X

Hangi tip mükemmeliyetçi olduğunuzu biliyor musunuz?

Size mükemmeliyetçi biri misiniz, diye sorsak muhtemelen hızlı bir şekilde cevap verebilirsiniz. Ya da ne kadar mükemmeliyetçisiniz desek, bu soruyu da bir çırpıda cevaplayabilirsiniz. Peki ya hangi tür mükemmeliyetçisiniz desek? Evet, mükemmeliyetçiliğin birkaç farklı türü var ve kendinizi daha iyi anlamak ve bu özelliğinizin hayatınızı, işlerinizi, ilişkilerinizi olumsuz etkilememesi adına aksiyon almak için hangi tip mükemmeliyetçi olduğunuzu öğrenmenizde fayda var.

Üstelik, yalnızca kendiniz için de değil, sevdiklerinizi, çevrenizdeki insanları daha iyi anlamak ve onlarla daha iyi iletişim kurmak için de mükemmeliyetçiliğin türlerini öğrenmelisiniz. Böylece davranışlarınızı daha etkili bir şekilde yönetebilir, hem ilişkilerinizde hem de iç dünyanızda daha barışçıl bir insan olabilirsiniz. Özellikle de mükemmeliyetçi insanların sayısı günden güne artarken…

Psychological Bulletin‘de yayınlanan bir araştırma, 1989 ile 2016 yılları arasında kendini mükemmeliyetçi olarak tanımlayan kişilerin sayısının ciddi oranda artığını ortaya çıkarmış. Öyleyse, kimin ne tür bir mükemmeliyetçi olduğunu anlamak, her zamankinden daha önemli olabilir. İşte mükemmeliyetçilik türleri:

Kendine yönelimli mükemmeliyetçilik

Eğer her zaman ‘kendinizden’ en iyisini bekliyorsanız kendine yönelimli yani self-oriented mükemmeliyetçi olabilirsiniz. Peki, bu tam olarak ne demek? Şöyle ki; ‘en iyi’ halleriniz bile size yeterli hissettirmiyorsa, kendinizi hep daha iyisi için zorluyor ve bunu yaparken kendinize çok sert, çok acımasız davranıyorsanız ve başarılarınızın, sürekli olarak beklentilerinizin gerisinde kaldığını düşünüyorsanız, kendine yönelimli mükemmeliyetçi olabilirsiniz. Uzmanlara göre bu tür bir mükemmeliyetçilik, yüksek düzeyde üretkenliğe yol açsa da aynı miktarda tükenmişliğe de zemin hazırlıyor. Ve bu tip mükemmeliyetçiliğe sahip olan kişiler, başarılarını kutlamak yerine yoğun olarak bunalmış ve memnuniyetsiz hissediyorlar.

Peki, ne yapmalı: Eğer, bu tanımlar size uyuyorsa atabileceğiniz birkaç adım var. İlk olarak, kendinizi bunalmış, kaybolmuş, işlerinizin, sorumluluklarınızın arasında sıkışmış hissettiğinizde yardım istemeyi öğrenin ve destek alın. Tek başınıza ‘her şeyi’ halletmek zorunda değilsiniz, bu sadece sizi daha fazla yıpratacaktır. Kendinize şefkatle yaklaşmayı öğrenin, daha anlayışlı bir tonda kendinizle konuşun, kendinizi suçlamayın. Öz şefkat pratikleri uygulayın, kendinize zaman ayırın, öz bakım uygulayın, sosyalleşmek için alan ve zaman yaratın, sevdiğiniz aktivitelerle meşgul olun. Ve de en önemlisi başarılarınızı kutlamayı öğrenin.

Başkalarına yönelik mükemmeliyetçilik

Başkalarına yönelik mükemmeliyetçilik, işte, sosyal çevrenizde veya okulda yaşadığınız ama muhtemelen böyle bir adı olduğunu bilmediğiniz bir mükemmeliyetçilik türü. Başkalarından belirli şekilde davranmasını bekliyorsanız ve bu beklentiniz karşılanmadığında üzgün hissediyorsanız, başkalarına yönelik, orijinal adıyla other-oriented mükemmeliyetçi olabilirsiniz. Bu tip bir mükemmeliyetçilik, temelde gerçekçi olmayan varsayımlara dayandığından çoğu zaman çatışmalara yol açabilir. Çünkü birisinin her zaman sizin istediğiniz gibi düşünmesini, davranmasını beklemek, hem sizi hayal kırıklığına uğratabilir hem de karşınızdaki kişiyle aranızda soğuk rüzgarlar esmesine neden olabilir.

Peki, ne yapmalı: Başkalarına yönelik mükemmeliyetçiyseniz ve bu durum ilişkilerinizi etkiliyorsa, daha anlayışlı olmaya çalışmalısınız. Daha fazla empati ve anlayış göstermek için çaba harcamalı ve en önemlisi beklentilerinizi düşürmelisiniz. Siz, sadece kendi düşüncelerinizden, davranışlarınızdan sorumlu olabilirsiniz, başkalarının fikirlerini, söylemlerini, eylemlerini kontrol edemezsiniz. Bu konuda farkındalık geliştirerek başkalarından bir şeyler beklemek yerine ilişkinizin kalitesine, iletişiminizin daha sağlıklı olmasına odaklanabilirsiniz.

Sosyal olarak belirlenmiş mükemmeliyetçilik

Başkalarının ne düşündüğü sizin için çok mu önemli? Sizi kabul etmeleri, hayatınızdaki en önemli önceliklerinizden biri mi? Ya da sürekli reddedilme korkusu mu yaşıyorsunuz? Söylemlerinizi, eylemlerinizi başkalarının sizden beklentileri doğrultusunda mı şekillendiriyorsunuz? Tüm bunlara cevaplarınız evetse socially prescribed yani sosyal olarak belirlenmiş mükemmeliyetçilik tipine sahip olabilirsiniz. Ve ne yazık ki böyle bir mükemmeliyetçi kişiliğiniz varsa, öz değerinizi de başkalarının tepkilerine göre belirlemeye çalışıyor olabilirsiniz, bu da öz saygı ve öz sevgi gibi değerlerinizin de düşmesine neden oluyor olabilir.

Peki, ne yapmalı: İlk olarak, olumlu bir iç ses geliştirmelisiniz. Çünkü önemli olan başkalarının değil, sizin kendinizle nasıl konuştuğunuz. Kendinizle gurur duyduğunuzu kendinize sık sık söyleyin, başarılarınızı kendinize hatırlatın, değerinizin başkalarının görüşlerine, sizi takdir edip etmemelerine bağlı olmadığını kendinize söyleyin. Eğer bunları düşünmekte, içinizden söylemekte, tekrar etmekte zorlanıyorsanız, yazmayı deneyebilirsiniz. Ayrıca FOPO (Fear of Other People’s Opinions): Kendi değerinizi, başkalarının görüşlerine göre belirlemeyinFOPO (Fear of Other People’ yazımızdan da ilham alabilirsiniz.

Hangi tip mükemmeliyetçi olduğunuzu fark etmeniz, mükemmeliyetçi yanlarınızın hayatınızı olumsuz yönde etkilememesi için neler yapabileceklerinizi de anlamanıza yardımcı olacaktır. Daha fazlası için mükemmeliyetçilik konusunu farklı yönleriyle ele aldığımız aşağıdaki yazılarımıza da göz atabilirsiniz:

Kaynak: huffpost

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.



Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.





Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş



Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.





İlgili Makale