Birçok depresyon türünde birincil tedavi seçeneği olarak anti-depresan ilaçlara başvuruluyor. Bu ilaçlar, depresyon semptomlarının azaltılmasına ve kişinin kendini daha iyi hissetmesine yarıyor olabilir ancak hamilelik durumunda işler daha karmaşık hale gelebiliyor.
Önceleri hamilelikte salgılanan hormonların kadınları depresyondan koruduğu sanılıyordu ancak son dönemde araştırmacılar bunun doğru olmadığını ortaya koyuyor. Hatta hamileliğin kendisinin bile tetiklediği duygu durumuyla depresyonla mücadeleyi daha da zor hale getirdiği biliniyor.
Hamilelikte depresyonla mücadele etmek oldukça önemli. Eğer tedavi edilmezse, loğusalık döneminde bebek bakımında zorlanma, bebeğin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde sağlıklı beslenmeme veya kendine bakacak enerjiyi bulamama gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Hatta sigara, alkol kullanımına kadar gidebiliyor. Bunun prematüre doğum, düşük yapma, çok zayıf bebek doğurma veya başka sağlık sorunları gibi sonuçları olabiliyor.
İlgili yazı: 9 aylık mucizeyi 4 dakikada her yönüyle yaşayın: Hamilelik dönemi
Tüm bu risklerin bertaraf edilmesi için hamilelikte depresyonla mücadele edilmesi gerekiyor. Ancak hamilelik süresince depresyonla mücadele ederken ilaç tedavisine başvurmak çok da kolay verilebilecek bir karar değil. Yapılan yeni bir araştırmaya göre depresyon veya psikiyatrik bozukluğu olan bir annenin hamilelik süresince en az 2 defa anti-depresan ilaç kullanması, çocuklarda konuşma ve/veya dil bozukluğunu yüzde 37 oranında artırıyor. Columbia Üniversitesi’nden araştırmacıların yaptığı bu çalışmanın sonuçları, JAMA Psychiatry dergisinde yayımlanacak.
Söz konusu araştırma, hamilelerde anti-depresan kullanımıyla konuşma/dil bozukluğu arasındaki ilişkiyi ortaya koyan ilk çalışma özelliğini taşıyor. Araştırma kapsamındaki konuşma/dil bozukluğu ifade ve algıya yönelik dil bozukluklarını ve seslerin artikülasyonunu kapsıyor. Araştırma kapsamında 1996-2010 yılları arasında
Finlandiya’daki ulusal verilerden yararlanıldı ve hamilelik süresinde bir veya daha fazla kez anti-depresan ilaç alan 15.596 kadın, hamilelikten bir yıl önce psikiyatrik bozukluk teşhisi konmasına rağmen hamilelik süresince anti-depresan ilaç almayan 9.537 kadın ve ne anti-depresan kullanan ne de depresyonla ilişkili bir teşhis konan 31.207 kadının verileri incelendi. Araştırmanın başındaki isimlerden biri olan Dr. Alan Brown, elde ettikleri sonuçları şöyle yorumluyor:
“Hamilelik süresince en az iki defa anti-depresan ilaç kullanan kadınların sonuçlarından önemli bir sonuç elde ettik çünkü bu kadınlar tek bir sefer bu tür ilaçları kullanan kişilere göre daha uzun süre kullanma ihtimali yüksek olan kişiler.”
İlgili yazı: 5 adımda ‘Zen Hamilelik’ ile hamilelik döneminizde mutlu aile hikayenizi yazın
Araştırmadan elde edilen bir başka önemli sonuç da şu: Alınan anti-depresan ilaçlardan bağımsız olarak konuşma/dil bozukluğu riski, hamilelik süresince depresyon veya başka bir psikiyatrik bozukluğu olan kadınların çocuklarında daha yüksek. Yani anti-depresan ilaç kullanımından bağımsız olarak, hamilelik sırasında yaşanan depresyon, çocuklarda konuşma/dil bozukluğu riskini artırıyor. Bu risk, anti-depresan kullanan annelerde çok daha yüksek oluyor.
Araştırmadan çıkarılması gereken en önemli sonuçlardan biri de anti-depresan ilaç kullanımı kadar hamilelikte depresyonla mücadele edilmesi gerektiği.
Kaynaklar:
PsyPost
Mayo Clinic