X

Hangi takviye ne zaman alınmalı, birlikte alınması ya da alınmaması gereken takviyeler nelerdir?

Günümüzde sağlıklı bir yaşam sürdürebilmenin ön koşullarından biri, dengeli ve yeterli beslenme. Ancak, yoğun iş temposu, hızlı tüketim alışkanlıkları ve çevresel faktörler nedeniyle beslenme düzenimiz bozulabiliyor ve vücudumuzun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri alamayabiliyoruz. Bu noktada, vücudumuzun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri karşılamak için takviye kullanımı devreye giriyor. Amerikan Hastanesi’nden Fonksiyonel Tıp Doktoru İrem Ergün takviyeler konusunu detaylıca ele alıyor ve şunları anlatıyor:

Sağlığımız ve faydalı olduğunu düşündüğümüz veya çok tavsiye edildiği için hayatımıza giren vitamin ve besin takviyelerini nasıl kullanacağımızı yeteri kadar biliyor muyuz? Pek çok sebeple kullandığımız vitamin, mineral ve takviyelerin ne kadar gerekli olduğunu, hangilerini kullanmak gerektiğini tartışmaya devam ederken, hemen hepimizin kullandığı bu tabletlerin en etkili şekilde kullanımı da tabii ki önemli…

Kullandığımız takviyelerin herhangi bir yan etkiye sebep olmaması için bilimsel olarak herhangi bir öneri olmasa da, daha önemli olan etkinlikleri açısından belli başlı öneriler var. Tüm bu bilgiler kişiye göre değişebilir ve kişinin sahip olduğu sağlık sorunlarına göre doktoru tarafından farklı şekilde önerilebilir.

Takviyeleri kullanırken öncelikle RDA dediğimiz önerilen günlük miktarlarla kullanmak gerekiyor. Burada özellikle vitamin ve minarallerden bahsediyoruz, çünkü vücudumuzda yeterli vitamin ve mineral olmazsa, karbonhidrat, yağ ve protein gibi makro besinleri parçalamak ve vücudumuzun ihtiyacı olan hale dönüştürmek için yeterli desteğimiz olmaz. Aldığımız takviyeleri gün içinde dağıtarak kullanmak, yani hepsini bir arada almamak da diğer bir öneri…

Her gün hangi vitaminleri almalıyız?

Bu sorunun herkesin ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde bir liste olarak cevabı maalesef olamıyor. Beslenme şekli tabii ki ilk sırada geliyor, ancak eksiklikleri yaygın olan bazı vitamin ve mineraller de var.

  • Bunlardan ilki B vitaminleri olabilir. Bunlar da C vitamini gibi suda eriyen ya da suda çözünen vitaminler olduğu için, günlük olarak vücuttan atılırlar ve takviye edilmesi de günlük olmalıdır. Emilimleri açısından yiyeceklerle birlikte, daha iyisi yemekten 1-2 saat sonrası uygundur.
  • Bununla birlikte, yağda çözünen vitaminlerden A, D, E ve K vitamini genellikle yağlı yiyeceklerle tercih edilir. Bunun için çok fazla yağ almaya gerek yoktur, avokado veya biraz zeytinyağlı bir öğünde rahatlıkla alınabilir. D vitamini magnezyum ile birlikte kullanıldığında daha iyi çalışır.
  • Eğer multivitamin kullanıyorsanız, yine içindeki bazı vitamin ve mineraller yiyeceklerle daha iyi emildiği için, hafif bir öğünle rahatlıkla alınabilir.
  • Mineraller de vücudumuzdaki tüm enzim ve biyokimyasal reaksiyonlar için çok önemlidir. En başta kötü beslenme sebebiyle popülasyonda çok ciddi miktarda eksiklikleri görülmektedir. Demir, magnezyum, çinko, selenyum, kalsiyum gibi mineraller takviye olarak en çok kullandığımız minerallerdir.
  • Mineralleri aç karnına almak mideyle ilgili şikayetlere sebep olabileceği için, bunları da bir miktar yiyecekle almak daha uygundur. En sık eksikliğini gördüğümüz magnezyum mineralinin “malat formu” özellikle kaslara ve enerji üretimine destek olarak mümkünse sabahları aç karnına, “glisinat formu” akşam yatmadan önce, “sitrat formu” hem sabah hem akşam kullanılabilir.
  • Demir takviyesinin aç karnına ve C vitamini içeren besin veya takviyelerle alınması daha uygundur. Daha önce de belirttiğimiz gibi, herhangi bir rahatsızlık olduğunda bir miktar yiyecekle alınması da sorun olmayacaktır.
  • Çinko, selenyum gibi bazı mineraller bağışıklık destekleyici bazı kombinasyonların içinde kullanılabilir. Burada dozları orta düzeydedir, fakat tek başına kullanırken yüksek dozda alınmamasına dikkat edilmelidir.
  • Özellikle iyot kullanımında yüksek dozda yanlış uygulamalar tiroid ve cilt sorunlarına sebep olabilir.
  • Yaygın kullandığımız Omega-3 yağ asitlerini de akşam ve tok kullanmak daha uygundur.

Vitamin ve minerallerin yanında, kan şekerini dengeleyen bitkiseller, duygu durumunu düzenleyen adaptojenler, karaciğeri destekleyen karışımlar, enerji üretimini artıran besin takviyeleri vb. yaygın olarak kullanılmaktadır. Bunların kullanımında dozlar mutlaka doktor tarafından verilmelidir. Genel olarak tok kullanılmasını tercih ederiz ve bölünmüş dozlarda kullanılırlar. Kişinin kullandığı diğer şeker ve tansiyon ilaçları, antidepresanlar, kalp ilaçları vb. ile kesinlikle etkileşim gösterebilirler. Bu yüzden hem doktora danışılarak hem de yüksek dozlarda kullanılmayarak vücutta ne tür etkiler oluşturduğu izlenmelidir.

Tüm bu takviyeler tabii ki daima bol suyla alınmalıdır ve test yapılmadan ya da doktora danışılmadan uzun sürelerde kullanılmamalıdır. Dozları için dikkat edilmesi gereken en genel şey, üzerindeki dozların üstüne çıkılmamasıdır. En sağlıklısı, doktorunuz tarafından size uygun en doğru dozun verilmesi ve kullanımının anlatılmasıdır.

İlginizi çekebilir: Bütüncül sağlığınızı ve ruh halinizi iyileştirmek için almanız gereken temel besin takviyeleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale