, belki ülke, belki de yaşam şartları olarak… Tam olarak ne isterdim sorusunun çok net bir cevabı yok ama işte ‘böyle hayal etmemiştim’ diyenlerdenim ben de…

Hani klasik bir geyik konusu var ya ‘Biz küçükken 30 yaşındaki insanlar çok büyük geliyordu…’ diye, aynen öyleydi benim için de. Ben nasıl 30 oldum, ne ara geçti bunca zamanın cevabı bende de yok. Zaten pandemiyle birlikte askıya alınan hayatlarımızı düşününce, bende son 3-4 yıl yok gibi bir şey, keşke kalan ömrümüze eklense o bekleme modunda geçen yıllarımız.

Athena ne güzel söylemiş şarkısında ‘beklentiler sadece üzer’ diye. Öyle gerçekten de. Kendimi bu kadar şartlamasaydım şu 30 yaşa, bu kadar beklentiye sokmasaydım kendimi, muhtemelen bu kadar zor gelmezdi son doğum günümü kutlamak. Garip bir burukluğun eşlik ettiği, bir yaş daha alışın kutlandığı o gün…

Bir tek ölüme çare yok diyorlar ya hani bir de geçen zamana. Geçmiş, gitmiş, bitmiş… Ne yapabilirsin ki, ne geçen zaman gelir geri ne de ahlana vahlana keşkelerle anlattığın o hikayelerin gerçekleşmemiş senaryoları… Hayatın da tanımı bu değil mi zaten, her şeyi bir kez ve kendi zamanında yaşıyor olman. O zaman geçtikten sonra ne kadar çabalasan ne kadar serzeniş etsen de boşa, geri gelmeyecek çünkü, ne sen değiştirebileceksin ne bir başkası.

Ama her zaman olduğu gibi burada da madalyonun iki yüzü var. Hayır hayır, artık zamanın değerini anladım, şimdi aklıma gelen her şeyi yapacağım, değil. Keşke o olsaydı ama bende öyle işlemiyor. Bendeki çıktı ‘bundan sonra beklenti yok’ oldu. Gerçekten de yok.

Her yeni yaşıma, her yeni yıla kocaman kocaman beklentilerle girerdim ben, hedeflerle değil evet beklentilerle. Spor yapayım, şu kadar kilo vereyim, çok para kazanayım olmadı bendeki ‘new year’s resolution’lar. Bir şey olsun, hayat değişsin modundaydım ben daha çok. Ama ‘o bir şey nedir’in de cevabı olmadığı için kaçırmışımdır belki de değişim şanslarını bilemiyorum. Çünkü geçen senenin sonunda 2023’ün Aslan burçları için tabir yerindeyse ‘bombastik’ bir yıl olacağını okuduğumda bir şeylerin değişeceğine kaptırıvermiştim kendimi. Ama hepimizin bildiği, duyduğu ve belki de birçoğumuzun yaşadığı üzere yıla ülkece kötü deneyimlerle dolu bir başlangıç yapmış olmamız; yaslar, kayıplar, afetlerle geçen ilk aylar, sonrasında politik gündemler, ekonomik krizler derken 2023’ün ağır ve diğer yıllardan daha yorucu geçtiğini söylemek mümkün. Öyle ki, benim açımdan pandeminin ilk senesini ya da tez yazdığım yılı bile solladı -ki onları en zoru sanırdım-.

Tek başına yaşadığın, bireysel olumsuz deneyimleri atlatmak belki de daha kolaydır ama ülkece bu kadar çok yükün altına girmenin bedeli daha yıpratıcı, çünkü destek alabileceğin, çevrende olan herkes de seninle aşağı yukarı aynı durumda. İster hayat pahalılığından ister orman yangınlarından konuşuyor ol, karşındakinin de üzüntüsü senin üzüntünden az değil, dolayısıyla biraz ‘körler toparlar birbirini ağırlar’ gibi bir modumuz olabilir. Ama geçer, bu da geçer, neler neler geçmedi ki…

Önce kendimize sonra birbirimize iyi bakıp, beklentilerden arınıp ama içten içe de ‘bir gün bir şey olacak ve her şey değişecek hem de çok iyi yönde’ inancını da yitirmeyip bu yılı kapatabilir, 2024’ün çok daha güzel geçmesi için tüm totemlerimizi yapabiliriz… Merak etmeyin, yılın bitmesine daha çok var, ben biraz erkenci davrandım 🙂

İlginizi çekebilir: Birey olmaktan çok uzakta: Sınırlarımızı koruyamama sanatı

Ecem Şenyurd Efecan: Selam, ben Ecem! Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli özel kurumlarda çalışıp akademi özlemiyle soluğu yine üniversitede aldım, daha öğrenilecek çok şey vardı! Mindfulness üzerine tez yazıp 'an'da kalmayı hala başaramayan biri olarak insana iyi gelen ne varsa bulmaya, uygulamaya, hayatımın bir parçası haline getirmeye çalışıyorum. Tam bir kahve severim, günlük sınırsız doz alımıyla hayatımın olmazsa olmazı. Üretmeye bayılıyorum! :)

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale